Burnumuzun dibinde bir şaheser yükseliyor. En başta bir hata yaptık.

Burnumuzun dibinde bir şaheser yükseliyor. En başta bir hata yaptık. Temelinin atılıdğı günden itibaren, şöyle haftada bir çalışmaları fotoğraflayıp, santim santim, metre metre yükselişe tanık olabilirdik. İleride de, “Bir köprünün var oluşu..” fotoğraf sergisini böylelikle açabilirdik. Düşünemedik olmadı..
Neyse, oldu bir kere.. Köprü bir şekilde yükseliyor. Üstelik dünyayı sarsan Koronaya rağmen çalışmalar aynı hızla gerçekleşiyor.
1915 Çanakkale Köprüsü, Simgelerin köprüsü diye  de anılmakta. Şimdi, bir etkili ve de yetkili isimden gelen ifadelerle, Son metrelere dair bilgileri aktarmaya çalışayım.
Çanakkale için adeta bir yılan hikayesine dönüşen, 80’ lerin sonlarından başlayıp hep dile gelen, bazen adından söz edilir iken; “Boğaza Gerdanlık” ifadesi de geçen köprü projesi, Çanakkale Deniz Zaferi’ni 100. Yılında rüya olmaktan çıktı, gerçek oldu geçti bilindiği üzere.
Şimdi döneyim, temel atımında büyük rol oynayan isimden gelen sözlere.
AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan, sosyal medya hesabı üzerinden 1915 Çanakkale Köprüsü'nün çalışmaları hakkında bilgi verdi dün.

‘Son metreler” vurgusu da yaptı sayın vekil..
AK Parti Grup Başkanvekili Turan, "1915 Çanakkale Köprüsü'nün her detayında tarih var, vizyon var. "Simgelerin Köprüsü"nün ayaklarının uzunluğu dün itibariyle 270 metreye ulaştı.” dedi ve ekledi;
 “Covid-19 sürecine rağmen tüm tedbirler alınarak köprümüzün çalışmalarına devam ediliyor. Toplamda 318 metre yani 3 ayın 18’ini simgeleyen köprü ayaklarının tamamlanmasına az kaldı.” diye..

Herkes konuşur, birileri yapar ya, işte öyle bir proje idi bahsedilen. Haklı bir gurur var elbette.
Sayın vekil; “Bu uzunluk, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'ni simgeleyecek. Ülkemizin vizyon projeleri arasında yer alan köprümüzün tamamlanmasıyla şehrimiz başta ulaşımda, lojistik taşımacılıkta olmak üzere tarımda, turizm de önemli cazibe merkezi haline gelecek" ifadeleriyle, meselenin önemine de işaret ediyordu özetle..
Çanakkale, hatırlıyorum da 90’ ların sonlarında; “İstanbul’a alternatif.,.” cümlesi ile çok sık dile gelen bir adres olmuştu. Dönemin ses getiren haberlerine imzalar atan , ‘Türk Basını’nın Amiral Gemisi ‘ tanımı ile anılan gazetesi Hürriyet’ in genel yayın yönetmeni çok sık ederdi bahsettiğim o cümleyi.

Bir düş, bir hedef ve kısaca Çanakkale’ydi hep sözü edilen.. Dünya şehriyiz vesselam..
Geçmişinde, Medeniyetlere beşiklik etmişlik var bir kere.. Adı, pek çok ülkeden de fazla bilinen, tarihi geçmişine ilişkin önemli bilgileri ezber edilen bir şehiriz bence.
Nasıl ki, Japonya’da, daha ilköğretimde Çanakkale ismi kulaklara aşina ediliyor, Truva’sından bahisle ders konusu oluyor ise Şehitler Coğrafyamız, bizler de daha bir gururlu gezmeliyiz bu şehrin sokaklarında, daha bir içten nefes almalıyız buram buram Şüheda kokan bu kutsal topraklarda. 
Çanakkale bir destan.. Çanakkale, bir yenisi asla yazılamayacak kahramanlık tarihi.. Çanakkale, özetle bağrında yaşattığı her insanın, Şehit kanı ile yoğrulmuş toraklarına ölesiye borçlu bulunduğu bir coğrafya
Bizler Çanakkaleli olmaktan, çok mu çok şanslıyız, yalan mı..?
Yapılan her hizmet, çakılan her çivi, ayrı bir yakışıyor Çanakkaleme.
O vakit HEP BİRLİKTE DİYELİM; “HEY MAŞALLAH..”