.

Başkent gündemine göz atarken rastladım, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ ın sözlerine.
Net şekilde diyordu ki; ''Terör örgütü uzantılarının ne merkezi ne de yerel yönetimlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz''
Kim ister ki böyle bir şeyi? Şahsen, bayıldım bu sözlere. 
Dahası da vardı edilen sözlerin. Dikkat kesilerek okuduğum. Mesela; ''Dijital Türkiye versiyonunun 1.0'ı 2019 Haziran ayında hizmete alıyoruz''  ve ''Evrensel etik ilkeler kamuda sağlıklı bir şekilde işlediğinde ülkemizin demokratik niteliği yükselecektir'' şeklinde ifade edilen.
Başkent gündemine göz atarken, rastladım bu denilenlere. Hemen her gün,  rutin olarak göz atıyorum bilindiği üzere Ankara gündemine.
 Ankara'da gerçekleşen ''Yerel Yönetimlerde Etik Projesi'' açılış töreninde edilmişti bahsettiğim sözler. Dikkat çeken bir çıkışa da sayın İçişleri bakanı Süleyman Soylu imza atıyordu.
Diyordu ki sayın bakan;  "Merkezi idare tarafından yürütülen pek çok hizmet mahalli idarelere devredilmiş, merkezi idarenin mahalli idare üzerindeki vesayet yetkisini kısıtlayan yasal düzenlemeler yapılmıştır. Daha şeffaf bir yönetim anlayışına ulaşmak için bu adımlar atılmıştır''
Sözü evirip çevirip siyasete getirmemden dolayı,  pek çok tanıdığımdan laf işitsem de, siyasetsiz kimin günü geçiyor ki? şeklindeki sorumu yöneltivereceğim. Bahsetsem şikayet, bahsetmesem de. Benim işim bu anlamda zor kardeşim.
Birçoğumuzun merakı büyük olsa da, siyaseti o meraklılar dışında konuşan çıktığında, hep gösterilen tepkidir. ‘Yeter artık. Yapma siyaset..’ İyi de, ben siyaset yapmıyorum ki, sadece sözünü ediyorum.
Siyasetin gelişmelerini merak etmeyen pek tanıdığım olmadığından, fırsat buldukça göz atıyor ve aktarmaya çalışıyorum. Yani,  tüm çabam, meraklısına gelişmeleri aktarmak.
İyisi mi lafı uzatmadan döneyim Başkent gündeminin öne çıkan başlıklarına. Abonesi bulunduğumuz İHA’ nın bülteninden edindim denilenleri anlatır haber metnini.
Bahsettiğim haber metninde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ ın, ''FETÖ, PKK gibi terör örgütü uzantılarının ne merkezi yönetim kurumlarımızda ne de yerel yönetimlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz'' şeklindeki okkalı çıkışı gözüme çarptı önce.  
 Avrupa Birliği (AB) ile Hazine ve Maliye Bakanlığının desteğiyle Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından yürütülmekte olan "Yerel Yönetimlerde Seçilmiş ve Atanmış Kamu Görevlilerinin Etik Farkındalığının Artırılması İçin Teknik Destek Projesi"nin açılışında ediliyordu bu sözler.
2 yıl sürecek olan ve 1 milyon 800 bin euroya yakın bütçesi olan projenin, yerel yönetimlerde etik dışı davranışları en aza indirmeyi amaçlandığından bahsediliyordu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, kamu idaresinde etik ilkelerin kamu çalışanlarının uyması gereken dürüstlük, tarafsızlık, hesap verebilirlik, saydamlık ve kamu yararını gözetme gibi birtakım ilke ve değerlerin bütününü ifade ettiğini belirterek yaptığı konuşmasında;
 ''Kamu yönetiminde etik davranış, toplum nezdinde dürüst, adil ve erdemli tutumların kamu iradesinde görevli kişilerce pratikte benimsenmesi demektir. Kadim devlet geleceğimiz, evrensel etik ilkelere temel oluşturan adalet, doğruluk, sosyal sorumluluk ve tevazu üzerine kurulmuştur.” İfadeleri ardından, sözlerini şöyle sürdürüyordu;
 “Ahlaktan, vicdandan ve kadim değerlerimizden yeterince istifade etmeyen yerel yönetim dahil hiçbir kamu çalışanının ortak geleneğimize hizmet etmesinin mümkün olmadığına inanıyoruz.
