Merhaba, sosyal medya hastaları…

                                              Merhaba, feysbuk tıklayıcıları…
                                              Merhaba, twitter (heyecan) yaratıcıları…
                                              Merhaba, feysbuk fenomenleri
                                              Merhaba, yatmadan önce feysbuka girmeden uyamayanlar…
                                              Merhaba, yalnızlığını, arkadaşsızlığını feysbukla giderenler…
                                              Merhaba, feysbukla bütünleşip yemeğin altını yakanlar….
                                              Merhaba, sosyal medyadan önce eski kahvehanelerde, komşu
                                              evlerinde her türlü sohbeti sözlü, gözlü, sazlı yaşayanlar…
                                              Her an durmadan değişen ve gelişen dünyamızda bir taraftan
                                 teknolojik mutluluklar yaşanırken, bir taraftan sanal dünya oluşturuyor,   
                                 bir taraftan da mutsuzluklar yaşanıyor. Yaşanan teknolojik mutluluklar,
                                 hayatımızın gerçeği haline gelen yalnızlıkları ortadan kaldıramıyor,
                                 aksine artırıyor ve bizleri karamsarlığa iterek, insan hayatında etkisini
                                 önemle gördüğümüz İLK, DÜN ve BELKİ gibi zaman dilimlerini bizde
                                 tartışmaya açıyor, çözüm yolları aramamıza neden oluyor…İşte, bunlar-
                                 dan biri, hatta en önemlisi olan bilgisayar, ınternet ve sosyal medya !?..                      
                                             Günümüzün en çok tartışılan, en çok kullanılan, evlerimizde hem
                                 bilgi,hem eğlence, hem de vakit geçirme aracı olarak kullanılan teknoloji
                                 harikası…
                                             Bu teknoloji harikası olan aracı nasıl kullanıyoruz?
                                             Bunu amaç olarak mı, araç olarak mı kullanıyoruz?
                                             Bu en önemli buluşu kullanırken, ne gibi eğitim aldık?
                                             Evlerimize aldığımız bu araç için, gereken sorumluluğumuzu
                                 biliyor  muyduk?
                                             Merhaba, ne kadar çabuk alıştık bu feysbuk ve twitter’a ne de                                        
                                 çok sevdik feysbuğu,twitteri… Sigaradan, içkiden, daha bağımlı
                                 kıldı, bizi…!?  
                                             Türkçe’yi kullanamayanlar, kelimeleri telâffuz edemeyenler,
                                 aşağıda karşılığını verdiğim İng, Fr. kelimelerin seslendirmesini
                                 öğrendiler, sanki yabancı dil biliyorlarmış gibi havalara girdiler,
                                 kendilerine hava verdiler, ama ne Âdem (adam) ne Havva olamayıp
                                 hava aldılar… O dilin altında yatan dil gerçeği ise, şudur:
                                              Dilde teknolojiyi kullanma, sosyal medya oluşturarak,
                                 kendi diline, kendi dinine hizmet ettirme, budur. Bizler de oturmuşuz,
                                 birbirimize düşerek, sosyal medyayı kullanarak, kime, neye hizmet
                                 ettiğimizin farkında bile olmadan yazılarımızla, simgelerle saldırıp
                                 duruyoruz…
                                             facebook: Yüz kitabı.  fenomen:  Olay. trol: Arabacı, balık ağı.
                                             twitter      : Heyecan.  like            : Beğenme
                                             Facebook, insanların başka insanlarla iletişim kurmasını ve  
                                 bilgi  alışverişi yapmasını amaçlayan bir sosyal ağ. 4 Şubat 2004  
                                 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 devresi öğrencisi Mark
                                 Zuckerberg tarafından  kurulan Facebook, öncelikle Harvard öğrencileri
                                 için kurulmuştu. 11 Eylül 2006 tarihinde ise Facebook tüm e-posta
                                 adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar diledikleri
                                 ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibarıyla katılım
                                 gösterebilmektedirler. Ayrıca Facebook, dünyanın en fazla ziyaret edilen
                                 sitelerinden biridir.
