Ameliyat olması gereken yakınları kan olmadığı nedeni ile sürekli ertelenirken Hasta yakınları sosyal medya ve Whatsapp gruplarında kan arıyor.  Yaşanan güvensizliğe rağmen bir basın açıklaması yapan  Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Çanakkale Şubesi Eş Başkanı Canan Coşan “Tüm bu olumsuzluklara rağmen kan bağışı sürekli olmak durumundadır” dedi.
 
Kızılay’da yaşanan yönetim zafiyetleri ve En son deprem bölgesinde yaşanan çadır krizinden sonra Kızılay’a duyulan güven neredeyse yok olurken, oluşan bu güvensizlik ortamı en çok kan bağışlarını etkiledi. Yeterince kan toplayamayan Kızılay artık hastanelere kan vermekte güçlük çekerken, hastalar sosyal medya hesaplarından ve Whatsapp gruplarında çare arıyor. Kızılay’da yaşanan bu sorunu dile getirmek  ve kan bağışına dikkat çekmek amacı ile   Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Çanakkale Şubesi Eş Başkanı Canan Coşan bir açıklama yaptı. Coşan yaptığı açıklamasının başında Kızılayda yaşanan sorunlara değinerek “Ülkemizde Kan ve Kan ürünleri transfüzyonu yapan 1150 civarında hastane bulunmaktadır. Bu hastanelerin tamamına yakınının  (14 hastanenin geçici kan alımı yetkisi bulunmaktadır) kan ihtiyacının karşılanma yetkisi Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında Türk Kızılay’ına verilmiştir. 18  Bölge Kan Merkezi, 68 Kan Bağış Merkezi ve mobil kan bağış araçları ile ülkemizin ihtiyacı olan kanın tamamını gönüllü ve sürekli bağışçılardan karşılamayı hedefleyen Kızılay, resmi sitesinde halen ülke kan ihtiyacını %90 oranında karşıladığını iddia etmektedir. Bundan önceki yıllarda da  dönem dönem (Pandemide, her yıl Ramazan ayı ve yaz aylarında kan bağış oranlarında yaşanan düşüş kaynaklı) kan sıkıntısı yaşanmaktayken; hiç bu kadar sıkıntılı bir dönem yaşanmamıştı. Bugün artık ülke genelinde olduğu gibi  İl ve ilçe Hastanelerimizde, bağlı bulunduğumuz bölge kan merkezinden istemlerimizin çoğu zaman yarısı bile karşılanamamaktadır dedi.
 
Güvensizlik Kansızlığa Neden Oldu
 
Kızılay’a duyulan güvensizliğin kan stoklarını etkilediğini dile getiren Coşan “Kızılay'a duyulan güvensizlik nedeniyle kan bağışlarındaki ciddi azalma, kan merkezlerindeki stokları kritik düzeye indirmiştir. Kan sıkıntısı nedeniyle acil kanamalı hastalar dışında, hayati önemdeki ameliyatlar zamanında yapılamamakta, hasta yakınları gerek Whatsapp gibi gruplarda gerek sosyal medya aracılığıyla çaresizlik içinde bağışçı aramaktadır. Onkoloji, diyaliz, yoğun bakım hastalarının ihtiyacı dahi adlarına bağış yaparak karşılanmaktadır. Hatta bazı gruplarda bağışlanan kanların, Bölge Kan Merkezi’nden dönmesiyle yani 2 ya da 3 gün sonra  kan ihtiyacı giderilmektedir.  155 yıl önce ‘İnsanlık, Ayrım Gözetmemek, Tarafsızlık, Bağımsızlık, Gönüllü Hizmet, Birlik, Evrensellikten’  oluşan 7 temel ilkeyle kurulmuş olan KIZILAY, ilkelerinden uzaklaşmış, rant devşirme alanına dönüştürmüştür. Kızılay'a yönelik güvensizlik hiçbir dönemde olmadığı kadar artmıştır. Bağışlanan kanların parayla satılması, deprem sürecinde çadır, yiyecek vb. satılması nedeniyle artan güvensizliğin olumsuz etkileri, sağlık kurumlarında daha iyi gözlemlenmektedir.  Kızılay'ın yönetim kurulu başkan ve üyelerinin bağlı şirketlerden aldıkları maaşlar ve huzur hakkı, yüzbinlerce TL’yi bulurken, bu durum kurumun ‘Gönüllü Hizmet’ ilkesini hiçe saymış, bağış yapılmasını da olumsuz etkilemiştir. Kızılay'ın düzenli bağışçılarını yeniden kazanması için acilen önlem alınmalı ve toplumun güvenini yeniden kazanması sağlanmalıdır” dedi.
 
Tüm Bunlara Rağmen Kan Bağışı Devam Etmeli
 
Canan Coşan “Tüm bu olumsuzluklara rağmen kan bağışı sürekli olmak durumundadır. Bizler, toplumsal sağlığı ve insan yaşamını önceleyen ilkesel duruşumuz gereği ve kan bağışının hayat kurtardığı bilinciyle; üyelerimiz başta olmak üzere halkımızı, bir başkası için yaşama yeniden tutunma mutluluğunun önemli dayanışması olan kan bağışı yapmaya devam etmeye çağırıyoruz.  Bir yandan eleştirilerimizi yapıp şeffaf ve toplum yararına faaliyet yürütecek bir Kızılay’ı yaratmaya çalışırken, diğer yandan yaşamak ve yaşatmak çabamızı dayanışma ile büyüteceğiz” dedi.
 
Burcu Erdal