.

Buyurun; yeni bir teklife, net yanıt;
“50+1’in doğru olduğu kanaatindeyim…”
Siyaset kamuoyunun diline (+) ‘lı bir tanımlama geliverdi. Aslında her şey, 40+1 çıkışıyla başlamış. O çıkışı kaçındığım için, yakaladığım çıkışla söz edeceğim bugün.
Kiminle mi…? Elbette Meclis başkanımızın sözleriyle…
Siyasetin kalbi Başkent malum… Ve Başkentin olmazsa olmazı Yüce Meclis. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi. Kısa adı, TBMM
 TBMM Başkanı Şentop'tan "50+1" açıklaması geldi dün. Dediğim gibi, 40+’ için söylenileni tam olarak anlayamadığım için, bildiğim ve hali hazırda uygulanan şekle kulak kesildim.
Türkiye haber turunda iken rastladım; - TBMM Başkanı Mustafa Şentop:  - "Yüzde 50+1'in doğru olduğu kanaatindeyim"  şeklindeki başlığa.
Abonesi olduğumuz İHA’ nın bülteninde, ön sıralardaydı günün gelişmesi, siyasete dair önemli çıkışın haberi.
Dahası, haberin spotunda; - "Partilerin ittifakını zorlayan bir sistem değil bu. Bu milletin, seçmenlerin ittifakını zorlayan bir sistem" ifdaelri geçiyordu dikkat kesildiğim bu haberin devamında.
Başkentte görev yapan meslektaşlarım Hülya Keklik ve Nurullah Geylani’nin haberiyde, hayli ilgili çeken bu haber.
Dilerseniz, hayli dikkatimi çeken  bu haberin ilk cümlesiyle başlayayım denilenleri aktarmaya.
Şöyle başlıyordu haberin ilk cümlesi; -“ Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 50+1 barajına ilişkin, ‘Yüzde 40 olabilir ama yüzde 50 üzerinde bir oran kesin kazanma, toplumun çoğunluğunu arkasına alma anlamında bir destektir.
Birinci turda olmadığı takdirde ikinci turda. Bu sistem ittifakla ilgili olarak, ittifaka mecbur ediyor deniliyor. Esasen sistem ittifaka mecbur etmiyor. Partilerin ittifakını zorlayan bir sistem değil bu, bu milletin, seçmenlerin ittifakını zorlayan bir sistem. Bu bakımdan yüzde 50+1'in doğru olduğu kanaatindeyim’ dedi. “
Aktarmaya çalıştığım haberle alakalı, kel alaka şeyler dile getirip, yüzünüzü gülümseteceğimi düşünüyorsunuz değil mi…? Öyle ise yanıldınız.
Baraj ve barajların önemine ilişkin ukalalık yapıp, farklı ifadelerle bir şeyler demeyeceğim. Böyle düşünüyorsanız, dedim ya  yanıldınız…
Yani ezberlerini bozacağım lakin, bende beklediğinizi, kısacası şunu demeyeceğim; “Baraj, sel felaketlerinin önünü alabilen bir olmazsa olmazımızdır”
Şaka bir yana, siyasetin yüz gülümsetecek onlarca çıkışına yıllar yıllar önce kulak aşinalığım bulunduğundan, arada bir siyasi şakalar olmadan tadı hiç çıkmıyor siyasetin.
Yıllar yıllar önceye dönüp, yüzümüzü gülümseten sözleri aklıma gtiridim de bir an, ‘Hey gidi hey…’ deyiverdim.
Güne döneyim. Lafı uzattım. Biliyorum. Lakin, benimde huyum bu… Ne yapıyım…!  
Baraj üzerine konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bu sözlerini Kocatepe Camii'ndeki cenaze töreninde etmiş. Rahmete kavuşan  Prof. Dr. Yaşar Karayalçın cenaze töreninde.
Cenaze namazı sonrasında gazetecilerin kendisine yönelttiği soruları yanıtlar iken sayın Şentop, Cumhurbaşkanlığı seçiminde barajın aşağı çekilmesi tartışmalarına yönelik açık açık düşüncesini dile getirmiş.
