Çanakkale, Lapseki, Kepez, Çardak, Umurbey Belediyeleri ile İl Özel İdaresinden oluşan ve 184 bin  nüfusa hizmet veren ÇAKAB'da toplanan atıklar, 2009 yılından bugüne Türkiye'deki ilk AB Destekli Katı Atık Yönetimi yatırımlarından olan, Çanakkale Düzenli Depolama Tesisinde bertaraf ediliyor.

Depolama sahasında çöpten oluşan sızıntı suyu ultrafiltrasyon ve nanofiltrasyon teknolojisi ile arıtılarak deşarj edilmek için Çanakkale Belediyesinin de bulunduğu  beş belediyenin ortaklığı ile Sızıntı Suyu Arıtma Tesisinin açılışı gerçekleştirildi.  Açılışı gerçekleştirilen tesisi, sadece arıtmada değil çevrenin de korunması için önemli bir adım oldu.
 
 Çanakkale, Lapseki, Kepez, Çardak, Umurbey Belediyeleri ile İl Özel İdaresi’nden oluşan ve Çanakkale Katı Atık Yönetim Birliği’nde toplanan atıkların Çanakkale Entegre Katı Atık Yönetimi (EKAY) sisteminin kurulmasına karar verilmesinin ardından, SUEZ Çanakkale R.R. Atık Hizmetleri Anonim Şirketi ile katı atıkları entegre biçimde yönetmek üzere 29 yıllık bir imtiyaz sözleşmesi imzalandı. Firma, bu sözleşmenin ardından kısa sürede Sızıntı Suyu Arıtma Tesisi tamamladı. Bu kapsamda proje yatırımlarından biri olan Sızıntı Suyu Arıtma Tesisi’nin açılış töreni geçtiğimiz gün düzenlendi.  Açılış törenine Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, Çardak Belediye Başkanı Günü Yılmaz, Umurbey Belediye Başkanı Erdal Doğan, ÇAKAB Belediye Birliği üyeleri ve belediye meclis üyeleri katıldı.
 
 Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından gerçekleştirilen törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren ve tesis hakkında bilgi veren   SUEZ Çanakkale R.R. Atık Hizmetleri Anonim Şirketi Genel Müdürü Metin Suadiyeli, “SUEZ ve Altaş ortaklığı 2016 yılında, çok inandıkları ve azimle katıldıkları bu ihaleyi kazandılar. EKAY projesi çok önemli bir proje, bence Türkiye’deki en ileri olan projelerden biri. Tam kapsamlı bir proje; çöp toplamadan taşımaya, bertaraftan ayrıştırmaya ve şu anda Avrupa’da kullanılan bütün teknolojilerin sadece yakma hariç hepsinin yapıldığı bir yer olacak burası. Bu projeyi, Danıştay süreci geçtikten sonra Şubat 2019 yılında yürürlüğe girdi. Belli bir mobilizasyon sürecinden sonra 1 Temmuz’da operasyonlar başladı ki hepiniz belediyelerinizdeki SUEZ kamyonlarını görmüşsünüzdür. Yatırımlar kontrat yürürlüğe girer girmez başladı. Daha öncede önce operasyon merkezimizi açmıştık, şimdi de Sızıntı Suyu Arıtma Tesisi’ni açıyoruz.  Bu proje 29 yıllık bir proje, iki sene inşaat yapıp, sonra gidip bırakılacak bir şey değil, bizim için çok önemli. Projenin ilk üç senesinde 90 milyon TL civarında yatırım ve proje boyunca 400 milyon TL’nin üstünde yatırım yapılacaktır. Tabi ki belediyelerin sokaklarında çöp araçları, konteynerlar, çöp araçları gözüküyor fakat madalyanın öbür tarafı, burada bulunan bu tesis ki burada çok büyük yatırımlar yapılacak. Bence bu Avrupa’da yapılması çok zor olan bir şey, DSİ olsun İl Çevre Müdürlüğü olsun çok yardımcı oldular ve deşarj iznini verdiler. Bu izni almak Avrupa’da çok zor bir şeydir. Biz bunu burada hem tesisimiz güzel, hem onlardan aldığımız destekle aldık. Bu tesis Avrupa Birliği zamanında yapıldığında Ön Arıtma Tesisi’dir. Yani arıttı su dereye deşarj edilmiyordu. Bizim yaptığımız çalışmada, şu anda deşarj yapabiliyoruz, başladı. Bu bizim için çok önemli konu, sanırım Çanakkale bölgesinde tek dereye deşarj yapabilen Sızıntı Suyu Tesisi hatta Türkiye’deki yegâne tesislerden biridir ” ifadelerini kullandı.
 