                                                      Dr. Stefanoviç, Facebook kullanıcılarından ‘like’(beğenme)
                                 bağımlılığının günden güne ciddileştiğini ve böyle bir kliniğin
                                 açılmasının yardıma ihtiyaç duyanlar açısından önemli olduğunu
                                 vurguladı. Klinik dün ilk kez bağımlıları kabul etmeye başladı. Kliniğe
                                 başvuran ve ismi açıklanmayan 33 yaşındaki Sırp kadın, başlangıçta
                                 ‘like’ların zararsız olduğunu düşündüğünü, ama zaman ilerledikçe onları
                                 önemsemeye başladığını ve Facebook arkadaşları tarafından sadece en
                                 çok ‘like’ alabilecek linkler paylaştığını belirtti. Aynı kadın, sonraki
                                 aşamada ise arkadaşlarının paylaşımlarına benzer içerikli linkler yükleyip
                                 kimin daha fazla ‘like’ (beğenme) aldığı rekabetine girdiğini de kaydetti.
                                                      Bu arada, Sırbistan kamuoyu ‘like’ bağımlılığı sorunuyla ilk
                                 defa üç ay  önce karşılaştı. Yaklaşık 3 ay önce Facebook’taki bir iletisine
                                 20 dakika boyunca kimse ‘like’ göndermediği için genç bir kız bileklerini
                                 keserek intihar girişiminde bulunmuştu. Hastaneye kaldırılan genç kız,
                                 doktorların müdahalesi sonucu kurtarılmıştı. Dünya Sağlık Örgütü
                                 raporuna göre ‘like’ bağımlısı kategorisinde bulunanlardan yaklaşık 3
                                 bini Sırbistan’da yaşıyor ve bu sayının önümüzdeki iki yıl içerisinde dört
                                 katına çıkabileceğine dikkat çekiliyor.
                                 https://tr.wikipedia.org/wiki/Mark_Zuckerberg
                                                 Facebooka atılan resimler, konan yazılar, çekilen özçekim
                                 fotoğrafları, elbette beğeni almalı, elbette karşılıklı  yazılar yazılmalı,
                                 elbette feysbuk kullanma adabına uygun gerekenler yapılmalı, bunlara
                                 itirazımız olamaz… Lâkin, beğenilerin sayısı artıkça, sanki büyük bir
                                 ödül alınıyormuş gibi hareket edilirse, bunu da farklı bir şekilde algılayıp
                                 arkadaş grupları ve tanıdıkları üzerinde baskı kurarak; bir statüymüş, bir
                                 rekormuş gibi anlayışla veya argo şekliyle “hava atmaya, gaza gelmeye,
                                 gaz vermeye, gaz yemeye” giderseniz, işte orda cehaletiniz,
                                 basitliğiniz, ortaya çıkar ki, bu da size ve sizi tanıyanları “sükût-ı
                                 hayale” (hayal sessizliğine) sokar, bize not vermelerini kolaylaştırır,
                                 kişiliğiniz tartışılır hale gelir.
                                                Feysbuk kullanırken, bizlerin dikkatli olması gereken
                                 hususları da gözden uzak tutmamak gerek…
                                                Bunlar:
                                                1- Feysbuka koyacağınız fotoğraflar, gerçek anlamda
                                 arkadaşlarınızı ilgilendirmeli, sizi dillendirmemeli…
                                                2- Arkadaşlarınızın fotoğraflarına veya haberlerine
                                 yapacağınız beğeniler  yazının, haberin ve fotoğrafların anlamına uygun
                                 olmalı. Örnek olarak; sevinçli bir yazıya “üzgün”, üzüntülü habere
                                 “kızgın veya  gülünç ha haha”, ölüm ve hastalık gibi haberlere, sanki iyi
                                  de olmuşcasına “olumlu” simgeler konmaz…!
                                                3- Yazacağınız yazılar; ister açıklama, ister cevap, ister mizah,
                                 ister haber olsun, argolu, küfürlü olamaz. Hem sizi hem
                                 arkadaşlarınızı, hem arkadaşlarının arkadaşlarını üzer, sizin ağzını
                                 bozar, kendi ağzınız kirlenir, seviye düşer, kendiniz şişersiniz !..
                                                4- Argo sözler, küfürler genelin okuduğu, izlediği bir siteye
                                 girmez. Bu söz senin olmayabilir, ama satırlar sana aittir. Yazdığınız
                                 tanınmış birinin cümlelerinden alıntı da olsa kullanılması, içindeki
                                 (argolardan dolayı)  sizi aklamaz. Yine de sizi takip edenler için
                                 dikkatli yazmalısınız....
