Tüm ülkelerin belli başlı sorunlarından biri olup, diğer ülkelerin ciddi kararlılık içinde kurallarla çözüm bulduğu dert trafik…


Tüm ülkelerin belli başlı sorunlarından biri olup, diğer ülkelerin ciddi kararlılık içinde kurallarla çözüm bulduğu dert trafik… Bizim ülkemizin içinden çıkamadığı terörün diğer bir boyutu olan sorun trafik… Çanakkale de son beş-altı yıldır bu sorundan  nasibini alıyor;  bu ticaret adına mı, yol geçen adına mı tartışılır…?!
trafik, -ği    Fr. trafic 
1. Ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt tarafından kullanılması, gidiş geliş, seyrüsefer. 2. Ulaşım yollarında bulunan taşıt ve yayaların tümü. 3. Yoğunluk: 4. mec. Önemli görevlerde bulunan kişilerin bir yere gidiş gelişi. Güncel Türkçe Sözlük 
 
Kelimenin anlamına bakınca, ilk üç anlamı ele almak ve güncel yaşantımız içinde tartışmak gerekir… Nüfusun gittikçe arttığı, insanlarda eğitim kalitesinin düştüğü, her alanda görülen şımarıklığın, komplekslerden arınma adına oluşan yozluğun trafik sorunun çözülmemesinde büyük payı var ki; bu da toplumsal sıkıntı yaratmaktadır… Çanakkale’de bundan payı almakta ve gün geçtikçe de devamlı göç alması, diğer sorunların dışında trafik alanında kendisini göstermektedir…
 
Trafikleri gruplandırırsak;
1-Yaya trafiği, 2- Otomobil trafiği, 3- Otobüs trafiği, 4- Bisiklet ve motosiklet trafiği,
5- Belediye otobüsü trafiği,
 
Yaya trafiğinde Çanakkale’de diğer iller gibi sınıfta kalıyor. Kuralsızlık, her alanda olduğu gibi bu alanda da kendini gösteriyor, yayalar kaldırımları bırakıyor, ana yolun ortasından gidiyor, tarlada yürür gibi… Trafik ışıklarına aldırmadan, sağa-sola bakmadan; bir de bakıyoruz ki, öküz ve öküzeler yürüyüşü başlamış…
 
Kaldırımlar, kaldırımlar; araba parkı olmuş, dükkânların satış teşhir yeri olmuş, kaldırımlar, yayalar ana yola düşmüş,  esnaflar kamu yerlerini işgal etmiş, zabıtalar memleket çocuğu olmuş, işgalci esnaf ( bazılarını istisna kabul etmek gerekir),  kaldırımları ve OTO CEPLERİ akşama kadar  işgal edip otopark parasından kâr eden, vatandaşın o kaldırımlardan geçerken başını sallayıp kaşını kaldırtanları da unutmadan,  zabıtayı ve trafik polisini de hatırlamak gerek…
 
Çanakkale’ye ilk geldiğimizde nüfus 36.000 idi. Kordon’da birkaç insan ve sık sık esen rüzgâr, araç trafiği yok, insanlar azlıktan daha mutlu, ama fakir; önemli değil… Asayişle ilgili problem yok, insanların çoğu birbirini tanıyor, ideolojik bakışlardan yeni çıkılmış olsa da, ideolojiye göre suçlamalar var, ama trafik yok… Kaldırımlardan yürüme, trafik ışıklarını takip etme, birbirine saygı çok, kavga yok… Memleket çocuğu düşüncesi yaygın, dışardan gelenler, dışlamalı baygın…!?
 
Yıllar sonra nüfus artıyor, Çanakkale yavaş yavaş kabuk yırtıyor, ama içinden 1986 yılında itibaren kooperatifler çıkıyor, inşaat alanları açılıyor, Çanakkale’de rantlar başlıyor, kültür değişimiyle trafik de nasibini alıyor… Belediye 1998-1999’dan sonra el değiştiriyor, yol yapalım derken, arabalar çoğalıyor, yollar daraltılıyor, kaldırımlar genişletiliyor… Kaldırımlardan yürümesini bilen nesil, kurallara uyuyor, bilmeyen nesil ortaya çıkıyor (göçler ve Y kuşağı gibi nesiller)…
 
2005’li yıllardan itibaren turizm gelişiyor, Çanakkale’yi gezme ve gezdirme sevdası hız kazanıyor, bankalar kredi musluklarını açıyor, alabildiğine herkes arabalanıyor, aralanıyor ve güncel gençlik YARDIRIYOR ( bu bizim sözümüz değil, konuşmalardaki argo gözlemlerimiz) !?..
 
