İstatistik bilimi için “bilimsel yalan söyleme sanatıdır” derler.

Eğer bir istatistikçi size  yalan söyleyemeye karar verirse ne yapar eder; rakamlarla, yüzdelerle, oranlarla, formüllerle oyna oynaya bir yalanı doğru diye inandırmaya çalışır.
Bu kaçıncı yazışım bilmiyorum ama artık imdat diyesim geliyor.
TÜİK adını duyunca tüylerim adeta diken diken oluyor.
TÜİK, artık Türk halkını yoksulluğa mahkûm eder hale geldi.
TÜİK, piyasanın, çarşı pazarın fiyat artışlarını (enflasyonu)gerçek anlamada tespit edip vatandaşların mağdur edilmesini önlemek yerine bile isteye düşük çıkararak vatandaşı yoksulluğa ve yoksunluğa mahkum eden bir yapıya dönüştü.
TÜİK, AKP iktidarının ücretlilere ve emeklilere düşük oranda zamlar yapmasını sağlayan aparata dönüştü.
AKP iktidarı, vatandaşla boğuşmak yerine TÜİK’i gerekli şekilde siyasallaştırarak enflasyonu kağıt üzerinde düşük göstermenin yolunu buldu.
Daha da açıkçası AKP ve MHP iktidarı TÜİK vasıtasıyla insanları yoksulluğa sürüklüyor.
İşte durum ortada.
ENAG açıklamalarına göre Haziran ayı üzerinden yıllık enflasyon   % 108.
İTO(İstanbul Ticaret Odası) verilerine göre ise; haziran ayını üzerinden yıllık enflasyon % 55,19.
TÜİK’e göre Haziran ayı üzerinden yıllık enflasyon % 38,21.
Bilmem başka şeylerde yazmaya gerek var mı?
Bu üç kuruluştan hangisi gerçek enflasyonu hesaplıyor?
Diyelim ki yarın iktidar değişti ve TÜİK’in enflasyon hesaplama hataları ortaya çıktı. Vatandaşların AKP dönemindeki kayıpları nasıl telafi edilecek?
Bile isteye verilerle oynayarak enflasyonun düşük çıkartarak, vatandaşları yoksulluğa mahkum edenlere karşı, ne gibi müeyyideler uygulanacak?
Buyurun cenaze namazını.
Üç ayrı kurum ve üç farklı hesap.
Gel de çık çıka bilirsen hesabın içinden.
Kesin olan bir şey var ki sokaklarda hissettiğimiz enflasyon, kesinlikle TÜİK’in açıkladığı enflasyonla aynı oranda değil.
Artık imdat diyorum size.
İmdat.
 
ARDA Güler
Gencecik pırıl pırıl bir çocuk.
Türk futbolunun son yıllardaki en parlak yıldızı.
Dünyanın dev kulüpleri peşinde.
Bu delikanlı, çok sevdiği Fenerbahçe’nin de menfaatlerini kollayarak yurt dışına gitmek istiyor.
Kaç zamandır gazeteler haber yapıyor.
Ali Koç bu delikanlıya yardımcı olmalı.
Onun hevesini kıracak, onu üzüntüye sevk edecek dayatmalarda bulunmamalıdır.
Mümkün olduğu kadar Arda’nın önünü açmalı ve Arda’nın iyi bir kulübe transfer olması için gayret sarf etmelidir.
Sırf Fenerbahçe daha fazla para kazansın diye bu çocuğun olur olmaz takımlara gitmesine sebep olmamalıdır.
Hatta, gerekirse Fenerbahçe daha az kazanarak bu çocuğu olması gereken yere göndermelidir.
Fenerbahçe’ye yakışan da bu olmalıdır.
 
Ali Koç
Ali Koç benim nazarımda iyi bir vatanperver, iyi bir iş adamı, iyi bir Atatürkçü insandır.
Hatta Ali Koç cumhurbaşkanlığına adaylığını koysa onu desteklerim.
Ama gel gelelim ki; Ali Koç iyi bir kulüp başkanı olmadığını geçen yıllar içerisinde göstermiştir.
Ali Koç artık yavaş yavaş elini Fenerbahçe’den çekmeye hazırlanmalıdır.
Her sene antrenör değiştirerek,
Her senen bol bol futbolcu alıp satarak Fenerbahçelilik ruhunu geliştiremez.
Fenerbahçe için maddi olarak büyük fedakarlıkta bulunduğunu bildiğimiz Ali Koç’un daha fazla fedakarlıkta bulunmasına da gerek kalmamıştır.
Çünkü zafer kazanamayacak ordulara yapılan her harcama israftır.
Fenerbahçe futbolda Ali Koç başkanlığında zafer kazanamıyor.
Ali Koç artık varlığı ile Fenerbahçe’yi zafiyete doğru sürüklüyor.
Fenerbahçe bu yılda şampiyon olamazsa sebebi Ali Koç olacaktır.
Fenerbahçe takımı ruhuna kavuşmalıdır.
Fenerbahçe ruhu ,asker ruhu gibi bir ruh iken, profesyonel şirket ruhuna doğru evirilip her şeyin paraya endekslendiği, cebinde parası olanın konuştuğu bir zenginler golf kulübüne dönüşmek üzeredir.
Ali Koç mümkünse seneyi beklemeden bu sene kulüp başkanlığını bırakmalıdır.
Çünkü biz Fenerbahçe’yi bırakamayız.