Kayserili mesleki büyüğüm Mehmet Uzel’ in kaleminden yazıya dökülen sözler diyeceğim yine bu gün...

Kayserili mesleki büyüğüm Mehmet Uzel’ in kaleminden yazıya dökülen sözler diyeceğim yine bu gün...
Ya da şöyle mi desem; “Konuk yazar..”
Çanakkale sevdalısı bir isim Mehmet ağabey. Kendisi, ara da bir düşüncelerini bu anlamda paylaşmak istiyor Şehitler coğrafyasının yaşayanları, Çanakkaleliler ile.
Bu noktada, kendisinden bahseder iken, en güzel anlatım; “Konuk yazar” oluveriyor.. Konuk yazarımızın düşünceleri kadar, açık yüreklilik ile die getirdikleri de pek ilgimi çekiyor. Ne de olsa, ‘Aklın yolu bir’ değil mi ama..!!!
Sayın ağabeyimi tanıtayım kısaca. Daha önce de dediğim gibi, Kayseri ile komşusu üç Şehrin ‘SABAH’ Gazetesi temsilcisi Mehmet Uzel, Çanakkale’nin yeni Valisi Aktaş’ı tanıtmıştı bizlere geçen 17 Haziran Çarşamba.. Kalemi oldukça sağlam meslektaşlarımdan kendisi..
 
Önemli bir konuda, düşüncelerini dile getirmek için gazetemiz aracılığı ile Şehitler Coğrafyasına konuk oldu bir kez daha, gazeteci Mehmet Uzel..
 
‘Aklın yolu’ bir diyerek özetle ‘ben de katılıyorum’ dediklerine geleyim şimdi. Şöyle atıyordu güne ilişkin başlığını Mehmet Uzel;”ANALAR AĞLAMASIN ARTIK..!”
Ve yazıyordu net şekilde, buyurun sizlerde bir göz atın Çanakkale.,,
 
“Bu sözler hiç aklımdan çıkmaz…Her şehit haberi geldiğinde aklıma ilk gelen Analar olur.. İçim sızlar,yüreğim daralır..
Kendi kendime konuşmaya başlarım..
Şehit evine gelecek askeri yetkilileri, yanındaki askerleri ve ambulansı getiririm o an gözümün önüne..
 
Sonrasını söylememe gerek yok..Ağıtlar ve teselli etmeye çalışanlar..
Ama hiç bir teselli sözü o Analara etki etmez..
Dünya ya getirdiği oğlunu nasıl büyüttüğü, onun üzerine nasıl titrediğini ve vatan görevi yapsın diye askere gönderdiğini o kara haberi aldığı anda bir filim şeridi gibi gözlerinin önüne getirdiğini anlayamaz..
 
Bunu sadece Analar bilir, Analar ağlar.. Elbette Babalar, Kardeşler, var sa eşler ve çocuklar için de dünyalar kararır birden bire.. Ne yapacaklarını bilemez halde dolaşır dururlar evin içerisinde…
 
Ama o Ana yok mu o Ana..!!!
Kimse onun yaşadığı acıyı bilemez,dindiremez.. Bu günlerde o kadar çok Ana ağlattık ki, inanın artık televizyonlardaki görüntüye bakamıyorum..
 
Dursun artık Anaların ağlaması diyoruz ama,galiba bu gidişle bu duamız gerçekleşmeyecek.. Evladı askerde olan her Ana eli yüreğinde oğlundan kötü bir haber gelmemesi için gece gündüz duasını edecek..”
 
Ne vakit bir şehit haberi işitse yurdum insanı, benzer düşüncelere kapılır. Her birimizin dilinden, belki ayrı lakin, aynı kapıya çıkacak ifadeler dökülür.. Zordur Şehit haberi işitmek ve düşünmek vesselam.
 
Şehitler coğrafyasının yaşayanları biz Çanakkalelilerde, ‘Şehit’ demek karşı kıyalara derin derin bakmak demek.. Öyle ya, yüz binlerce Aslan yürekli Mehmet yatar, kefensiz şekilde bir avuç Gelibolu’ da..
 
Ayrı bir hüzünlenir içimiz. Yüz binlerce ŞehitMehmede komşu olmak, tarifsiz bir ayrıcalıktır bizim için..
Neyse, ben döneyim mesleki büyüğüm Mehmet ağabeyin yazdıklarına..
 
“Kan ve gözyaşına yeterince doymadı mı bu topraklar?” şeklindeki sorusuna misal..
 
Ve ardından gelen dediklerine;
 
“Kendi evladını savaşa göndermemiş veya en yakını hiç savaşmamış olanlar bir bakıyorsunuz sosyal medyada ahkam kesiyor,savaş çağrısı yapıyor..
 
Bu durum ne kadar etik ?
 
Ateşin düştüğü yeri yaktığı ve ölenin öldüğüyle kaldığı, herkesin yaşamına üç gün sonra devam ettiği ülkede, Allah aşkına oturduğunuz yerden neden nara atıyorsunuz ?
 
Buyursun savaş çağrısı yapanlar, kendi evlatları için de aynı kof çağrıyı, kabadayılığı yapsın ?
 Yapabilecek misiniz ? 
Yazık değil mi sıvasız hane çocukları bir bir toprağa düşüyor.. Bu kadar acının olduğu ortamda içimden bir şey yapmak gelmiyor. Bazen susmak gerekiyor.. Susmanın, yas tutmanın da erdemini bilmemiz gerekiyor.
Daha fazla şehit vermeden şu cehennem batağından bir an önce kurtulmanın yolları aranmalı..
Hem de zaman geçirilmeden...”
Kısacası böyle idi denilenler..  Bir de hep bir dediklerimiz; Şehitler ölmez elbet.. Ölemezler.. çünkü  onlar diridirler..
Bence diyerek,. Benim  dediklerim şimdi;” Bu topraklar için gözünü kırpmadan toprağa düşen Mehmetler.. Huzur içinde uyuyun.. Biz sizlerden razıyız. Sizler de bizlerden razı olun..”
 Bu bilindik ifadeyle, bendeniz sanırım noktayı atıyorum bu günlük. Rabbim tüm Şehitlerimizin yakınlarına Peygamber sarı versin..