HE YAŞA BE HOCAM, BİZ DE BUNU SAVUNUR DURURDUK HANİDİR…!

HE YAŞA BE HOCAM, BİZ DE BUNU SAVUNUR DURURDUK HANİDİR…!
Böyle diyorum.. Çünkü, üstadın dedikleri tam da böyle düşündürdü bendenizi..
Şimdi şöyle bir geriye döneceğim.. Tarih, 22 Mart 2020… Pandeminin lik haftaları.. Bir manşet atmışız gazetemizde;
“HADİ GEL DE EVDE KAL..?” diye.. Ve dahası elbette;
“HİJYEN GÖRÜNTÜSÜ GÜVEN VERİYOR,VATANDAŞ SOKAĞA DÖKÜLÜYOR..!” diye de eklemişiz misal..
Sonra da, belirtmişiz durumu; “Merkez ilçe,  İlçeler ile birlikte Belde Belediyeleri’nin hummalı temizlik çalışmalarının, vatandaş üzerinde psikolojik güven sağladığı, bunun da sokağa çıkmaya yol açtığı gözleniyor.
Banka kuyruklarında, Ödeme noktalarında ve PTT önlerinde,  Maaş çekme ve ödeme gibi uğraşlara dalan gençler gibi, Emekli Çanakkaleliler;“Sokaklar bal dök bal yala. Virüs mü kalır bu ortamda” görüşünü savunup, adeta Bahar havasının keyfini inatla çıkarıyor.” Şeklinde ifadelerle.. Ve de, nokta…
“DEZENFEKTE GÜVENİ GELDİ, VATANDAŞI TUT TUTABİLİRSEN..!”
Koronalı günlerin ilk başladığı tarihleri hatırlıyorum da, kordon bal dök bal yala şekline getirilmişti güzelim şehrimde.. Temizlik şart, önemli elbet..
Lakin, sokağı sabunlu sular ile şakır şakır yıkandığını gören, atar kendini sokağa, güven duyar diye de eklemiştik o dönem haberlerimizde.
Dahası, dezenfekte tünelleri kurulmuş, pazar yerlerine girişte insanlara bir güzel güven aşılanmıştı. Sonradan bunun yanlış olduğunu savununca uzmanlar, apar topar dönüldü yanlıştan..
Aşıdan önce güven aşıladık yani biz bir birimize.. Sabunlu sular ile temizlenen sokaklar, yıkanan kordan ve saire ile.. Bir güzel güven aşıladık millete.. Sonrası malum elbet..
Orayı burayı yıkamakla virüse önlem alınmadığını savunsak da o tarihlerde, belki de çok yönetici de hayli kızmıştı bizlere.. Gelinen noktadan söz ediyorum şimdi. En uzman isim konuşunca, haliyle haklılığımızın verdiği garip mutluluğu yaşadım şahsen bendiniz. Boyum da uzadı.. Merak edenlere duyurulur..
ÇOMÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener. Yani; pandemi döneminin büyük savaşçısı.. O ve ekibi..
 Çanakkale insanın sağlığına adadı hayatların onları.. Haftalardır, aylardır..
Dediği her söze dikkat kesiliyoruz.. Covit-19 ‘da gelinen son durumu özetleyen sözleri çoğumuz  ezberliyor ve uyguluyoruz da..
Ve gözlemlediğim şu oldu yeniden. Alper hoca; “Sarsıl ve kendine gel Çanakkale..” demeye getüirdi yine sözü.. Bu arada, bu sözleri tüm Türkiye’ yi de kapsıyordu ya neyse..
Aylardır, her gün Covit-19 Günlükleri başlığı atıp, sürece ve virüse dair önemli sözler eden Alper hoca, önceki akşam pek güzel özler etti yine.. Bayıldım.. O nedenle diyorum, ‘yaşa hocam yaşa..’ diye..
Alper hoca; “Aklıma takılanlar...” diyerek başladı söze ve ekledi haliyle.. Pek hoşuma giden göndermelerini paylaşacağım şimdi sizlerle. Azıcık sabır lütfen..
Hoca bilim adamı.. Bilimin aksine ne sözü, ne de uygulamayı kabul etmez yani.. Bu noktada, pek güzel bir örnek ile başladı hoca söze..
Diyordu ki, ‘BİR’ diyerek;  1.Masterchef izliyorum, “ bir güvenli alan” tanımı uydurmuşlar. Yarından tezi yok, bende istiyorum??. Parası ne ise verelim bize de yapsınlar!
Sahi ne çok duyar olduk o sözü.. “Güvenli alan..”…
Dizi filmlerin başında da altı yazı geçiyor.. Corona tedbirleri kapsamında çekilmiştir falan diye.. İyi de b kardeşim, kimsecik de maske yok.. Ne alaka şimdi, verilen mesaj…
Hadi bunu bir tık geçelim şimdi.. Bizlerin aylar önce savunduğu konuya ilişkin geliyordu şimdi sözler.. Birlikte göz atalım o vakit denilene..
‘İKİ..’ diyordu önce ve ekliyordu Alper hoca..
-“2. Sokağa çıkma yasağında, sokakların yine yıkanma görüntüleri var her yerde! Bu kadar parayı başka işe harcayın! Hiç bir anlamı yok. “
Yani, “boş boşuna yıkamayın sokakları.. Zaten kuraklık kapıda, barajlar tam takır.. İnsan bedenini Hijyen için gereken suyu, sokağa sıkmayın..” der gibiydi aslında bu sözler, ya neysee…
Sonrası muhteşem tespit ve hayli gülümseten bir ifade ile, ‘ÜÇ…’ diordu hoca..
Üç der iken ‘Allahın hakkı üçtür…’ şeklinde halk arasında bilidğimiz üç edğil denilen..
Kulak verelim şu vakit, ‘üç’ denilene…
Alper hoca, maddeyi sonlandırıyordu bu noktada.. Son madde üç yani..
Diyordu ki özetle; “3. ‘Chip taktırmayız’ grubu, ‘böğürmeye’ başlamış...
Nereden biliyorsunuz belki başka bir yazılım ile daha mutlu olursunuz. “ diyerek, aşı ve chip bağına dokunduruyordu aslında ustaca..
Sonra da; “Şaka bir yana bu gruba hayranım, keşke her şeyi bu kadar sorgulayıp- itiraz edebilseler!” vurgusu yapıyordu koskoca hoca..
Neymiş o vakit ezber etmemiz gereken.. sokakları yakımayın boş boşuna.. Zaten barajlar yurt genelinde tam takır.. Olan suyu da, siyaseten iş yapıyoruz algısı oluşsun diye, cvadde ve sokaklara, hatta koron boylarına basmamak gerek..
Hastası olduğum Hekimoğlu’ nun da dediği gibi; “Capito…!!!”