 300 Belediye Arasından 16’ya Girerek Hibe Almayı Başardık
 Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise yaptığı açıklamasında tesisin hayata geçirilmesi noktasında yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek  “Şu anda bulunduğumuz alanda bu yatırımı hatırlıyorum da, 2004 yılında o zaman bir Avrupa Birliği projesine çağrı olmuştu. Çevre Bakanlığı bunu öngörmüştü ve belediyelere bunu ‘Yararlanmak istiyor musunuz’ diye önerdi. Biz de müracaat ettik, aşağı yukarı 300 belediye müracaat etti. 300 belediyenin içerisinde biz 16’ya girdik ve içinden de Çanakkale ve Kuşadası Belediyeleri, katı atık ile ilgili hibe almaya hak kazandı. Bu bizim için çok önemli çünkü bu noktada oradaki bazı üst düzeylerle konuştum ve şöyle bir şansımız vardı; yapabilirlik kıstası vardı. Ekipler, bu hibeyi talep eden belediyelerin yapabilir olup olmadığını kontrol ettiler ve bizi ilk ikinin içine aldılar. Brüksel’de bir heyet karşısında bu projemizi anlattı ve beğenilerini aldık. Neden önemliydi çünkü ne kadar hibe alacaktık? Sabit bir fiyat yoktu ve bizim büyük mücadele sonunda yüzde 71,5 hibe almaya hak kazandık, zaten maksimim yüzde 75 idi. Büyük bir avantaj oldu ve sonuçta burada ihaleler yapıldı. Burası eski bir maden ocağı, zaten mevzuatta da eski maden ocaklarının tercih edilmesini öngörüyor. Burası da bir maden ocağıydı ve terk edilmişti. Bu alanı tahsisini aldık ve faaliyetler başladı. Hepimiz açıkçası bu işin acemisiydi. 16 buçuk milyon Euro’luk bir yatırımdı. O zaman yoğun bir çalışma yapıldı ve sonuç itibariyle de bu seviyeye getirdik. Bu alanın tabi bir ömrü var. Bunu uzatabilmek için yeni teknolojilerin kullanılması gerekirdi. ALTAŞ firması ile yaptığımız imtiyaz sözleşmesi ile toplama, taşıma ve bertaraf projesi noktasında üzerinde çalışıldı. Bu ortaklığa SUEZ firması katıldı. SUEZ firması, Avrupa’nın sayılı çevre yatırımcılarından, önde gelen bir firma. Bu bizim için de çok iyi oldu. Tabi bu süreç hemen olmuyor. Tam iki yıl mevzuatı sürdü. Daha sonra İç İşleri Bakanlığının onayı ile bu proje hayata geçti” diye anlattı.
 
“Çevreye Karşı Bir İhanette Bulunmadık”
Tesisin yapım aşaması ve çöplerin toplanmasına karşın köylülerin verdiği tepkilere de değinen Başkan Ülgür Gökhan çevreye ihanet etmediklerini belirterek  “Bu arka alanda gördüğünüz çöplerin sızıntı suları var. O su çok zehirli bir su. Peki, daha önceden bu suyu ne yapıyorduk? O suyu bir yerde topluyorduk ve sonra tekrar çöpün üzerine geri basıyorduk.  Ancak öyle yapıyorduk çünkü dereye veremezdik. Hatta o dönem burası yapılırken köylüler; bu çöplerin suyu dereye akacak, hayvanlarımız o suyu içecek diye şikâyet ediyorlardı. Biz de öyle bir şey olmayacağını söyledik ve öyle çevreye karşı bir ihanette bulunmadık ve sonunda bu arıtma tesisi yoktu projenin içinde. Daha sonra imtiyaz sözleşmesi ile SUEZ ALTAŞ firması ile yaptığımız sözleşmede bu tesisin yapımını ön şart olarak belirtmiştik. Firma da bir yıldan daha kısa bir sürede bitirmiş oldu. Şimdi buradan çıkan suyu dereye verebiliyoruz. Denetlenen bir sistem var burada, Çevre Bakanlığı çok ciddi denetliyor. Eğer buradan sızıntı suyu verilirse çok ciddi cezaları var” dedi.
 
“Geri Dönüşüm Tesisinin Yapımı Bu Yıl Başlıyor”
Başkan Gökhan “Çevre bilincimiz giderek artıyor. SUEZ ve Altaş firması ile yaptığımız sözleşmenin en önemli konusu, MBT sistemi dediğimiz, tekrar çöpten geri dönüşüm elde edeceğimiz tesisin yapımı.  Bu tesisin yapımına da bu sene içerisinde başlanacak ve bir buçuk yıl içerisinde tamamlanacak. Şu anda Çanakkale’de çöplerin yüzde 8’inden geri dönüşüm elde edebiliyoruz. Geri dönüşüm tesisimiz bittiğinde toplanan çöpler bu tesiste ayrılacak ve onlar da ekonomiye katılacak. Böylelikle buraya dökülecek olan çöpümüzün miktarı da azalacak. Bu da bu alanın ömrünü 29 yıl daha uzatacak. Yeni teknolojilerin gelişimiyle yeni bertaraf sistemleri de gelişecektir. Ama öncelikle bizim amacımız, bu alanın en verimli şekilde kullanmak ve çevreye olan zararı da minimize etmek.
2004 yılında Bakanlığa yaptığımız müracaatı Çanakkale Belediyesi olarak yapmıştık. Sonra şöyle bir şey düşündük; sadece Çanakkale Belediyesinin çöpünü kurtarmaktansa, bu fırsatı havzamızda kullanalım dedik. O dönemki Lapseki Belediye Başkanımızla da, Kepez ve diğer Belediye Başkanlarımızla da görüştük. O zaman ÇAKAB’ı kurmaya karar verdik. Ardından İl Özel İdaresini de bu birliğin içerisine kattık. Böylelikle bütün Çanakkale havzasında çöp sorununu çözmek için birlik olduk.”
 
Konuşmaların ardından paydaş belediye başkanlarının katılımı ile açılış kurdelesi kesildi. Yapılan açılışın ardından tesisi gezen protokole yetkililer tarafından bilgi verildi. Çöplerden sızan suyun arıtılması için yapılan tesis çevre için de büyük önem taşıdığı vurgulanırken, protokol tesis tarafından arıtılan suyun numunelerini de inceledi.
 
Cuma Deren