Koronavirüsten korunmanın en etkili yollardan bir tanesi de maske takmak. Ancak son haftalarda piyasaya bir çok maske sürülüyor ve bu maskelerin hangisinin koruyucu olduğu vatandaşlar tarafından pek bilinmiyor.  Hangi maskeleri kullanmalıyız? Sorusuna ise Eczacı Erhan Yılmaz cevap verdi. Yılmaz, koruyuculuğu olan maskelerin yalnızca eczanelerden satın alınabileceğinin altını çizerek özellikle bez maskelerin koruyucunun olmadığını belirtti. Yılmaz, eczaneden alınmayan maskelerin cezadan koruduğunu ancak virüsten koruyamadığını belirtti.  

Çanakkale’de Marmara Eczanesi’nin sahibi Eczacı Erhan Yılmaz, virüsten koruyan maskelerin yalnızca eczaneden satın alınması gerektiğini, bu maskelerin de 3 katlı ve içinde meltblown tabakası bulunması gerektiğini söylerken maskelerin en fazla 4 ile 6 saat arasında değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Yılmaz, aktarlardan iyileşmek için alınan ilaçların daha çok hasta edebileceğini söylerken maskenin de aşı gibi koruyuculuğu olduğunu ifade etti. Eczacı Yılmaz, “Marketlerden, seyyar satıcılardan, manavdan, kasaptan aldığınız maskeler cezadan korur ama virüsten korumaz. Eczaneden aldığınız 3 katlı, meltblown tabakası bulunan maskeler haricinde hiçbir maskenin bir koruyuculuğu yok. Bu eczaneden aldığınız maskelerde de maskenin üzerine el değmemesi lazım, maske ıslandığında değiştirmek lazım, çok yoğun ortamlarda bulunuluyorsa 4 ile 6 saat arasında maskenin yenilenmesi lazım” dedi.

Yılmaz, “Maskeler kabaca iki türe ayrılıyor: Bunlardan ilki cerrahi (tıbbi) maskeler, diğeri de solunum sistemi koruyucu maskeler. Cerrahi maskeler, sağlık çalışanlarının cerrahi müdahaleler sırasında kendilerinden hastalara ya da hastalardan kendilerine bulaşmasını engellemek amacıyla kullandığı maskeler. Solunum sistemi koruyucu maskeler ise daha çok tozdan koruyan inşaatlarda kullanılan maskeler. Virüse karşı koruyan maskeler genelde N95 olarak bilinen maskeler. Pandemi zamanında maskeler, bizim adeta bir parçamız gibi oldu. Ama hangi maskenin koruyucu olduğunu hangi maskenin ‘merdiven altı’ diye tabir ettiğimiz maskelerden olduğunu iyi ayırt etmemiz gerekiyor. Maalesef ticaret kanununda bu ‘merdiven altı’ maskelerle ilgili çok açık ve caydırıcı kurallar yazılı değil. Bu nedenle ortamı uygun gören üreticiler ve satıcılar bunu sadece para kazanmak için insan sağlığını istismar ediyorlar. Hâlbuki maskeler sadece eczanelerde satılmalıdır. Bu merdiven altı maskelerin koruyucu özelliği yok. Bu maskeleri vatandaşlarımız taktığı zaman koruduğunu zannediyor ama maalesef ki takan kişiler koronavirüs hastalığına yakalanmasına sebep oluyor. Ayrıca havalar hala soğuk olmasından dolayı maskelerde nemlenme meydana geliyor. Bu merdiven altı koruyuculuğu olmayan maskelerden kullanan vatandaşlar maalesef koronavirüs kapıyor. Cerrahi maskenin mutlaka ve mutlaka 3 katlı olması gerekir, ortadaki meltblown dediğimiz katmanın bulunması lazım. Bununla ilgili de Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu kriterler var maskelerin bu kriterlere uygun olarak üretilmesi lazım. Ama bu kriterlere uygun olmayan, tek katlı maskelerin de çok ucuz bir fiyata satıldığını görüyoruz. Vatandaşlarımız maske alırken ucuz olmasına değil virüsten korumasına dikkat etsin. Marketlerden, seyyar satıcılardan, manavdan, kasaptan aldığınız maskeler cezadan korur ama virüsten korumaz. Eczaneden aldığınız 3 katlı, meltblown tabakası bulunan maskeler haricinde hiçbir maskenin bir koruyuculuğu yok. Bu eczaneden aldığınız maskelerde de maskenin üzerine el değmemesi lazım, maske ıslandığında değiştirmek lazım, çok yoğun ortamlarda bulunuluyorsa 4 ile 6 saat arasında maskenin yenilenmesi lazım” dedi.

