DİLEĞİM, SADECE BU FOTOĞRAFA

O vakitler, al eline bir bardak, kana kana iç suyunu.. Ya şimdi..?
Ne güzelmiş eskiler.. 41 yıl öncesine ait bu kare, o yılları anımsayanlar için elbette pek mutluluk verici.
Öncesi yıllarındaki halini de çok dinledim Sarıçayın..  Kenarında piknik yapıldığı yılları..
Hıdırellez'lerde, dilek tutulup etrafında suya bırakılan dilekleri,  dilekler kabul olsun diYe kılınan SABAH namazlarını mesela.. Hey gidi hey..
Görsel de bir de feribot var..
Ada yolcularını ve adaya geçen araçları taşıyan..
Namı değer, dilimize pelesenk olmuş adı ile 'takınya'
Bozcaada feribotu.. Sefer alıdğı ada Gökçceda , fakat adı Bozcaada..
Yahu bunları hatırlıyor isem şu an şayet ben, hakikaten pek yaş almışım hayattan..
Eee, dile kolay 50 olduk şimdi.
Ahmet ağabey var.. Pek çoğumuz tanır. Ahmet Kolkoparan..
Tuttuğu kolu kopardığı için değil elbet taşyıdığı bu adı.. Var bir hikaylesi de, müsade almadan anlatmak, olmaz...
Çoğumuzu geçmişe yolculuk ettiriyor paylaşımları ile sayın abim, Kolkoparan..
Dün, önceki gün, daha önceki, ondan da önceki günlerde, yani lafgın kısası, günlerdir, aylardır devam ediyor, bu anı fotoğraflar sayesinde, bizlere  geçmişe ettirdikleri yolculukları.
Anzak koy'u anlatır bir fotoğrafı vardı paylaştığı mesela geçenlerde..
Koy aynrı koy, kalıntı da aynı.. Duruyor öylece; durduğu yerde.
1915' in 24 Nisan'ında, 7 Düvel' in istiasına uğrayan Gelibolu yarımadasında, Anzac askerlerini sahile taşıyan bir filika var fotoğrafta..
Başında da bir genç kız.. Kimbilir, şimdi kaçlı yaşlarda..
Bu fotoğrafın tarihi 1971.. Belki de o yıl, 20' sinde bu genç.. Kim bilir..!!!  
1971 olunca bahsi geçen tarih, pek ilgileniyorum.. Neden mi, doğduğum yıl çünkü...
Hele geçende bir fotoğraf paylaştı yine Ahmet ağabey, ben doğmadan sadece bir kaç gün evvelindein.. Yer, rıhtım.. Hani uzunca süre, Kilitbahir motorlarının sefer aldığı rıhtım..
Orada, masa sandalyeler var görünen. Hemen arkasında, koltuk iskelesinde, eski Denizcilikbankasına sadece onbeş yirmi metre mesafede , liman içine inen merdivenlere yanaşan bir motor..
Ya Kırmızı Kazık, ya da Çatlatan.. Şimdilerde, güvertesini oluşturan odunları dahi günümüze ulaşmamış olan motorlar..
Ne yolcuları taşıdı boğaz hattında onlar.. Sevenleri, sevdiklerine kavuşturdu bir de.. Öylesi önemli görevleri üstlenenlerdi..
Geçmişe yolculuk ettiren bu fotoğraflara iyi bakın ey Çanakkaleli.. Ne güzel miş,  değil mi o geçmiş..!
Bir de bir kartpostal..
'Bir zamanlar Kordon' diye anlatımı yapılan..
Hey gidi hey.. Ne güzülsin be ÇANAKKALEM..
Gerçi her halinle güzelsin sen..Geçmişin de, şimdin de..
Daha bir özen göstersek sana, daha da güzel olacaksın ya, neylse be ÇANAKKALEM...
Sıkmayayım daha da canını.. Sen var olacaksın, biz senin kıymetini bilmesek de şimdilerde, biliyorum ki hep var olacaksın ÇANAKKALEM...
Sen sıkma canını olur mu.. Hep güzelsin, her halinle hem de..