.

Ne de duyardık bu sözü önceleri. Şimdi öyle mi ya…!
Gerçi cigara pahalandı. Kimse kimseye bu sözü böyle rahat söyleyemiyor artık. Eksiden paketler ortadaydı. Kim ne isterse, onu yakardı.
Pahalandı hayat. Hayata dair ince ince can alan faktörler de. Eskiden çok faktörlü güneş yağları vardı. Bilmem kaç faktörlü. Onlar da şimdi pahalı lanmış. Oysa ki, ne greek var güneşten korunmaya… Yan gitsin. Ya da, yak gitsin hali bizlerde. Tellendir cigarayı.. Şimdilerde nerede böyle hallen mek. Anılarda kaldı yani. Birçok şey gibi…
Şey derken, bir şey daha geldi aklıma. ‘Güne başlarken’ dediğim gibi. “BUYAR, BUADAN YAK” durumuna bir örnek da ha…!
Sıcak günler yakında sanırım. Öyle sonbahar geldi, demek yok bence.
Nereden mi uyduruyorum şimdi bu durumu. Anlatayım…
Dün, haber ajanslarına göz atar iken rastladım bu habere. Başlığı haylice sıcak geldi bendenize.
Abonesi olduğumuz İHA’ nın Dış haberler servisi’ nin öne çıkanıydı bu bahsedeceğim başlık..
Şöyleydi atılan o baylık; “İran, Rusya ve Çin ortak askeri tatbikat yapacak…”
İşte o nedenle, attığım başlıktı bu; “BUYUR, BURADAN YAK…”
Her ne kadar, cigara muhabbeti ile başladıysam da, benzer bir konu bence bu konu. Durduk yere bayram değil, seyran değil gibi bir durum bence bu durum.
 
Gazeteci Aynur Sena Çabuk’ un haberiydi, çabucak aktarılan, gelişmeyi güzelce ve özetle kaleme alıp, dünyaya duyuran ifdeler.
TAHRAN ‘ dang eliyordu detaylıca bilgiler.  İran Savunma Bakanlığı Diplomasi ve Uluslararası İşler Müdürü Muhammed Şeltuki’nin ifadeleriyle doluydu haberde geçenler.
İlk satırları şöyleydi haberin, Seltuki’nin dilinden çıkan sözlerle gelen;“İran, Rusya ve Çin’in Umman Denizi'nde ortak askeri tatbikat yapacaklarını söyledi.”
Kim söylüyordu, Seltuki.. Peki ne anlama geliyordu şimdi bu tatbikat..? Vallahi meraklanmamak ne mümkün?
Sıcaktı hava, daha da mı sıcak olacaktı acaba. Öyle ya, müşterek tatbikat, hem de yapanlara bakın hele…

İran’ın savunma doktrininde yeni bir aşamaya geçildiğini belirten General Şeltuki’nni ifadeleri geçiyordu haberde. Anlatım ise şöyle geliyordu; “ Seltuki; yabancı ülkelerle savunma diplomasisi üzerine konuştuklarını. İranlı siyasi ve askeri yetkililerin savunma diplomasisine ayrıca önem verdiklerini söyledi.”
Sonrası da vardı denilenlerin. Nasıl mı..!  aynen şöyle;
“Şeltuki, İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’ nin yakın zamanda yapacağı Çin ziyaretinin savunma diplomasisi açısından önemli olduğunu söyledi.
İran, Rusya ve Çin’in yakın zamanda Umman Denizi'nde ortak askeri tatbikat yapacaklarını belirten General Şeltuki, üç ülke arasında ilk kez böylesi bir tatbikatın yapılacağını söyleyerek, ”Çin ve Rusya’dan üst düzey askeri yetkililer yakın zamanda Tahran’a gelecekler” dedi.” ifadeleriyle aktarılan.
Şimdi bu bilgiler üzerine, kim demez ki: ‘BUYUR, BURADAN YAK…’
Şom ağızlılık yaptığım düşünülebilir, lakin görünen köy de kılavuz istemez ki be kardeşim.
Durduk yere,. Bu birlikteliğin bir anlamı olmalı bence. Öyle ya, elalemin Milleti hep şerrin derdinde. Öyle duyduk yıllardır. Bu durum karşısında da, böyle düşünür olduk.
Düşünmek demiş iken, bakın bir düşüncemi daha paylaşmak geçti bu gün içimden.
Kış geliyor. Havalar soğuyacağını şimdiden gösterir oldu. Peki ya, kış için ne önlemler alındı.
Bir ben deilim böylme düşünen. Öyle çok arkadaşımdan işitiyorum ki, düşünülenleri. Misal, sokak ta yaşamak zorunda kalanların o halleri.
Bu aralar sıkça denilen, Camii avlularında yaşamaya uğraşan Afganlılar. Mahallelinin içi şimdiden üşüyor onların o haline gördükçe. Kimi, makarna kaynatıyor tencereyle götürüyor önlarine, kimi yalın ayak başı kabak çocuklar için, evdeki küçülenlerden taşıyor avluya..
Peki ya, şimdi böyle. Ya kışın…?
Düşünmemek elde değil, sokakta yaşamaya mahkum kalanları. Bir de yerlilerimiz var. Hani, görünce ‘serseri..’ diye de bağrıştıklarımız.
Onları da atlamamak gerek. Havalar soğuyacak. Ya sonra…?
Canları olduğunu aklımızdan çıkarmadan, umarım başta yerel yönetimler harekete geçer, sokakta yaşamak zorunda kalanlar için.
Hadi inşallah… Umarım düşündüğümü düşünenler vardır koca Çanakkale’de. Yalnız değilimdir inşallah..!
Bu arada demeden edemeyeceğim. Camii tuvaletinde aranan ücret için, kul hakkı vurgusuna ne demeli?
Camii avlusunda yaşamak zorunda kalanlar içinde mi geçerli bu ücret ve kul hakkı vurgusu…? Umarım, değildir. Onların hakkı, kul hakkı derken, neleri unuttuk, atladık, varın birlikte bir kez daha düşünelim. Tabii ki, mahsuru yok ise.
Bu günlük bu kadar. Haydin hoşça kalın… Kalabiliyorsanız…!  
.