                                               Can Yücel’in dediği gibi “ küfürler, ezilenin elinde açan çiçek
                                 de” olsa….!?
                                                5- Sosyal medya aslında yalnızların, yalnızlıkların,
                                 dedikoduların buluştuğu, zaman zaman güzellikler de olsa, çoğu zaman
                                 seviyesiz, kültürsüz insanların sohbetleriyle seviyesizleştiği; ortak   
                                 paylaşımlarla güzel ve huzurlu bir ortama ve yaşama biçimine merhaba
                                 denilen yer olması gerekirken; maalesef  bazı troller tarafından ( karşı
                                 karşıya konuşma cesareti olmayanların), kendilerini kanıtladıkları
                                 yerler haline gelmiştir. Her şeyde olduğu gibi bunda da eğitimsizlik,
                                 görgüsüzlük, çıkarcılık ön plâna alınmış, çirkinlikler yaşanır olmuştur.
                                                6- Bir başka tespit de ; Facebook’a koyduğumuz okunacak
                                 gazete yazılarımızın bakılarak, eleştirel okuma yapılarak beğenilmesi
                                 azami 80-100 kişi arasındayken; koyduğumuz özel veya genel
                                 fotoğraflarımızın beğeni tıklamaları 200-400 arası olmaktadır. Ders araç-
                                 gereçleri olarak nitelediğimiz materyalleri paylaştığımızda tıklanması 10-
                                 25; tanınmış, bilinen, unvanlı kişilerle (bilhassa akademik ve etkin)
                                 çektirdiğiniz fotoğrafların paylaşımındaki tıklama ve beğenileriyle ben de
                                 buradayım diyerek, hedeflenen kişi ve kurumlara gönderi yapmadaki
                                 sayı rekor kırıcıdır.
                                                7- Hele bir de vefat haberlerine yazılan basit ve klasik sözler
                                 ile hastalarının haberini geçenlerin dua edilmesi isteği var ki,
                                 gülünçlükler ve tuhaflıklar zincirini teşkil etmektedir.
                                                          8- Feysbukta ne çıkarsa beğenme hastalığı, durumumu   
                                  beğenir misin hastalığının bir türevidir. Durumumu beğenir misin
                                  hastalığına yakalananlar tarafından dürtülen bu insanlar bir yerden sonra
                                  Facebook’ta ne çıkarsa beğenme hastalığına yakalanırlar…                         
             Alman bilim adamları, Facebook üzerinde yaptıkları araştırmada ilginç bir sonuca ulaştı. Facebook kullanıcısı tarafından yapılan paylaşımların, arkadaşları ve çevresindekiler tarafından beğenilmesinin beyinde mutluluk hormonun salgıladığını ortaya çıkardı. Lezzetli bir yemek yerken, beyin nasıl mutluluk hormonu salgılıyorsa, Facebook kullanıcısının paylaşımına aldığı beğeni ve yorumlarda da aynı hormonun salgılandığını söyleyen İsveçli psikolog Thomas Nilsson, "Facebook ve diğer sosyal paylaşım siteleri bağımlılığının faydalı mı yoksa zararlı mı olduğu sonucuna varmak için araştırmalar devam ediyor'' şeklinde konuştu. Amerika'nın Utah Valley Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma ise Facebook'un insanları mutsuz ettiği yönünde... Facebook'ta sosyalleşmektense, gerçek arkadaşlarıyla yüz yüze sosyalleşen kişilerin daha mutlu ve hayata daha olumlu baktığı belirlendi.  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/teknoloji/71697.aspx
              Ticaretin faklı bir yönü olan Beğeni siteleri kurulmuştur. Facebook beğeni hileleri, beğeniMatik, yorum artırma, beğeni artırma. Beğeni hilesi siteleri, insanların popülarite veya ticaret için like peşinde koştukları sosyal ağlarda daha aktif ve kolay yollardan etkileşim sürdürülmesini sağlar.
                                                  Yazmalarımızın ve gerçek beğenilerimizin güzelliği için
                                    TIKLAYALIM mı?!..