.


Sanayi ve Teknoloji bakanı sayın Varank’ tan, geçtiğimiz Pazar günü de bahsetmiştim. Öylesine güzel anlatımlar la, ‘Başımıza icat çıkaranlara tam destek’ demeye getiriyordu ki sözlerini, haliyle de insanın içinden durup durup icat çıkarası geliyordu.
 Latife yaptım demeyeceğim, çünkü icat iyi bir şey. Hele hele, icatlara verilen destek, üstelik bir de sonsuz hale bürününce, bence söylenmesi grekene bir söz de şu olabilir; ‘gelecek korksun bizim icatçı gençlerden…’ 
Bakan Varank, genç bilim insanına patent sözü veriyordu dün.  
Katıldığı bir etkinlikte, Bakan Varank ve proje birincisi öğrenci arasında renkli diyalog geçiyor;
-Bakan'dan genç bilim insanına: "Türk Patent senin emrine amade" ifadesi geliyordu. Bir de şu söz;
 "Bu stratejide gençlerimize, çocuklarımıza bilimi sevdirmek, teknolojiyi sevdirmek var"
Başkent Ankara’nın gündemine göz atarken, meslektaşlarım Hülya Keklik ve Nurullah Geylani’ nin takip ettiği haberin detaylarına kitlendim. Abonesi olduğumuz İHA’ dan gelen bu habere ilişkin ayrıntı sunan meslektaşlarım, şöyle başlıyorlardı ilk ifadelerine;
 “Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Avrupa Fizik Olimpiyat ve Türkiye Proje Yarışmaları birincileriyle bir araya gelerek geleceğin bilim insanlarının hazırladıkları projelerle yakından ilgilendi. Bakan Varank ve projesi için patent talebinde bulunan öğrenci arasında renkli bir diyalog yaşandı. Varank öğrenciye, "Türk Patent senin emrine amade" diyerek cevap verdi.”
Geçlerle kanki havasında bir sohbet, icatçı gençlerin icatlarına ilişkin de patent sözü çıkıyordu bu bulaşmada.  Eskiden böylesine kanki tavırlar görseydik, kim bilir belki bizler de bu gün, icatçı diye anılabilirdik. Bizim zamanımızda yoktu ki böyle ilgilenmeler.
Bizim zamanımızda, bizim en büyük icadımız, gazoz şişesinin kapağını dişimizle açmamızdı.
Başkent gündemine göz atarken ilgimi çok çeken bu habere rastladım. Sonrasında da, Hakikaten şimdiki gençler çok şanslılar diye tepkimi veriverdim.
Şaka bir yana, bizim zamanımız başkaydı be kardeşim. Kanki de bilmezdik biz. En bilenen, kan gardaşlığıydı.
Neyse, döneyim dünden bahsetmeye. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Avrupa Fizik Olimpiyat ve Türkiye Proje Yarışmaları birincileriyle bir araya geliyordu. Dikkat çeken kanki sohbetler de burada yaşanıyordu.
Geleceğin bilim insanlarının hazırladıkları projelerle ilgili bilgiler alan Bakan Varank, kendisinden projesi için patent talebinde bulunan öğrenci arasında renkli bir diyalog yaşıyordu.
Dilerseniz buradan tam şekliyle söz edeyim.
Sayın Bakan Varank,  öğrenciye, "Türk Patent senin emrine amade" cevabını veriyordu.
 "Bu stratejide gençlerimize, çocuklarımıza bilimi sevdirmek, teknolojiyi sevdirmek var" diyerek de ekliyordu.
 Avrupa Fizik Olimpiyatlarına katılan öğrencilerin standını ziyaret ederken geçen bu ilgi çeken sbohbet ve yanıtlar, keşke şimdilerde genç olabilseydik dedirten türdendi vesselam.
Bakan Varank, öğrencilerle bir süre sohbet ediyordu bu anlarda. Burada bir açıklama yapıp;
 "Bu sene özellikle başvurular arttı. Biz milli teknoloji hamlesi diyerek bir strateji belirledik.
Bu stratejide gençlerimize, çocuklarımıza bilimi sevdirmek, teknolojiyi sevdirmek var. TÜBİTAK bunu yıllardan beri yapıyor. Bu manada en köklü kuruluşumuz, ortaokul, lise yarışmaları yapıyor. Olimpiyatlara hazırlık çalışmaları yapıyor, destek veriyor.
Dolayısıyla bizler gençlerimiz başarılı olduklarında çok mutlu oluyoruz. Bu sene yine uluslararası yarışmalara katılacaklar. Lise yarışmalarında 50. yılımız. Ortaokul yarışmalarında 13. yılımız. Başvurular her sene artıyor" ifadesini kullanıyordu sayın bakan.
 Bu ilgi çekici yarışmada birbirinden özel projeler vardı elbet.
Öyle ya, Geleceğin bilim insanları huzurda. Hazırladıkları projelere , hayran bırakıyordu gneç bilimciler.
 Kimi siber gerçek zamanlı siber saldırı uyarı sistemi geliştirmişti,  kimi milli güvenlik iletişim aracı tasarlamıştı.
Bazıları da, bitkilerden sivrisinek ilacı ve kullanılmayan bitki kökünden yanmayan, sağlıklı ve dayanıklı ip geliştirmişti, Başkentli genç bilim insanları.
Gözle görünür şekilde, Millilik vardı gençlerin içinde.  Haliyle BU SÖZÜN DE BİR ANLAMI; "Biz milli güvenliğimiz için ve olası tehditleri önlemek için böyle bir proje geliştirdik"
 Geliştirdiği milli güvenlik iletişim aracının detaylarını anlatan isim di Tolga Döğen. Diyordu ki;
 “Biz mevcut olan sisteme alternatif bir sistem geliştirdik. Şu an mevcut 3 sistem var bunlar devre dışı bırakılabiliyor. Biz de olası bir saldırı durumunda nasıl iletişim kuracağımızı bulmak için böyle bir proje geliştirdik. İletişim ağlarımızın zarar görmesi milli güvenliğimize olası bir tehdit oluşturuyordu. Biz milli güvenliğimiz için ve olası tehditleri önlemek için böyle bir proje geliştirdik. Bir dönemimizi buna verdik. 2 kişi tasarladık"
Helal olsun size be gençlik. Gelecek elbet sizin esiriniz olacak. 
Döneyim bahsettiğim haberin bir diğer ayrıntılı kısmına. Projesiyle birincilik elde eden Mustafa Batu Eren’ in sözlerinin geçtiği şu bölüme. Genç yetenek;
 "Benim projem ortadaki adam saldırı diye bir saldırı vardır. Şifrelerin çalınmasında en çok kullanılan bir yöntemdir. Benim projem bu tehdidi algıladığında uyarı veriyor. İlk başta saldırıyı öğrendim sonra nasıl koruma yaparım diye düşündüm. Projeye başlayıp bitirmem 2 ay sürdü. Öncesinde 4 yıl eğitim aldım. Saldırı olduğunda kurbana bir paket gönderilir. Bu program bu paketi algılayınca uyarı gönderiyor kullanıcıya. Ortaokullar arası yarışmada birinci oldu" diyordu.
Böylesine Milli düşünen gençlerimiz oldukça, gelecekten kim korkar. İyi ki varsınız be gençler…