Hangi birini saymalı ki, Kurtuluş savaşının kahramanları mı demeli önce, yok sa Çankakale Cephesine, iki çocuğunu Vatan için Şahadete gözünü kırpmadan...

Hangi birini saymalı ki, Kurtuluş savaşının kahramanları mı demeli önce, yok sa Çankakale Cephesine, iki çocuğunu Vatan için Şahadete gözünü kırpmmadan uğurlayan, yetmedi Kurbanlık gibi saçını kınalayan eli öpülesi analar mı demeli önce..!
İsimleri binbir çeşit, kimi Ayşe kimi Fatma.. Belki de Zübseyde anne..!
8 Mrat geldi çattı yine kapıya, peki ya kadının önemi sadece bir gün mü dile gelmeli..!
Ata'lar yetiştiren analar, cepheden cepheye mermi taşır iken, kar değmesin diye top mermisine, cephanenin üzerini bebesinin örtüsü ile saran lar..!
Her alanda değer üreten Türk kadını, Türk tarihi boyunca hep erkeğinin yanında durdu dimdik. Kimi zaman kılıç kuşandı at bindi. ok attı.. Savaşlarda da kahramanca mücadele edenler öyle çok tu ki... Saymakla bitmez bu anlamda Türk kadını..
Çankakale dahil, 7 cephede erinin yanında oldu hep kadın.. Hiç bir şey yapamasa bile, 80 lik nineler, çorap ördü, Mehmede gönderdi, cephede ayağı üşümesin diye..
Hikaya çok, kahramanlıklar da.. Bu gün 8 Mart, yine süslü süslü sözler gelecek malum..
Uzatmayayım iyisi mi, ben de bir kadının yaşama getirdiği canım, tıpkı her birimiz gibi. 9 ay yük oldum mesela ben de anama.. Tıpkı her birimiz gibi.. Kadın da taşıdı ana rahminde, oğlanda kadın..
Öyle çok ki öğüneceği, lakin hiç birini saymaz ki...!
8 Mart'ta eşi tarafındanbıçaklanacaklar olacak belki de yine bu gün.. Nasıldı geçmişte yaşanılanlar, bir hatırlasak şimdi, ağzımız dolu dolu höykürürüz değil mi..?
Neye yarıyor ki höykürmek, küfretmek, dellenmek.. kadın yine mağdur oluyor, mağdurlaşıyor... Snhaki, doğanın kanunu gibi..!
Atmak var şimdi, öyle bol keseden atmak.. Söylemek var, binlerce süslü sözü, yine geçmişte olduğu gibi.. Peki ya, bu mu şimdi 8 Mart..!
Bence aslıhnda  8 Mart, Türkiye için olmalı 18 Mart.. Cephe gerisinde hastanelerde hasta bakıcı ve hemşire olarak, fabrika ve atölyelerde mermi ve cephane üreterek, askerlerin dikim ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılayarak önemli görevleri yerine getirmişler olmasa idi, ne 8 Mart derdik, diyebilirdik bu gün, ne de 18 Mart.
 Bir yazıda okumuştum şimdi anımsayamadım. Nerede, ne zaman, kimden di o yazı. Şöyle geçiyordu sanki ifade;
"Tarihi tarih yapan yaşananlar olduğu gibi, bunu yaşayan ve yaşatanların sadece erkekler olmadığı açıktır. 1918-1923 yılları arasında yaşanan 'Türk Bağımsızlık Savaşı’ olarak da tanımlayabileceğimiz Milli Mücadele Dönemi, Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır"
Araları doldurmak gerek şimdi.. Erkek değil, erkeğinin yanında olup güç veren kadını vardı bir de erinin yanında..
Yani diyorum, bir kadın eli vardı pek çok kahramanlığın özünde..
Halide Edip vardı mesela,  Adıvar diye isminin sonuna eklenen soy ismi ile Halide Edip..
Bayılırım tarihe.. Hele ki tüm çıplaklığı ile kaleme alınanlara.. Halide Edip için kaleme alınan ve tüyler ürperten şu gerçeğe bir bakın hele; İngilizler İstanbul’u 16 Mart 1920’de işgal edince Milli Mücadeleye katılmak için eşiyle birlikte Mustafa Kemal’in yanına gitmiş ve İstanbul Hükümeti’nce Milli Mücadele’yi destekleyen kadınlar arasında idama mahkûm edilen ilk kadın olmuş…
Hadi gel de delirme? Suç ne, Vatan savunmasına çıkan bir kadın.. Derdi Milli Mücadele..!!! 
Kara Fatma (Fatma Seher Erden) vardır bir de.. Hep ismi anılacak, unutulmayacak bir kahraman..
Kara Fatma Erzurumlu.. Mondros Mütarekesi’nden sonra eşleri Ermeniler tarafından şehit edilen kadınları etrafı­na toplamış ve Ermenilerle çarpışmış bir gözü kara kadın.
Tarihte kadın diyorum, b.ir de bakıyorum bir baba yiğit denilecek bir Türk kadın.. Çete Emir Ayşe
Emir Ayşe Aydın, İmamköylü olup eşi Çanakkale’de şehit olmuştur.  Yani, emaneti bizim coğrafyamızda ÇANAKKALEM DE…
1919’da Yunanlıların Aydın’ı işgal ederek İmamköy’ü de ele geçirdikleri sırada çocuklarını komşusuna emanet ederek silahlanmış bir koca yürekli kadın..
Eşinden kalan elmas küpelerini (bir diğer iddiaya göre de düğünde takılan altınını) bozdurmuş, cephane ve silah (Martini) almış, dağa çıkarak Yörük Ali Efe’ye katılmış bir yiğit kadın..
Saymakla bitmez daha ne kahramanlar var ve hepsi de kadın…
Pandemi döneminde, tarih yazan kadın sağlıkçılarımız var. Doktor, Hemşire… 
Tarih yazan sporcu kadınlarımız var, tarih yazan Asker ve Polis kadınlarımız bir de.. 
Sayamayacak başarıların adına dönüşen kadın… 
İyi ki vardın be kadın.. 8 Mart’ ın elbette kutlu olsun..