-Emeklide Dayanacak Güç Kalmadı...

Sıcak, aşırı sıcak bir yaz.. Öncesi de var tabi.. Kuraklık, yeni değil.. beklenendi, geldi..
Bir söz edilmiş, aşırı dikkat kesildim. Mega kent İstanbul' dan geldi şuvurgu.. İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa:
"Çok kurak bir dönem geçiyoruz. Sıcaklık rekorlarının kırıldığı, afet boyutunda bir kuraklık yaşıyoruz." diyerek, durumu özetlemiş..
Beklemek.. Geleceğini bilerek beklemek güzel bir şey.. Peki ya, olasılığa kalmış ise beklenilen???
Hayal kırıklığı bir yandan, bir yandan içe atılan öfke.. Dert küpü olur çıkar insan.. Yaş ilerlemiş, kemale varmış ise bir de,fazla üzülmek yaramaz insanoğluna..
 Neyse, uzatmayalım.. bekleyip göreceklerimiz olacak elbet..
Ben, şu çıkan sese kulak kesildim.. Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün:
"Emeklilerin 2002'deki aylıklarının altın karşılığı bugün 25 bin lira ama; 7 bin 500 liraya mahkum olduk.
Emeklilerimizin yılbaşına kadar dayanacak gücü kalmamıştır." diyerek, durum değelendirmesinden söz etmiş..
Kiralardan söz edip, 7500 örneği yapmayacağım.. Kira bile karşılamaz ki alınan maaş..
Çanakkale'de, 1+1' lere çekilen fiyat, 10 bini bulmuş..
3+1 ler, 20 bin liralar ile dile gelmekte..
Abarttığımı düşünenler olabilir, kiralık ilanlarına bir göz atıverelim..
Akmek, yumurta, soğan, patates edebiyatı yapmamı da beklemelyin lütfen.. Hayet, ne ekmekten ibaret, ne soğan patatesten. Ne de yunurtadan.
Pilavlık pirinç lazım, yağ lazım, Su lazım.. Pişirmek için ocak lazım.. Olmadı, elektrikli ırın gerek.. Hepsinin ayrı bir maliyeti var.
Dişim ağrıyor, çorba içeyim dedim.. Ofise, bir çorba, bir pilav üstü, bol sulu kuru dedim. Bir de, bir kap yoğurt istedim.. Fiyat, 150 tl.
Nasıl pişman oldum sormayın.. Bir ekmek, en tazesinden.. Taze ekmeğin  dilimlerini, yarım kilosunu 15-20' ye alacağım yoğurt içine doğrayıp yesem, en az 100 liram cebimde kalacaktı. Düşüncesizlik ettim, paramı çarçur ettim.. Üzgün ve de pişmanım..
Balık soruyor tanıdıklar.. Sardalya başladı mı ?
Ne Sardalyası kardeşim..Av yasağı var.. Hadi,  voli ağları ile tutuldu, dalyandan çıktı varsayalım, kilosu 200 lira..
Mangal kömürü, yanına bin de salata, lüks lokanta işine gelir Sardalya ziyafeti.. deniz kenarındayız, sahil yaşayanıyız, balığa hasretlik hat safhada..
Gün, ne yoğurt ekmek ile geçer, ne çoban çorbası ile..
Çoban çobası bilir misiniz? Babam rahmetli ile, ne içerdik biz o çorbayı.. Keyif alırdık.. Çükü, lezzeti mükemmel..
Hadi, o'nu içeyim desem her gün, şeker parası daraltır, bunaltır..
Çoban çorbası tarifini verdiğimde, anlayacaksınız ortaya çıkacak masrafı..
Rahmetli babam ile bek zamanları eve döndüğümüzde: (bek der iken, tavşan beki)
Tencereye su koyar, kapak hizasından iki parmak aşağısına kadar..
Üzerine yemek kaşığı ile, en az 6 kaşık toz şeker katar, güzelce karıştırıp, bayat ekmekleri doğrardık içine. Sonra, salardık kaşıkları tencereye..
Çala kaşık, çala kaşık, öyle tatlı gelirdi ki bu ziyafet bize, hemen her gece içesim gelirdi..
Anılarım depreşti.. Rahmetle anıyorum babamı, anacığımı..
Ve tanıdığım tüm rahmetlilere, rahmet diliyorum bir daha.. Mekanlarınız cennet olsun..