Biz olduğumuz gibi görünmeye çalışmak zorundayız. Olduğumuz şekil adaletli, şeffaf olmak zorunda''   
Cumhurbaşkanı  Yardımcısı Oktay’ ın vurgusu böyleydi de, ya sonrası dedikleri?
Bence bu dedikleri de hayli dikkat çeken sözlerdi. Dilerseniz, ayrıntılı şekliyle söz edeyim denilenlerden.
Sayın Oktay; ''FETÖ, PKK gibi terör örgütü uzantılarının ne merkezi yönetim ne yerel yönetimlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz'' şeklindeki net çıkışta bulunuyordu.
 Kamuda ve özel sektörde çalışan bütün personellerin bilgi ve beceriyle beraber yerli ve milli bir anlayışa da sahip olmaları gerektiğini de vurguluyordu üstelik.
 Sonrası dedikleri de hayli net ti. Diyordu ki sayın Oktay; ''15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimi bize bir gerçeği göstermiştir; her yerde çalışan personelin bilgi ve beceriyle beraber yerli ve milli bir anlayışa da sahip olmasının elzem olduğunu bize göstermiştir.
Kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir anlayışın FETÖ, PKK gibi terör örgütü uzantılarının ne merkezi yönetim kurumlarımızda ne yerel yönetimlerimizde ne üniversitelerimizde ne de sivil toplum örgütlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz''
 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte, Türkiye’de tarihi bir değişim yaşandığının altını da çiziyordu sayın Oktay. Ve devem ediyordu, zayıf koalisyon hükümetleri ve iktidar boşluğu oluşmasına izin vermeyen, kalıcı istikrar sağlayan bir hükümet sistemine geçildiğine vurgu yapıp.
Oktay ayrıca; bu yeni ve köklü reform dalgasıyla merkeziyetçi, vatandaşa kapalı, hiyerarşik bir yönetim yapısının yerine etkin, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışına sahip olunduğuna da dikkat çekiyordu.
 Cumhurbşkanı Yardımcısı Oktay’ ın, ''Dijital Türkiye versiyonunun 1.0'ı 2019 Haziran ayında hizmete alıyoruz'' şeklindeki anlatımdan başta söz etmiştim.
Peki bu ne mi demek? Hemen aktarmaya çalışayım. Olay şu efendim;
Kamu hizmetlerini tüm vatandaşlar için daha kolay hale getirmek amacıyla e-devlet uygulamalarının hayata geçirildiğini anımsatırken sayın Oktay, e-devlet sisteminde bugün 42 milyonu aşkın kullanıcının yaklaşık 2,5 milyarı aşan hizmet alımıyla, 580 kurumun farklı hizmetlerinden Dijital Türkiye portalı üzerinden faydalandığını anlatıyor, sonra da17 yıldır kamuda etik kültürünün gelişmesi ve kamu sektörüne eşitlik, adalet, tarafsızlık, şeffaflık gibi özelliklerin hakim olması için gerekli adımların atıldığına dikkat çekiyordu.
Nasıl mı? Aynen şöyle;  ''Geçtiğimiz 17 yılda kamuda etik kültürün gelişmesi ve kamu sektörüne eşitlik, adalet, tarafsızlık, şeffaflık gibi özelliklerin hakim olması için gerekli adımları attık, atmaya da devam ediyoruz. Kamu hizmetlerini tüm vatandaşlarımız için daha kolay hale getirmek amacıyla e-devlet uygulamaları hayata geçirilmiştir. E-devlet sisteminde bugün 42 milyonu aşkın kullanıcı yaklaşık 2,5 milyarı aşan hizmet alımıyla, 580 kurumun farklı hizmetlerinden Dijital Türkiye portalı üzerinden faydalanmaktadır. Yıl sonunda bitirmeyi planladığımız Dijital Türkiye versiyonunun 1.0'ı 2019 Haziran ayında hizmete alıyoruz. Bu uygulamalarla bütün amacımız, vatandaşına hizmetkar olan bir devleti ve kamu görevlisini uygulamaya almaktır.''
Başkent gündeminden göze çarpanları aktarmaya devam edeceğim. Lakin bu günlük, bu kadar kafi gelsin. Vallahi yoruldum. Ankara’nın gündemine, Allahtan ki arada bir göz atıyorum. İyi ki, Manevi Başkentin Çanakkale’nin bir yaşayanıyım…
Ben den bu günlük bu kadar. Hoşça kalın…