Öncelikle yeni Unvanınız hayırlı olsun.. Prof. Dr. sayın Şener UMARIM, BU ÜNVANLA GELEN SESE DAHA BİR KULAK VERİLİR ARTIK..!

Öncelikle yeni Unvanınız hayırlı olsun.. Prof. Dr. sayın Şener
UMARIM, BU ÜNVANLA GELEN SESE DAHA BİR KULAK VERİLİR ARTIK..!
Dilinizde adeta tüy bitti uyarmaktan. ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ demekten. 
Ve gelinen nokta ortada!!!  O kadar söze kulak asmamamın faturası, haliyle çıkacak hepimize.
Çanakkaleliler gibi, Türkiye’ nin de yakından tanıdığı bir isim Tıp Adamı sayın Alper Şener. Katılıdğı canlı yayanlarda, Türk TV kanallarında, hep ölümcül hastalığı anlattı, anılacak önemleri bir bir sıraladı..
En basit şekliyle, virüsle mücadele seferberliğine her berimizin dahil olmamız için yapacağımız üç önemli şeyi fısıldamadı, adeta haykırdı günlerdir Tıp adamı sayın Şener. Israrla, ‘Maske, Mesafe ve Hijyen” diye yırtındı..
Düne kadar, Doç. Dr. diye anıyorduk,  şükürler olsun ki kendileri bundan böyle koskoca Profesör…
Şükürler olsun diyorum, nedenini açayım; Doç. Dr. Unvanı ile anılır iken, dediklerini pek ciddiye almadığımız hayli açık. Çanakkale için geçerli son vaka sayıları, uyarılara kulak asmadığımızın en güzel kanıtı. Öyle değil mi?
 Rakamlar belli. Ne kadar ısrarcı olsa da yaptığı bunca çağrısında sayın Şener, hep aksini uyguladık bizler..
Denilenler, bir kulağımızdan girdi, diğerinden jet hızıyla çıktı. Buna kanıt öyle çok örnek var ki, hangisinden söz edeyim. Mesela gazetemizin bu gün ki manşeti.. “Nerede yahu  sosyal mesafe..!!!”
Bundan böyle, Tıp adamı Şener’in çağrılarından söz eder iken, “Prof. Dr.” vurgusu yapacağım için, hayli mutluyum.. Bu sayede, daha bir ciddiye alınacak okkalı sözler.. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Nereden olacak, elbette ki gözlemlerden..
Toplum olarak, Prof. Dr. Unvanı ile gelen sözlere, çağrılara ayrı bir hassasiyet gösterenleriz, yanlış mı..?
 Profesör unvanı ile gelen yeni çağrılarından söz edeyim şimdi..
Dünyanın da başına bela bir illet ile savaş halindeyiz. Pandemi’ nin başından buyana, Corona virüs Covit-19 ile mücadele eden adres ÇOMÜ Hastanesi bilindiği gibi.
Bu adresten, günlerdir, haftalardır ve hatta aylardır uyarı niteliğindeki paylaşımlara imza atan, Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, şimdilerin Profesörü diyeceğim, Prof.  Dr. Alper Şener, özellikle son günlerde kapıya dayanan tehlikeye işaret edip,  endişelerinin açık açık altını çizdi. Ne için hepimizin sağlığı için..
Prof. Dr. Şener, hepimizin ezberindeki başlığı attı yine. Dedi ki; “COVİD 19 GÜNLÜKLER”
Sonra, altını çizdi; “Gelecekteki olası sorunlar” diye..
Buyurun, bir göz atıverelim Prof. Dr. Şener’ in sözlerine. Diyorlar ki; “Grip aşısı ve zatürre aşısı bu sezon ekstra önemli...
Maskeye uyum için sosyolojik ve psikolojik bir yaklaşım gerekli...
Cezaya rağmen buna uyum düşük. Biz emniyet kemerine maymuncuk takan toplumuz..”
Ne de güzel özetledi halimizi. Oysa ki, Prof. Dr. Şener’ in tek derdi, hepimizin sağlığı.. Tabi gel de birilerine anlat.. Sosyal mesafe birçok yerde halen hak getire.
Prof. Dr. sayın Şener, “Tüm sağlık personelinin- branştan bağımsız korona hastası takibini/tedavisini öğrenmesi elzem...” diyordu ve ekliyordu ayrıca; “Sahada bu konuda ciddi direnç var...” diye..
Ve ezberlememize rağmen uygulamama da adeta direnç gösterdiğimiz elzem önlemi anımsatıyordu tekrar tekrardan.
“Maskeni tak, mesafeni koru, ellerini temiz tut- kapalı kalabalık alanda temastan kaçın.” diye..
Prof. Dr. Şener’ in bir de, öğrendiği yeni bilgileri anlık şekilde paylaşma hali var ki,hadi gel de teşekkür etme.
“Salgın ABD’de politize olmuş” diyerek aktarıyordu Çanakkale kamuoyuna edindiği yeni bilgiyi.. Ve açıyordu, detaylıca diyeceklerini.
 O halde birlikte göz atalım Prof. Dr. Alper Şener’ in paylaşımına. İşte o ifadeler;
“Amerikan Enfeksiyon Hastalıkları Derneğinden ilginç çıkış... ‘Irk değil, Irkçılık Enfeksiyon hastalıkları için risk faktörüdür’
Neden böyle diyorlar? Çünkü ABD’de beyaz olmayanlar (Latin, afroamerikan vb) aynı yaş grubu ve benzer risk faktörlerine bakıldığında 3-4 KAT daha çok hastalanıp- daha çok ölüyor...”
BU GÜNE ÖZEL BAŞLIK ATACAĞIM;
“IŞIK HIZINI BIRAK, BARİ SES HIZINA GEÇ..!!!”
Toplumun anlayacağı, kavrayacağı ve de uygulaması için, tüm yöntemleri adeta deniyor Prof. Dr. Şener. Netice itibariyle, hepimiz; “Aynı gemideyiz sonuçta. Ayrı şehrin yaşayanlarıyız…”
Aynı market, aynı sokak, aynı cafe..Sayayım mı daha..!!!
Mademki aynı gemideyiz, aynı titizlikle hareket etmeliyiz. Doğru değil mi?
Umarım, Prof. Dr. Şener’ in sözleri, bir kulaktan girip diğerinden ışık hızıyla çıkmaz..
Ses hızını bari denesek.  Bu sayede,  en azından bir kaçımızın bulaş riski azalır. Yanlış mı düşünüyorum!!!
Haydin o vakit Çanakkale, ışık hızını bırak, ses hızını tercih et. İşittiğin kulağında kalsın, haliyle elzem uygulamaya bir an önce geç.. “MASKE, MESAFE,  HİJYEN…”