Herkes sürücü oluyor, görücüye çıkıyor… Trafik TIRLIYOR, insanlar HIRLIYOR, TRAFİK sorumluları asayişi sağlamak için yollara çıkıyor… İşte bu arada olanlar oluyor:  Korna çalmalar mı dersin, sert bakışlar mı dersin, küfürleşmeler mi dersin… Duyarlı olanlar utanıyor, ya sabır çekenler hoşgörülerini kullanıyor… Eskiden bu şehir daha güzeldi, diye söylene söylene evlerine gidiyor…!
 
İskelenin kalabalığı ayrı dert, yolcu otobüsleri, toplu geziler İzmir – İstanbul yollu geliş-dönüşlerde alabildiğine sıkışıklık, iskele hizmeti zorlanıyor… Bu kadar kalabalık içinde vatandaş beklediği satışı yapamıyor, kuru kalabalık, havanın da günlük sıcaklığı, insanın metabolizmasında değişiklik yapıyor, insanların sosyo-ekonomik dertleri, görülen geçici zenginlik içinde psikolojik bunalımlarından kurtulmak adına, psiko-terapi arayışlarını çoğaltıyor…
 
Çanakkale’de Trafik kargaşası alabildiğince yaşanıyor, trafik konusunda yetkili birimlerin mutlaka birbiriyle koordineli çalışması şartını güncelleştiriyor ( bu bağlantılı çalışma şüphesiz oluyor), ama vatandaş bunu göremiyor… Vatandaş, bu keşmekeşlikten çıkmak adına kafasında- sohbetlerinde sorumlu arıyor. Belediye-İl Trafik Komisyonu-İl Genel Meclisi ve Valilik dörtgeninin trafikteki etkisini somut olarak arıyor…
                                                                                                                            
Ne yapmalı ve ne yapılmalıdır ?!..
 

  1. Yayalar, mutlaka trafik lambalarına uymalı, uymayanlar uyarılmalıdır.
  2. Belediyemiz ile Trafikten sorumlu kurumlarımız, ana caddelerde yol üstüne ve kaldırımlara park eden arabalara hukuki uygulama getirilmeli, gereği yapılmalı.
  3. Belediye, yol kenarlarındaki oto-park için yaptığı uygulamayı bırakmalı, özel otopark alanlarını çoğaltmalı.
  4. Esnafların, dükkânımın önü diyerek, kaldırımları işgal etmeleri önlenmeli ve ara ara takip edilerek, yayaların hakları korunmalı.
  5. İskelenin yerinin değiştirilmesi üzerine valilik- belediye- il genel meclisi ve emniyet bir çözüm üretmelidir.  Kepez’deki iskeleye feribotlar için işlerlik kazandırılmalıdır.
  6. Uzun boylu belediye otobüslerinin, her durakta durarak, dar yollarda trafiği tıkamasına çare aranmalı, daralan KORDON yolu trafiği, yurdun her tarafından gelen gezi araçlarına kapatılmalı, onlara uygun park yerleri gösterilmelidir.
  7. Vatandaşın kaldırım dışı yaya alışkanlığı önlenmeli ve bu konuda eğitim anonsları yapılmalıdır.
  8. Trafik güzergâhları, gerekirse yeniden düzenlenmelidir…
  9. Bisiklet ve motosiklet yollarına işlerlik kazandırılmalıdır.
Trafik kargaşamız ülkemizden, şehrimizden ve sizlerden uzak olsun…
                               
                                                                                                                                                                                                                                                              
                                                                                                           13.08.2017
                                                                                                        Yrd. Doç. Dr.
                                                                                                   Hayrettin Parlakyıldız
                                                                                     E-posta: hparlakyildiz@mynet.com