İçimden gelmek isterdi demeyi pek isterdim bu gün için...

İçimden gelmek isterdi demeyi pek isterdim bu gün için... Hani şu reklamda geçtiği gibi.. Lakin, her şey ekonomi..
Geçen gün sanırım ben gibi düşünenler için de düşünerek, güzel gönderme yapmıştım, Zen’e…
Pırlanta her şey değil hayatta.. İçimden geldi denilecek başka davranışlar başka hediyeler de sunulabilir hayat arkadaşına..
Misal, ben bu gün kızımın anası,hayat arkadaşıma, iyi ki doğdun demeyi  başarabildim bir kez daha.. Önce sağlık.. Malum Pandemi’ li günlerdeyiz.. Pek çok seven sevdiğine mesafeli yaklaşıyor.. Çocuklarını dahi sevemez durumda dünya kadar sağlık çalışanı var bildiğim.
Ben bu gün, sevgili eşime hayat arkadaşıma iyi ki doğdun diyorum da, belki bir de yaş pasta alacağım Zen yerine, bu sana diyeceğim, senin için..
… İçimden geldi…  demeyi oysa ki ne de isterdim Halit Ergenç gibi.. Durup durup reklamlarda Halit bey.. Elinde Zen, içimden geldi diye.. Hadi gel de gıcık kapma..
Abartmayayım, kısa keseyim.. İyi ki doğdun kızımın anası.. Sevgili eşim, Dr. Şermin..
KONUK YAZARIMIZ SES VERDİ..    
Sayfalarımızda konuk ettiğimiz, mesleki büyüğüm Mehmet ağabey, pek güzel düşüncelerini, pek güzel ifadeler ile kaleme almış..
Kayseri’den ses verir iken, vurgusu hayli manidar geldi. Şöyle başlamış söze;
“Rahmetli Duygu Asena, Ne Güzel Söylemiş…”KADIN’IN ADI YOK” diye...” hatırlatmasında bulunur iken Mehmet ağabey..
Kayserili meslektaşım Mehmet Uzel, aslında benim de hanidir kafa yorduğum bir konuda, pek güzel laf çarptırmış anlayanlarına..
Dilerseniz, Mehmet Uzel’ in ifadeleri diyeyim ve aktarayım yazdıklarını sizlere şimdi;
“Televizyonun ilk haberleri kadın cinayetleri .. Her nedense bir önüne geçemedik…
Bide utanmadan ‘dünya kadınlar günü yaparız..Hele de ülkemizde ticari meta haline getirilen, anlamını, içeriğini kavramadan kutlanan günlerin aslında hepsine karşıyım..
Nasıl olmam ki, 2020 yılı içersinde öldürülen kadın sayısı 380..”
Mehmet ağabeyin verdiği rakam, sadece geçen yılı kapsıyor.. Aslında daha niceleri yitip gitti. Nice analar, geride minicik evlatlarını bıraktı..
Zen pırlanta reklamlarında, Şubat ayı için verilen bir tarih geçiyordu, 14 Şubat..  Sanırım Mehmet ağabeyin de vurgusu, benzer konuda..
Döneyim o halde, Mehmet ağabeyin yazdıklarına.
Şu ifadelerine;   “Ne oldu bu insanlara. Beyinlerine virüs mü girdi anlamış değilim.
Bu sevgisizlik, bu nefret niye niçin?
Nerede bu ülkenin sosyologları, sosyal bilimcileri?
Eğitimcileri nerede? İnsan hayatının hiç mi değeri yoktur?
Bu ülke de insan olmak hele de kadın olmak tarifi mümkünsüz bir kederdir. Eğitim yok, düşünmek yok, yazmak zaten yok. O halde kadınla niye var oldu..
Salt yemek, içmek, çocuk doğurmak için mi var kadın?
Kadın gülmez, gülümseyemez, kahkaha atamaz günah. Kadın hamile ise sokağa çıkmaz. Kadın otobüse binemez. İlle de binecekse Allah tan Kayseri de pembe otobüs yok, pembe olanına binmeli...
Bisiklet mi? Aman Allahım o zaten şeytan icadı..Şort giyemez..Ama şalvar olabilir tabii..
 Asansöre binemez.Hem asansör gavur icadı..Yürüyüş yapamaz..
 Kadın yatmaz, uyumaz.. İlle de uyuyacaksa yorgan ve battaniye kulan mamalı. Hem zaten kadın üşümez ki..Kadın acıkmaz, gülmez, düşünmez, ağlamaz, susamaz..
Çünkü kadın, İnsan üstü bir varlıktır.
 Nasıl olmasın ki, yoksulluk içinde bile taştan ekmeğini çıkaran kadın..
Hatta taşı kaynatıp suyuna ekmek doğrayan kadın.. Acısını, sancısını, bağrına basıp, tarlada çapa yapan evde çorbayı kaynatan..
Dikiş, nakış yapıp elini kanatıp, para kazanıp çocuk okutan.. Evde aile içi şiddete katlanıp, kader diye ağlayamayan bile..
Namusunu,şerefini,ırzını korumak için hapse düşen..Onlar sadece kadın..Onların adı kadın...
 Aş iş derken hayatı orda burada sönen ve söndürülen kadın.. Fakirlik ve eğitimsizliğin had safhada olduğu bu ülkede kadın olmak işte böyle bir şey..
 Her toplumda olduğu gibi bizde de fakirler, zenginler, zekiler, aptallar, kurnazlar, güzeller, çirkinler, ruhsuzlar, hayasızlar, vicdanlılar, vicdansızlar var..Birde hırsızlar..Hiç affetmediğim hırsızlar..Umutları çalan, duyguları çalan,ruhları çalan, geleceği çalan, kadınları çalan...”
Tüm bunlar, bildiklerimiz ve dile getirdiklerimiz aslında.. Mehmet ağabey bir kez daha tekrar edip, bence pek de güzel etmiş..Bir de, o reklamlar var..
Kadının, duyduğu anda içinden geçen, eşinden duymak istediği sözle gelecek bir pırlanta..
Gerçi reklam o.. Her gün her gün içinden nasıl geçsin bir erkeğin, hele ki son aylarda..kim bilir kaç para bir pırlanta..
Hele ki Pandemi’ li günlerde, pek çok işsiz var.. Evine ekmek götüremeyen mi desem, yok sa başka bir örnekle mi dile getirsem hepimizin belki de yaşadığı o durumu..
İçimden geçiyor da, durum bozuk, nasıl olacak o öyle.. Kim istemez ki ayrıca, ‘ içimden geldi..’ demeyi..
Şu an gözlediğime göre durum, “hiiiiç içimden gelmiyor” diyenlerimizin oldukça fazla oluşu..
Sağlıkla kalın, hoşça kalın.. Haydin yeniden görüşmek üzere..