.

YOL, KALDIRIM VESAİRE KATILIM PAYLARINA, ÇANAKKALELİ TEPKİ GÖSTERİYOR…
PEKİ; DUYAN KİM?
Günlerdir herkesin dilinde. Binlerce liralık, katkı payı faturaları. Haliyle de, öfkelenen çok.
İyi de, ne olacak şimdi?
Olacak olan şu; Paşa paşa ödeyecek Çanakkaleli..!
Paşa paşa derken, Paşa mahallelilerden söz etmiyorum. Öyle ya,  Paşa mahalle çok Çanakkale’de. Fevzipaşa,  İsmetpaşa, Cevatpaşa..
Bazı katkı payı faturalarında, çifte standart var. Misal;  bize gelen..!
 Ön cadde manzaralı apartmanımıza, hane başına 2 bin 200 lira.
Nedeni peki?
Nedeni şuymuş; Ön cadde ve yan sokaklar.
İyi de be kardeşim, o sokakları ve caddeyi bir tek biz mi kullanıyoruz?
Çanakkale hemen her gün mesai yolunda, öğrenciler okul yolunda, cazır cazır trafik.
Şimdi kalkıp; “Bu yolun parasını bizden aldılar. Geçemezsiniz mi?” diyeceğiz.
Sokaklar, tüm Çanakkalelinin ve tüm Çanakkale misafirlerinin kullanımındaki yollar değil mi?
Ana caddeler, sadece apartman sakinlerinin kullanımında mı?
Hele hele, bir ayrıntı daha var ki..! Sormayın gitsin türünden.
Misal vereyim; Bir apartman katının iki sahibi var tapu üzerinde.
Anne-oğul. Abla-kardeş.. Ya da benzeri..
Yandınız, fatura iki kişiye birden. Yani, iki tane katılım payı..
Sorsak, ‘Kanun böyle..’ savunması gelecek.
 İyi de, kanun hangi aradan sonra faturaları tahsil et diyor..
Mesela, seçim döneminde yoktu bu katkı hikayesi.
Seçim bitti, hikaye başladı. Öyle mi? “Bizimkisi bir aşk hikayesi.  Seçim biter gelir katkının sesi..”
Kulaklarımızın işittiği daha ne ayrıntılar var. Hayli yıllar öncesinden gelmesi lazımken katkı payı talebi, her ne olduysa birden gelmiş gündeme..
Bunlar, sokağın konuştukları. Dahası da var da, bu kimin umurunda?
Çanakkaleli yapıyor sanki sokaklarını, kaldırımlarını, yollarını. O halde, yerel yönetime ne gerek?  Verelim parayı, kafamıza göre yapalım, hem de sağlam olsun.
Öyle yılda bir iki kere, hatta 6 ayda bir rutine dönüşmesin onarım, bakım, yenilemeler.
Böyle diyorum diye, muhakkak ki tepki göreceğim. Lakin, ben demiyorum, denilenleri anlatmaya, aktarmaya çalışıyorum.
İşitilmeyenleri işittiğimizden gün boyu, sanki sorumlu biziz, dert dinleyen, öfkeli sözleri işiten hep bizleriz. Durum bu hale gelince de, demeden edemiyoruz. Ne yapalım, işimiz bu..
Sokaktaki vatandaşın sesi olmaktan başka niyetimiz de yok, bir mevkiiye, göreve talipliğimiz de yok. Hani kızanlara diyeyim. Mesele özetle bu..
Sosyal medyadan gelen tepkileri sarılayım istedim bir de.  Sanki, beni duymuş Çanakkaleliler, bir yorum sayfasına, sıralı şekilde döktürmüşler.
“Arslanca sokakta kaldırım yok!!! Bakalım vergi gelecek mi???”  sorusu beraberinde;
“Adı katkı payı ama, millete bedelin tamamı ödetilmeye çalışılıyor” vurgusu da geliyordu yazılan, çizilenlerde.
Hele hele şu değerlendirme pek bi hoştu;
“Kaç kere yola katım payı ödedik, sayamadım..”
Jandarma Alayı kavşağından, eski SSK Hastanesine uzanan yol, benim bildiğim geçmişte, yıl içinde birkaç kez taşlanır, kaldırılır, asfaltlanır, sonra yine kaldırılır, taşlanırdı.
Böylesi adreslere örnek çok aslında. Yap-boz durumunda da fatura, bize mi çıkacak, merak etmiyorum değil?
Geçenlerde manşet haberimizdi. ‘Yap-boz..’ Tuğsavul caddesinde çalışmalar bitmiş, eksik kalan bir sorun sonradan kendini yeniden hissettirince güzelim asfalt kazılmış, sorunu yaratan arızaya çare olunmuş yol yeniden kaplanmıştı. Şimdi; bunun faturası da mı bize?
Şaka mı tüm bunlar..! Kameralar hani nerede? Gülümseyelim mi sahi?
Başka türlü gülmüyor yüzümüz şu güzelim şehirde. Böylesi manidar şakalar da olmasa, halimiz harap be kardeşim..!
Yine de şükür etmek gerek. Yolumuz var, izimiz var. Çok şükür.. Arada bir su patlaklarından kaynaklı onarımların bedelini de isterler ise şayet, şaşmayalım..
 “Su ya gerek mi var, canım. Yapmayın. Tesisat da istemiyoruz” deriz, geçeriz herhalde..
Asgari ücret kadar katılım payları, ne vakit ödenir veznelere, bileniniz var mı bu arada?
Maaşı ver, aç kal. Maaşı ver, elektriğin kesilsin. Maaşı ver katkıya, bir de suyun kesilsin. Haydin susuz, elektriksiz, aç günler kapıda herhal..
Su borcu nedeniyle, kesim olamaz kuralının da ihlal edildiğini gösterir bir ihbarname ulaştı elime. Fırsat olunca, bir ara o’nu da anlatacağım detaylıca.
Şimdilik hoşça kılınız. Katıla katıla, ödemeye devam… Sen ödersin, ÇANAKKALE…