Hipotez ya da Türkçe karşılığıyla “varsayım” kavramı gerçekçilik bağlamında anlaşılmalıdır.

Uçuk kaçık, gerçeklikle bağı olmayan faraziyeler üzerinden düşünce ve fikir üretmek ebetteki  insanların doğruya ulaşmasına katkı sağlamaz.
Aklı başında, düşünerek hareket eden her insan ve özellikle bilim insanları, bilimsellik ekseninde “varsayımlar”  geliştirirler. Varsayımları üzerinden olayları ayrıntılı olarak ele alırken , olaylar arasında bağlantı kurmaya çalışarak bir nedenselliğin peşine düşerler ve en sonunda da geliştirdikleri varsayımlara dayanarak önermede bulunurlar.
Sıradan insanın düşünceler veya bilim insanının varsayım olarak kabul görmesi için tekrar tekrar deneylene bilir olması şartı geçer kuraldır. Sınanması yapılmayan, yapılmasına olanak olmayan varsayımlar kuru laf kalabalığından başka bir şey değildir.  Yapılan her demede sürekli olarak aynı sonucu veren varsayımlar artık varsayımlıktan da öte bir duruma geçerek  "kuram statüsünü” kazanırlar.
Artık kuramlaşan her varsayım kim ya da kimler tarafından denenirse denensin artık aynı sonuçlarla karşılaşacaktır. Unutmamalı ki özellikle sosyal bilimlerde varsayımlar tecrübi gözlemlere veya kendini ispatlamış kuram haline gelmiş varsayımlardan yapılan çıkarımlara dayanır.
Bu mantık silsilesi içerinde bugünden itibaren ortaya koyacağımız “ Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP iktidar olur” varsayımımız her halde daha ilk baştan halk tarafından veto yiyecektir. Çünkü bu varsayım yıllardır ve kaç seçimdir sahada denenmektedir ve her seferinde öne sürülen varsayım gerçekleşmemektedir. O halde “Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP iktidar olmaz” varsayımı daha doğru ve geçerli bir varsayımdır ve neredeyse artık kuram olarak da kabul edilebilir.
Kılıçdaroğlu’nun siyasal liderliğinin yetersiz olduğu ortaya çıktığına göre teorimizi “ KILIÇDAROĞLU LİDERLİĞİNDEKİ CHP İKTİDAR OLAMAZ” şeklinde kurguladığımızda yapacağımız her önerme geçmiş gözlemlerimize dayanarak test edildiğinden Kılıçdaroğlu üzerine geliştirdiğimiz ikinci varsayımımız artık kuramsallaşmış demektir. Yani “ KILIÇDAROĞLU LİDER OLARAK CHP’NİN BAŞINDA KALDIĞI SÜRECE CHP İKTİDAR OLAMAZ.” Kuramı Türk siyasal hayatı bakımından geçerli bir kuramdır.
Bu kuram üzerinden yeni teoriler üretecek olursak kolayca yanlışlanabilir teoriler yola çıkarak şunları dile getire de biliriz.
Birinci varsayım; “İYİ Parti Kılıçdaroğlu aklı ile hareket ederse iktidar olabilir.”  YANLIŞ
İkinci varsayım; “İYİ Parti Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP ile yol yürürse AKP’yi iktidardan düşürür.” YANLIŞ
Üçüncü Hipotez; “İYİ Parti yerel seçimlere Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP ile ittifak yapmalıdır.” YANLIŞ
O halde İYİ Parti bağlamında doğru varsayımlar üzerinde siyaset geliştirilmelidir.
Ancak İYİ Parti özelinde yazdığım bu çıktıların CHP içinde geçerli varsayımlar olarak irdelenmesinde de fayda vardır.
O halde İYİ Parti için bir kaç varsayımda bulunabilir miyim?
Birinci varsayım; “ İYİ Parti tek başına siyasete girip gerçek potansiyelini belirlemelidir.”
İkinci varsayım; “ İyi Parti kendi politik atmosferinde merkez sağ veya merkez parti konumunu perçinleyecek politik adımlar atmalıdır.”
Üçüncü vardayım; “İYİ Parti gelecek seçimlere hazırlık babından iyi adaylarla ve doğru siyasal  iş birlikte ama eşit şartlarda ideolojik bağlamda uyuştuğu partilerle iş birliğinden de geri durmamalıdır.”
Sizce son üç önermem doğru olabilir mi?
Denenmelidir mi?
Bence denenmelidir. NOKTA