Uzunca süredir dillerdeki reklam repliği düştü aklıma: 'Aranızda Çikolatalı gofret sevmeyen var mı?' sorusu ile hemen hemen tüm TV kanallarında yayımda olan o reklam.

Bu reklamı izler iken geçende, birden aklıma geldi sorayım dedim.. "Aramızda tarih sevmeyen var mı?!.." diye.
Tarih yazmış ecdattan söz edilince, her birimzin tüyleri ayrı bir dikelir değil mi?
3 kıtada at koşturmuş Osmanlı Padişahları içinde, Kanuni' nin yeri bir ayrıdır. Hele hele, Muhteşem Süleyman denilince, anlatılacaklara Şahsen ayrı bir dikkat kesilenlerdenim diyebilirim. 
Ansiklopedik bilgilerden söz edeyim istedim bu gün. Kanuni Sultan Süleyman' ın, Haçlı saldırılarına son vermek için ordusuyla çıktığ ıbir sefer diyeceğim şimdi.
Seferden söz edilen arlatımda; Ordu, ağır ağır ilerliyor. Yol dar, hava çok sıcak olduğundan, ordu mecburen bağların içinden geçiyor.
Askerler susuzluktan kıvranıyor.. Çok güzel üzümleri bulunan bir bağdan geçerken, askerin biri dayanamayıp, bağdan bir salkım üzüm koparıyor..Bu sayede biraz olsun susuzluğunu gideriyor.
Bu hikaye gibi yaşanmışlık, çok bilindiktir aslında. Çünkü, susuzlyuğunu gideren asker, asma ağacına, yediği üzümün çok üzerinde bir para bağlamıştır..
Göz hakkı dememiştir.. Tarihe geçen bir davranış sergilemiştir.
Seferden söz edilen bir anlatımda; "çok geçmeden mola verildi..." bilgisi geliyordu ayrıca.
Sonrasında ise;" Asker, kan ter içinde bir köylünün koşarak geldiğini gördü...
Hıristiyan köylü ısrarla padişah ile görüşmek istiyordu. Köylüyü Kanuni’nin huzuruna götürdüler.
Kanuni sordu:...'Nedir bu halin, kan ter içinde kalmışsın, yoksa askerler sana zarar mi verdi?...'
-Ben şikayet için değil memnuniyetimi bildirmek için geldim... Böyle bir askeri, böyle bir komutanı tebrik etmemek insafsızlık olur....' diyordu köylü..
Kanuni; -Askerlerim sizi memnun edecek ne yapmışlar? soruunu yöneltti köylüye..
Yanıt muteşemdi; -Askerleriniz bağdan geçtikten sonra, asmanın dalında bağlı bir kese gördüm. İçini açtığımda para vardı... Dikkatli baktığımda, bir salkım üzümün koparıldığını gördüm... Anladım ki koparılan üzümün parası olarak bırakılmış. Sizde böyle güzel ahlaklı asker olduğu müddetçe sırtınız yere gelmez....
Muhteşem yanıt karşısında, Muhteşem süleyman buyurdu; -derhal o askeri bulun...
Hıristiyan köylü, bu askere ne gibi mükafat verecek diye merakla beklemeye başladı.... Nihayet asker bulunup, padişahın huzuruna getirildi.
Kanuni; -Niçin izinsiz iş yaparsın? Parası verilmiş olsa bile, sahibinden habersiz mal almanın caiz olmadığını bilmiyor musun? diye askeri azarladı.
Sonra da,' -Bu asker derhal ordudan uzaklaştırılsın' diye emir verdi....
Hıristiyan köylü heyecanla Kanuni’ye sordu: -Ben bu askerin mükafatlandırılması için gelmiştim, siz onu niye cezalandırdınız?...
Kanuni; -Kursağında, haram lokma bulunan bir askerle zafer kazanılmaz. Bunun için ordudan attım. Eğer aldığı üzümün parasını bırakmamış olsaydı, zalimlerden olurdu. İşte o zaman kellesini bile zor kurtarırdı...
Kıssadan Hisse... Anlayana elbet Asıl mesele.
Batı' nın her bir köşesinde, ecdadın bıraktığı izler var. kimi yerde köprü, kimi yerde çeşme. Camii, Medrese ve dahası..
Bir kez daha sorasım geldi şimdi: Aramızda tarih sevmeyen var mı?!..