Lakabı da olsa keşke F-35’ in… Kamuoyunda sıkça sözü edilen, f-35 Savaş uçaklarına yönelik net ifadeler geldi dün Başkent’ten. Bilgiler detaylıcaydı, tesisler ve üss konusundan söz edilir iken.
Lakabı da olsa keşke F-35’ in…
Kamuoyunda sıkça sözü edilen, f-35 Savaş uçaklarına yönelik net ifadeler geldi dün Başkent’ten.
Bilgiler detaylıcaydı, tesisler ve üss konusundan söz edilir iken.
Benim ise en merak ettiğim, F-35’ lere özel bir isim verilip verilmediği. Öyle ya, bazı modeller için mesela; ‘Savaşan Şahinler’ deniliyor.
F-35 ‘e verilecek bir isim var mı?, verildi mi?, benim haberim mi yok acaba…
Aklımdan geçen bir isim var aslında. Ya da, isim önerisi mi diyeyim?
Benim aklımdan geçen ve öneri diyebileceğim isim, tam da şu; ‘Azrail Nefesi…’
Bence düşünceleri bir kenara bırakıp, döneyim başkent’ te edilen sözlere. Bakan Akar: “F-35’ler için tesislerimiz, üssümüz hazır” demiş.
Ben bu bilgiye, abonesi olduğumuz İHA’ dan ulaştım. İhlas haber Ajansı’ndan. İHA denilince akla, F-35 gibi uçma yetisine sahip, İnsansız Hava Araçları gelse de, haber konusunda, uçar hızla bilgiyi bir noktadan bir noktaya ulaştırabilen bir kurum İHA
Uçar hızla bilgiyi ülkedeki basın kuruluşlarına yayan İHA’ nın haberine göre, Bakan Akar ‘ın sözleri şöyle gelmiş Ankara’dan:
“Şu anda 4 uçak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim edilmiş bulunmakta. Bunlar bizim uçağımız olarak orada eğitimlerde kullanılmakta.
Kasım ayında da diğer uçakların Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz"
Ayrıca başka denilenler de varmış. Misal Sayın Akar’ ın şu sözleri; “30-40 kilometrede terör örgütü PKK/YPG'nin herhangi bir unsurunun olmamasını talep ediyoruz. Bu konuda başlangıçtan itibaren ABD'nin bazı tutumu var. Bu tutumda bazı esneklikler olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bizim görüşlerimize yaklaştıklarını da memnuniyetle müşahede ediyoruz” ifadeleri gibi.
Bu sözler, F-35’ lerin konuşlanacağı bölgeden söz edilirken mi edilmiş, okuduğu haber metninde bunu tam olarak anlayamadım. O nedenle, haberi birlikte okur gibi paylaşayım istedim.
Sayın Bakan Akar’ ın; “Tel Rıfat'ta Rusya'nın bize verdiği bazı sözler var, oradaki YPG'lilerin çıkarılacağı konusunda ancak şu ana kadar maalesef bunu gerçekleştirmediler. Bununla ilgili tedbirlerimizi alıyoruz. Onlar herhangi bir şekilde ateş ettiği zaman da biz bunlara misliyle mukabele ediyoruz" ifadelerine de hayli dikkat kesildim. Aslında, merak ta ettim, bu sözlerin anlamı ne diye.
Meraklanarak, bu nedenle de dikkatle okuduğum bahsetme çalıştığım bu haberi anlatmaya başlayayım şimdi.
Başkent’ te konuşan Milli Savurma Bakanı Hulusi Akar, F-35 uçaklarının Türkiye'ye teslimine ilişkin konu üzerine detaylıca sözler etmiş. Demiş ki;
“Şu anda 4 uçak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim edilmiş bulunmakta. Bunlar bizim uçağımız olarak orada eğitimlerde kullanılmakta. Kasım ayında da diğer uçakların Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Malatya'da bu konuda yapılması gereken hazırlıklarımızı yaptık, tesislerimiz, üssümüz hazır, uçaklarımızın gelmesini bekliyoruz"
Sayın bakan, TÜYAP'taki IDEF'19 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda katıldığı televizyon programında, gündeme ilişkin sorulara cevaplar iken etmiş sözlerini.
İDEF'19 hakkında; “Bu fuar bizim yüz akımız olmaya devam ediyor. Türkiye'nin bir markası haline gelmiş bir fuar" diyerek sözlerine başlayan sayın Bakan Akar, fuara 53 ülkeden bin 61 firmanın katıldığına da dikkat çekmiş.
“Bu bizim için gurur verici sonuç. Ayrıca 71 ülkeden de bakanlar, bakan yardımcıları, genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, onların temsilcileri var" diyerek fuardan söz eden sayın bakar, sonrasında da, kamuoyunun da gündemindeki F-35’ ler için konuşmuş.
Fakat öncesinde, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile görüşmesi ile ilgili bir soruya yanıtv ermiş sayın bakan. Demiş ki; “Büyükelçi Sayın Jeffrey nezaket göstererek İstanbul'a geldi. Burada çok yararlı, olumlu bir görüşme yaptık.
