Ha oldu, ha olacak..Yoksa; Böyle mi geçecek bu ömür?!...

Deprem kuşağındaki ülkemizin, deprem ile hpar an yüz yüzü gelecek bir şehrinin yaşayanlarıyız.
Depremler üzerine çok söz ediliyor, yorumlar geliyor, komplo teorileri hep dilden dile dolaşıyor.
Tamam da, nedir bu deprem? Deprem gerçeği aslında nedir?
Çürük çarık zemine kurulan sapa sağlam binalar mıdır endişe edilmesi gereken, sağlam zemin üzerine, yalap şap inşalar mı yoksa?!..
Konuşuyoruz, düşünüyoruz, soruyor, sorguluyoruz.
Peki ya, biliyor muyuz DEPREM NASIL OLUYOR?
Muhtemedir ki; Bilimsel ifadelerden faydalanılarak kaleme alınmış bu yazı..
Şöyle geliyordu lik satır; “Yerkürenin kıtalar ve okyanusları taşıyan katı kabuğuna Litosfer deriz. Litosfer yekpare tek parça bir kabuk değildir.”
Ardından da bir bilen misali sürüyordu anlatım;
“12 levhaya bölünmüştür. Bu levhalar, basit bir benzetme ile suyun üzerinde yüzen sal gibi hareket ederler.
Üzerinde yüzdükleri katmana Manto denir. Bu katmandaki Magma, iç ve dış çekirdekteki radyoaktif ve ısıl reaksiyonlardan dolayı hareket eder.
Bu hareket; aşağı, yukarı ya da yanal olabilir. Volkanları oluşturan ve devasa levhaları hareket ettiren işte bu magma hareketleridir.”
Türkiye’den bahisle, kuruluyordu sonraki cümle.. Nasıl mı? Ta olarak şöyle;
“Ülkemizi etkileyen levhalara bakarsak; kuzeyimizde devasa bir Avrasya Levhası vardır. Güneybatımızda yine devasa bir Afrika levhası, güneydoğumuzda ise Arabistan levhası vardır. Afrika levhası, kabaca yılda 22mm hızla kuzeye doğru hareket halindedir.”
Burada araya girmek gerek.. Bilmem kaç yüz yılda yaşanması gereken yakınlaşma, son iki büyük deprem nedeni ile bir anda oldu. Bu, korkunç bir şey.. Değıil mi..
Döneyim, ilgimi çok çeken o anlatıma. Şöyle geliyordu sonraki cümle;
 
“Bu hızla sıkıştırarak yaklaşık 65 milyon yıl sonra Akdeniz’i yok edecektir. Öte yanda Arabistan Levhası da yılda yaklaşık 18mm hızla Anadolu levhasını yukarı doğru itmektedir.
Bu hareketler milyonlarca yıldır sürdüğü gibi, yerküre yok oluncaya kadar sürecektir.”
Demek oluyor ki; YER KÜRE YOK OLDUĞNUDA, DEPREM RİSKİ DE SIFIRLANACAK.. Şakamı bu yahu?!..
Bu son cümle çok korkunç geldi, haksız mıyım..
Ve, ülkemizi gerçeği. İşte o cümleler;
“Coğrafi konumumuzdan dolayı ilelebet güneyimizdeki iki levha bizi sıkıştırmaya devam edecek.
Bu depremler daima hayatımızın bir parçası olacak.
Eğer bir levha hareketi çok uzun süredir engelleniyorsa orada çok ciddi bir gerilim birikir.
Deprem riski gittikçe artar. Mesela bu yeni deprem 510 yıllık bir zorlamanın sonucu gerçekleşen bir hareketti.
Olacağı kesin bir depremdi. Bölgeyi yakından inceleyen jeologlar riskin iyice arttığını raporladılar ama kimse dinlemedi.
Doğa karşısında çok, çok önemsiz ve çaresiziz. Doğanın işleyişi imkân verdiği sürece yaşamımız devam edebilir.
Çok çok düşük bir ihtimal ama magmadaki devasa bir konveksiyon hareketi sonucu birkaç yüz volkan aynı anda patlasa, aylar hatta haftalar içinde taş devrine döneriz. Yine aylarla sayılacak sürede insan denen canlı yerküreden silinir.”
Bahsettiğim anlatıma kaynak göstereyim.
Kaynak: HAYAT AĞACI -Kültür ve Merak grubu diyebilirim..