Bir iki gündür hastane kapılarındayız.

Çanakkale’de okullarda yaygın bir hastalık başlamış olmalı ki, hastaneler çocuktan geçilmiyor. Özel bir hastanenin poliklinik koridorları Cuma pazarından daha kalabalıktı.
İl sağlık müdürlüğü okullarda sağlık taraması yapabilir mi?
Salgın bu hızla devam ederse, aileler hastane koridorlarında derman aramaya devam edecektir.
Okullara ara vermek veya maske zorunluluğu getirilmesi seçenekleri hakkında acaba uzmanlarımız ne düşünüyor?
 
Allah rızası için bir sadaka
 
Emekliler, asgari ücretliler ve memurlar sadakaya muhtaç hale gelmişiz olmalı ki Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati;
“Asgari ücretliye de memura da emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir" demiş ve devam etmiş ve 2022 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde atmış beş , 2023 senesi için de enflasyonu yüzde yirmi dört olarak hedeflemiş.
Bunun manası TÜİK’e çok iş düşeceğidir.
2022 yılı ücretliler için zaten kayıp bir yıldı. 2023 daha da berbat olacak demektir.
 
Savunma Sanayi atılımlarına köstek olacak partiye oy verilmez
 
AKP döneminde artısıyla eksisiyle var olan savunma sanayimiz daha da büyük atılımlar gerçekleşti. 2023 seçimlerinde iktidarı hedefleyen Millet İttifakının altı üyesi, yayınlayacakları deklarasyonla “savunma sanayini atılımlarını milli mesele olarak gördüğünü kabul ile destek ve teşviklerin iktidarları döneminde daha da artarak süreceğini” şimdiden ilan etmelidir.
Anlayışıma göre, savunma sanayinin gelişimine köstek olmak bir yana, hızını kesmek bile düşmana hizmet demektir.
 
 
Anayasa’da başörtüsü değişikliği teklifi
Kılıçdaroğlu’nun bayram değil seyran değilken başörtüsüne serbestlik kanunu teklifini ortaya atması AKP için adeta  gollük pasa dönüştü.
AKP bu teklife karşı teklifte bulundu ve başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifini TBMM’ne sundu.  BBP ve MHP’nin de desteklediği bu teklife İYİ Partinin de duyarsız kalmayacağını İyi Partili Kürşad Zorlu’da açıkladı.
"Genel İdare Kurulu'nda çoğunluğun eğilimi, olumlu bir kanaat içerisinde olduğumuz ve evet yönündedir." Dedi.
İYİ Partinin bu konudaki olası politik duruşu ile ilgili düşüncelerimi yazımın son bölümünde açıklayacağım. Ama önce AKP’nin anayasa değişiklik teklifini okuyalım.
 
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFÎ
 
“MADDE 1- 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz.
Hiçbir kadın; dinî inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasî faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tâbi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dinî inancı sebebiyle kadının başım örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir."
“MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı "I. Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları" şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan "temelidir ve" ibaresi "temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve" şeklinde değiştirilmiştir.”
“MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.”
 
Halkımızın günlük yaşamı içerinde geleneksel olarak kullandığı başörtüsüne ve şehir hayatının günlük yaşamı içerinde görülen ve halkımızca kabul edilen  başörtüsü/türban kullanış şekillerine kesinlikle kimse karışmamalıdır. Öncelikle bunu belirtmeliyim.
Anayasa uzamanı değilim ve fakat mevcut anayasa değişikliği teklifini okuduğumda, teklifin lastik gibi ne tarafa çekilse o tarafa gelecek cinsten olduğunu gördüm.
Mesela başörtü konusunu politik çizgide sahiplenen ve kamuoyunda “siyasal İslamcı” olarak tanımlanan kesimlerin ve kimselerin olduğu biliyoruz. Devletimizin demokratik, laik, sosyal hukuk düzenine karşı mevzi kazanmak isteyecek Talibansı,  IŞİD’imsi siyasal İslamcıların devlette, özel sektörde ve diğer kamu anlarında kılık ve kıyafet özgürlüğünü suiistimal ederek kargaşa ve kaosların doğmasına neden olacak provokasyonlara girişebileceğini öngörüyorum.
Başörtüsü anayasa değişiklik maddelerindeki muallak ifadelerin çokluğu, anayasa maddesinin ruhu, idare edenin siyasi amaçlarına göre değişebilecektir. Değişiklikler devletin ülkesi sınırları içerinde hükümranlık haklarını ve gücünü zafiyete uğratılırken, kimi kişi, zümre ve özel inanç gurupların taleplerini yasal olarak karşılama zorunluluğu, devlete ve TBMM’ne anayasal görev olarak geri dönecektir.
Askerlik, polislik gibi alanlarda sınırlama gözükse de, Milli Eğitimde, üniversitelerde, yargıda vs. de görev alacak kadınların veya erkeklerin kıyafeti nasıl olacaktır? Burka giyerek gelecek bir kadına veya yüzüne peçe takarak derse girmek isteyecek bir kadına “senin inancın böyleymiş madem” deyip bu durumu kişisel hak olarak mı kabul edeceğiz?
Veya tam tersi bir durumda sırf marjinallik adına abuk sabuk kıyafetlerle derse girmek isteyen biri de “benim inancım böyle derse “ ona da “ madem inancın böyle” deyip buyur mu edeceğiz?
Bir vatandaş olarak görüşüm; bu anaysa değişikliği kabul edildiğinde maddeleri kolayca suiistimal edilecek, toplumda gerilimlere yol açabilecek açık kapıları barındırdığını düşünüyor ve ileri sürüyorum.
İYİ Parti bu değişikliğe imza atmamalı, oy kaygısı ile hareket etmemelidir. Değişikliğine evet diyecek İYİ Partinin oy kaybı, kazançlarından çok daha fazla olacak ve özellikle laikliği özümsemiş merkez sağdan ve merkez soldan alacağı desteği kaybedecektir.
Hatta İYİ Partinin parti tüzük ve programında yazan Atatürk ve değerlerine yönelik sahip çıkma taahhütleri, partili yöneticilerin Atatürk değerlerine yönelik açıklamaları sadece söz ve yazıdan ibaret olan ve havada kalan beyanatlar olarak algılanacak ve İYİ Parti’nin samimiyeti sorgulanacaktır.
İYİ Parti olası bu kararından acilen vazgeçmelidir.