“Yüzsüzlük-arsızlık” sıfatı AVM’lere, Pazarcılara, KÂRCILARA neden bu kadar çok yakışıyor ?!?..

“Yüzsüzlük-arsızlık” sıfatı AVM’lere, Pazarcılara, KÂRCILARA neden bu kadar çok yakışıyor ?!?..
Bu AVM sahipleri hangi okul mezunları, bunlar hangi ülkenin MALLARI, bunlar uluslararası okullarda  hangi sınıflarda SINANDILAR da piyasaya sürüldüler, bunların HOCALARI kim, KOCALARI da var mı?!...
Bunlar, hangi dersleri aldılar, PANDEMİ dönemi mezunları mı, o dönemde YÜZYÜZE eğitim alsalardı, İNSAN mı, insanın MÜSVETTESİ mi olduğunu hocaları tespit edebilirlerdi, ama anlaşılan odur ki bunlar ÇEVRİM içi dersle, müşterilerini ÇEVİRMEYİ öğrenmişler, ARA sınavlarında yalakalık, FİNAL sınavlarında “SENİ SEVİYORUM” şifreleriyle mi ZOOM’A girerek, ders alırken GÖRÜNTÜ açamayarak, hocalarına gözlerindeki ÇALMA hırsını göstermediler… Bunlar COVİD-19 ‘un çocukları, ama 3 yaşında konuşamadan YEMEYİ, herkesin önünden kapmayı öğrendiler…
KAPMA-Kİ, ne kapma, sonra tüm MALLARI kapatarak SATMA !?.. Utanma fiiliniz zaten yoktu, UNUTMA-UNUTTURMA fiili içinde tekrar tekrar ZAM yapmayı öğrendiler…
Ayıptır efendiler-beyler, aristokratlar-zadeler AYIP !!!... Halkı önce DÖVİZE dövdürdünüz, DÖVİZ üç aydır yoruldu, DÖVMEYİ bıraktı, SİZLER hâlâ kendinize SÖVDÜRMEYİ bıraktıramadınız…
Sizler, yoksa “Aşırı HIRSIN Hırsızlığa” götüren dersini mi aldınız…!? 
Hiç mi size İNSANİ boyut öğretilmedi, hiç mi size tüm dinlerde yer almış, farklı boyutları bulunan, İslâm’da esas mı esas olan  HARAM-HELÂL öğretilmedi mi ?!..
Sizler, hiç mi ölmeyeceksiniz ? sanırım öyle !?..
“Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz.” (Enbiyâ / 35. Ayet)
 
Türkiye’de ve KKTC’de fiyatlara bakınız: Yumurta 3.5-4 TL. 800 gr. tam buğday ekmek  26-29 TL arası. 400 gr. Bal 140 TL. markası uyduruk ampul 60-75 wat 85-90 TL arası… Çarşamba Pazarı’nda domates 35 TL, üzüm 35-40 ve 50 TL.
Türkiye’de cafe-kafede bir bardak çay 20 TL, KKTC’de simit 12, ÇAY 8 TL.= 20 TL. Öğrenci dört öğün çayla simit yese 60 TL ayda 1.800 TL. Tavuk Dünyası’nda adı kebap tabağı (% 70 makarna, % 15 salata, %15 soslu tavuk) 135 TL. ya  Girne berberlerinde bu ne telaş; yarım saatte iki makas, dört kez makineyle  traş, 120 TL ver gardaş…
Türkiye’de ve KKTC’de koşa koşa AVM-ler coşarak yaygınlaştılar… Bunlar ne yapar ? ZAM yapar, ZAM yapar, ZAMZAM olur… Bunların  tüm bakışları HALKIN- ÖĞRENCİNİN cebinde…
DÖVİZLER bunların kılıfı, üretilmeyen, tüketilen mallar, bunların kılıfı,... Haramdır diye cüzdana girmeyi reddeden  PARA, bu haramilerin CÜZDANI büyütme, insanı ötekileştirme de bunların kılıfı…
Yokluk var, tokluk yok demek yine bunların kılıfı !?... Bu kılıfları üreten ŞER odakları sizlerin kılıfı yırtılacak, KILIĞINIZ bile tartışılacak, kılık-kıyafetiniz bile kalmayacak…Çünkü, diz-mek fiilinden gelen DÜZENİNİZ bile  bozulacak…
Hayata başladığımız andan, aklımızın erdiği 13-14 yaşlarımızdan itibaren duyduğumuz, evlerimizde babalarımız tarafından çok kullanılan, ezileni hiç düşünmeden ortaya çıkan, satıcının yüzünü güldürürken, alıcının yüzünü buruşturarak düşündüren, TEK HECELİ, üç harfli söylenmesi kolay, hazmedilmesi zor kelime ZAMMMM !?..
Etrafımız tek heceli -iki-üç harfli- kelimelerle mi kuşatıldı…!?
Her yönetimde sıkıntı yaratan, üretim olmayınca, can simidi haline gelen tek kelime ZAM…Zam gelince arkasından gelen kelime GAM oluyor, bir de bakıyorsun, kelimelerde ritmik öğeler baş gösteriyor, al sana kafiye TAM !?..
Tüketiciye EL-CEP yaktıran, yoksulu GAMLANDIRAN zam !?.. Geçmişteki tüm iktidarların baş belâsı olan kelime  ZAM !  Bu kelime telâffuz edilince vatandaş titriyor, duvar yazıları devreye giriyor, ama ödeme güçlüğü olmayanlar için, NE GAM !?..
Edebiyat anlayışımızdaki  mizah, ritmik kelimelerle buluşunca, vatandaş bir müddet sonra  ZAM-I, gam-la-n-ma fiili içinde içkiyle bütünleştiriyor, olduğu yerde sızıyor, ayağa   kalktığında her şeyi unutuyor; hayat yeniden başlıyor, ama evdekilerin israfından BABA,  ara ara çocukları haşlıyor…
 
Bu ZAM işi toptancılardan başlayıp perakendecilere yansıyan, PARA SENDE anlayışıyla  alıcıya laf  bırakmayan, yaşamasını zorlaştıran bir bakış açısı yüklüyor…” (gazetevitamin.com/yazarlar)
Bu PARA-PANDEMİSTLERİ  tanıtmak-yazmak bizden, bu hainlere karşı tavır almak sizden olsun !...
YALAMA-yutkunma-YEME fiilinin peşinde KOŞAN pandemi kılıfcıları  PARA-PANDEMİSTLER ne zaman bitecek, kim bitirecek ?..” (gazetevitamin)
DÖVİZLER sabit  dövizler yerinde sayarken, AVM’ciler neden koşturuyor HÂLÂ ?!..
Toplumsal yaşamanın içinde kimlik ve kişiliğinizin PAHALI olması dileğiyle…

                                     25.09.2022 
                              Dr. Hayrettin Parlakyıldız
                              Kıbrıs İLİM Üniversitesi
                              E-posta: hparlakyildiz@mynet.com