“Kumaş maskelerin koruyuculuğu yok”
Eczacı Yılmaz, eczaneler dışında çok ucuza mal edilip satılan maskelerin hiçbir güvenilirliği olmadığını ve vatandaş arasında çok yaygın olarak kullanılmaya başlanan kumaş maskelerin koruyucu olmadığını söyledi. Yılmaz, “Cerrahi maskenin 3 katlı ve maske kutusunun üzerinde ürünün standartlara uygun olduğunu gösteren CE damgası olması gerekiyor. Maskenin CE damgasının olup olmadığını öğrenmek için eczanelerden yardım isteyebilirsiniz. Bunun yanında pazarda, sokaklarda, zücaciye gibi yerlerde kutulu, 50 tanesi 10 ile 13 TL arasında maskeler satılıyor. Bu maskelerini kullanan vatandaşlarımız korunduklarını sanıyor ama korunamıyorlar maalesef. Virüsün Türkiye’de ortaya çıktığı ilk zamanlarda Türkiye’de kumaş maskeler de ortaya çıktı. Renk renk, desen desen kumaş maskeleri sokağa çıktığımızda 10 kişiden 3’ünde muhakkak görmeye başladık. Bu maskeler hakkında her kafadan bir ses çıktı, çok değişik şeyler söylendi, değişik bilgiler verildi. Bana kalırsa 2’li maske kullanımında alt katta cerrahi maske üst katta da kumaş maskelerin kullanılmasında bir sakınca yok. Bu konuda aynı cerrahi maskedeki gibi kumaş maskelerde de kullanılan malzemenin önemi çok büyük. Tek başına kullanılan kumaş maskeler virüsten korunmak için yeterli değil. Maskeler bizim için bir aksesuar değil, artık bir sağlık gereci herkesin bunun farkında olması lazım. Sırf o gün giydikleri kıyafete uymuyor diye cerrahi maskeleri atıp yalnızca kumaş maske kullanmak gibi bir hataya düşmesinler” dedi.

“İyileşmek isterken daha çok hasta olmayın”
Erhan Yılmaz, eczaneden alınacak ilaçların aktarlardan alınmasının çok doğru olmadığını söyleyerek vatandaşları uyardı. Yılmaz, iyileşmek için aktarlardan satın alınan otların bilinçsizce kullanıldığı için daha çok hasta edebileceğini belirtti. Yılmaz, “Vatandaşımız, virüs çıktığından beri eczaneden çok aktarların kapısını aşındırdılar. Ama aktardan alınan ilacın hiçbir şekilde kullanıcı tarafından dozu, kullanım şekli bilinmemekte bununla birlikte kulaktan dolma söylentilerle aktar tarafından tam olarak bilinmemekte. Bilinçsizce kullanılan otlar, ilaçlar bir yığın yan etkiye sahip olabilir, vatandaş o ilacı kullanırken iyileşmek için kullanır ama bilinçsiz bir elden çıktığı için daha çok hasta olabilir. Örneğin propolisler, herhangi bir yerden satın alınan propolisin içinde gerçekten propolis var mı bunu çok iyi bilmek lazım. Bu tarz yerlerin ve satışların da denetime tabi tutulması lazım, ürünlerin imalatının ve satışının mutlaka kontrol edilmesi lazım. Bu konuda eczaneler ülkemizin en güvenilir yerleri, bir ürünün eczanelere giriyor olması demek o ürünün güvenli olduğunu belirtir. Bu nedenle eczanelerdeki satılan ürünlere halkımızın büyük bir güveni var. Sahte ürün satıcıları da bunu kullanmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

“Grip ilaçları bu sene eczanelerde satılmadı”
Yılmaz, “Şu anda grip de virüsle bulaşan bir hastalık olduğu için çok az seyrediyor Çanakkale’de. Koronavirüs için kullanılan maskeler insanları herhangi bir gripten de korudu. Şu anda ülkemizde, Çanakkale’mizde, çevremizde hiçbir şekilde ağır bir grip olayına rastlamadık. Grip ilaçları bu sene eczanelerde satılmadı. Ama nezle, soğuk algınlığı ilaçları hala satılıyor, bu vakalar hala yoğun bir şekilde görünüyor. Yine de en çok bu dönemlerde bizim eczanemizde bağışıklığı güçlendirici takviye ilaçlar satıldı. İnsanlar artık normal bir gribi bile Koronavirüs gibi gördüğünden azıcık boğazı ağrısa bile hemen gelip bu ilaçlardan satın aldılar” ifadelerini aktardı.

“Maske aşı gibidir virüsü engeller”
Eczacı Yılmaz, “Son olarak vatandaşlarımızı bir konuda uyarmak istiyorum, biliyorum hepimiz çok yorulduk maskeden, hepimiz artık maskesiz rahat bir nefes almak istiyoruz ama unutmamalıyız ki maske aşı gibidir virüsü engeller. İnsanlar maskeyi çenesinde ya da cebinde gezdirmek yerine gerçekten olması gerektiği gibi kullansalar maskenin koruyuculuğu yüzde 98’e ulaşır. Yani bir aşı vazifesi görerek, virüsün vücudumuza girmesini engeller. Usulüne uygun malzemelerden yapılmış ve usulüne uygun şekilde kullanılan maskeler kesinlikle koruyucudur çünkü bu virüs damlacık yoluyla bulaşan bir virüs olduğundan doğru maske kullanımının önemi hastalıktan korunmakta çok önemlidir” dedi.
 
Şerife Erdem