Siyaset, yaşamın her an içinde olduğundan, biz gazeteciler de, cenaze, merasim, düğün, dernek dinlemeden, siyasetçiye ilk fırsatta uzatırız mikrofonu. Tıpkı bu bahsettiğim haberde de gözlemlendiği gibi.
Soru üzerine; 50+1 sistemini doğru bulduğunu vurgulayan sayın Meclis Başkanı;
 "Bu konuda yeni konuşulan konu değil. Daha önce anayasa değişikliği konuşulurken de gündeme gelmişti. Bazı ülkelerin de yüzde 50 altında oranı kabul eden sistemleri var. O zaman Cumhurbaşkanımız sürecin içindeydi. Bu yüzde 50+1 oy sistemini öngören sistem kabul edilmişti.
Bu konuda tekrar bunu gündeme getirmeyi gerektirecek bir durum yok.” ifadesiyle, aslında özetle veriyordu değerlendirmesini.
Lakin devamı da vardı dediklerinin. Misal şu dedikleri; “Cumhurbaşkanımız da ifade etti.
Bu anayasa değişikliği gerektiren bir husus. İkincisi bunu getirmediğiniz takdirde yine bir oran belirlemeniz lazım.
Buradaki esas konu şudur; ‘eğer bir oran belirlemez, en çok oyu alan tek turda seçilsin derseniz belediye başkanlıklarında olduğu gibi bunlar hep ihtimaldir, mesela yüzde 20 civarında oy alan 4 kişi arasında bir seçimle aralarından birkaç oy farkla seçimi önde götüren kişi başkan seçilir.’ “ diyerek ilginç lakin bir o kadar da olabileceği dile getiriyordu. Sonçta yaşanmışlıklar  var..
TBMM Başkanı sayın Şentop’ un verdiği bu örnek ardından gelen sözleri ise tam olarak şöyle idi; “Yüzde 20 civarında bir oyla 5 yıl boyunca Türkiye'yi, hükümeti yönetebilmek çok zor. Bunun toplumsal siyasi boyutu tartışılır.
Daha yüksek bir takım oranlar benimsenebilir. Yüzde 40 olabilir ama yüzde 50 üzerinde bir oran kesin kazanma, toplumun çoğunluğunu arkasına alma anlamında bir destektir. Birinci turda olmadığı takdirde ikinci turda. Bu sistem ittifakla ilgili olarak, ittifaka mecbur ediyor deniliyor.
Esasen sistem ittifaka mecbur etmiyor. Partilerin ittifakını zorlayan bir sistem değil bu.
Bu milletin, seçmenlerin ittifakını zorlayan bir sistem.
Birinci turda olmadığı takdirde ikinci turda mecburen seçmenlerin hangi partiden olursa olsunlar belki partilerinin görüşlerinden farklı olarak ittifak etmelerini zorlayan bir sistem.
Sistemi tek tür olarak düşünürseniz her zaman yüzde 50+1 zor diye düşünebilirsiniz. Sistem iki tur seçimi öngörüyor. Birinci turda olmadığı takdirde ikinci turda zaten iki tane aday kalacağından dolayısıyla bir tanesi yüzde 50 üzerinde mutlaka oy alacaktır. Bu da seçmenin, vatandaşların ittifakını gerektiriyor. Bu bakımdan yüzde 50+1'in doğru olduğu kanaatindeyim. Daha önce de görüşülüp konuşulmuştu"  
Sayın meclis Başkanı’nın bu sözleri, bence de hayli mantıklı. Ve bir o kadar da, Türkiye gerçeğine ilişkin genel bir değerlendirmenin sonucunda edilmiş cümleler. Tabi bu benim kişisel fikrim. Sizi bilmem.
90+1’ de gelen gol ile rahatlayıp, bazı izleyicilerin de o anda kalp krizi geçirmesine neden vakit tanımlamasını bilmeyenimiz yok. Bence, 90+1 oyunun sonu, yaşamın ve gerçeklerimizin değil…
Siyasetin diline, daha ne +1’ ler katılır bunu merak etmiyor da değilim. Bekleyip göreceğiz. Yaşam devam ediyor… Benden bu günlük bu kadar haydin hoşça kalın…