Bütün görüşlerimizi, tezlerimizi, tekliflerimizi, taleplerimizi açık şekilde masaya koyduk, kendileri de bunu büyük anlayışla dinlediler. Daha önceki görüşmelerimizde ortaya koyduğumuz görüşlerimizi tekrarlamakla birlikte bizim görüşlerimize Jeffrey ve heyetinin yaklaştığını görmekten de son derece mutlu oldum. Dileğimiz, temennimiz önümüzdeki günlerde yapacağımız diğer görüşmelerle de güvenli bölge başta olmak üzere ikili konularda birbirimize yaklaşacağımızı görüyorum. Biz Fırat'ın doğusunda ülkemize, halkımıza, sınırlarımıza bir terör tehdidi olmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bunun için alınması gereken ne tedbir varsa bunları almaya çalışıyoruz. Gayretimiz bu. Bu manada dostumuz, müttefikimiz, stratejik ortağımız ABD'den bizim talebimiz, PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG'nin bir an önce bölgeden çıkarılmasını, bunların silahlarının toplanmasını ve sınırlarımızdan en az 30-40 kilometre güneye doğru götürülmesidir" demiş.
Başta söz ettiğim ve merak ettiğimi de dile getirdiğim konu, YPG’ nin sınırlardan çekilmesi konusuymuş. Tahmin ettiğim gibi, F-35’ lerin konuşlanmasına ilişkin edilmemiş meğer bu sözler.
Şimdi, lakabı ne olacak diye düşündüğüm ve kendimce bir isim verebileceğimi dile getirdiğim F-35’ ler konusu diyeyim. Sayın bakan Akar bu konuda;
“Şu anda 4 uçak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim edilmiş bulunmakta” diyerek kalmamış ve devam ettirmiş sözlerini.
F-35 savaş uçağı projesindeki son durum ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'n konuya ilişkin değerlendirmesi ve proje dışına çıkarılma durumunda başka planların olup olmadığı soruları üzerine net ifadeler kullanan sayın Bakan Akar:
“Biz 9 ülkenin bulunduğu bir ortaklıktan bahsediyoruz. Başlangıçtan itibaren F-35 ile ilgili taahhüt ettiğimiz bütün yükümlülükleri aksaksız, eksiksiz yerine getirmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Bize mali, hukuku, idari bakımdan ne kadar sorumluluk verilmişse bunların hepsini yerine getirmiş bulunuyoruz. Bunu ABD tarafı da diğer ilgili taraflar da beyanlarında ifade ediyorlar. Ayrıca biz ortağız. Bu ortaklıkta 'S-400 alırsanız ortaklıktan çıkarılırsınız' diye bir madde söz konusu değil. Herhangi bir ülkenin, ortaklardan birinin isteği doğrultusunda bizim ortaklıktan çıkarılmamız hakka, adalete, hukuka uygun olmaz. Böyle bir şey söz konusu olmamalı. Tabii ki eğer Türkiye bir şekilde bu ortaklıktan çıkarılırsa bunun mali, hukuk ve lojistik bakımından diğer ortaklara getireceği ve onların muhtemelen taşıyamayacağı çok ciddi yükler olacaktır. Bu nedenle bu konuda tarafların çok dikkatli, hassas olması gerektiğini düşünüyorum. Biz bu konudaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Şu ana kadar ki yapılan çalışmalar da yine planlandığı şekilde devam etti. Pilotlarımız, bakım personelimiz ABD'de eğitimlerini sürdürüyor. Şu anda 4 uçak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim edilmiş bulunmakta. Bunlar bizim uçağımız olarak orada eğitimlerde kullanılmakta. Bu faaliyetlerin devamı olarak da Kasım ayında da diğer uçakların Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Malatya'da bu konuda yapılması gereken hazırlıklarımızı yaptık, tesislerimiz, üssümüz hazır, uçaklarımızın gelmesini bekliyoruz" demiş.
Bir önemli başlık ve bir merak edilen konu üzerine de sözleri vramış sayın Bakanın. S-400 meselesi.
S-400 hava ve füze savunma sisteminin F-35'lerin güvenliğini tehlikeye atacağına yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine Milli Savunma Bakanı Akar, “Bizim iddiamız, değerlendirmemiz F-35'lerle S-400'ler herhangi bir şekilde birbirini etkilemeyecek. Bununla alakalı alınması gereken bütün tedbirleri aldık, almaya da hazırız. Diyoruz, eğer varsa herhangi bir teklifiniz onları da alır, onlara göre tedbirlerimizi geliştiririz.
Hatta bu konuda NATO'da bir çalışma söz konusu olduğunda. Geçenlerde Sayın Genel Sekreter Stoltenberg ile bir telefon görüşmemiz oldu. Gayet yapıcı, olumlu bir yaklaşım içinde olduklarını gördüm.
Önümüzdeki hafta Türkiye'ye gelecekler, geldiklerinde bu konu daha teferruatlı bir şekilde kendileriyle görüşülecek. Biz bu konuda kendi tutumumuzun, değerlendirmemizin doğru olduğunu bir anlamda karşı tarafa anlatmaya, ifade etmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullanmış.
Meseleler bu kadar net iken, benim merakım F-35’ lerin lakabının ne olacağı. Ben işte… Standart ben.