Üniversitede Çocuk Okutmak

Devletin yetkilileri ve hele de siyasi liderlerimiz acaba dar gelirli aile reislerinin çocuklarını okutmak için ne büyük sıkıntılar yaşadığının farkında mı?
Hele de AKP ve MHP liderleri, milletvekilleri, bu iki partinin etkili ve yetkili şahsiyetleri gelirleri dar gelirli aile reislerinin yerine  kendini koyarak empati yapabiliyorlar mı?
Son ekonomik kararlar ve emeklilere verilen zamlardan sonra bu iki siyasi partinin kesinlikle halkı, fakirleştirilen emeklileri zerre kadar düşündüklerini düşünmüyorum. Bahçeli gibi birkaç kuru beyanatla işin içinde sıyrılamazlar.
AKP ve MHP  mühim partiler ya. Mühim işlerle uğraşıyorlar ya. En büyük derleri CEHAPE ve Kılıçdaroğlu.  Sittin senedir başarısız olan Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP ile uğraşmaktan, muhalefete laf yetiştirmekten , muhalefetin kanun tekliflerini reddetmekten daha büyük meşguliyetleri yoktur. Bu iki parti her seçimden Kılıçdaroğlu’nu kum torbasına çevirdiler. Vurdukça vuruyorlar.
Çoğu emeklilik çağına gelmiş ya da emekli olmuş insanların çektiği sıkıntıların binde birini bile çekmeyen sayın iktidar yetkilileri bir gün olsun halkın lehine, hele de emeklinin lehine adım attıklarını gören var mı? Ben görmedim. Varsa yoksa paralı yollar, köprüler ve kullanılmayan hava alanlarına ödenen paraları belli kesimlerin ceplerine akıtmak.  
AKP ve MHP paralı insanlara para kazandırmak üzere siyaset yapan partilerdir.
Neden? Derseniz…
Güya AKP faize karşıdır. Faiz vermiyoruz, faizleri yükselmiyoruz diye feryat figan ederler ama aynı AKP iktidarı, her zaman olduğu gibi kollanan iş adamlarına ihaleler vermekten yandaşların cebine para aktarmaktan da geri durmaz. Çünkü bu müteahhitlerin cebine devletin kasasından köprülerle yollarla hava alanlarıyla oluk oluk para akar.  Birde başka daha düşük seviyeli zenginler içinde düzen kurmuştur. Parası olanların lehine devreye soktuğu KUR KORUMALI MEVDUAT sistem bunun ispatı değil midir?
Parası olanların tuzu kuru.
Yatır paranı kur korumalı mevduata, yattığın yerden çatır çatır kazan paranı.
İyi de bu paralar nereden veriliyor?
Bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor?
Elbette ki halka dağıtılması gereken milli gelirden ödeniyor.
Parası olanlar köşeyi dönerken, günden güne daha da zenginleşirken, parası olmayanlar adeta Akbelen Ormanlarında kazılan maden çukurlarına topluca defnediliyorlar.
Tüm yetkilileri ellerini vicdanına koymaya davet ediyorum.
Sayın milletvekilleri, sayın AKP ve MHP’nin karar vericileri, Sayın Cumhurbaşkanı lütfen şimdi kendinizi orta alt ve alt gelir grubundan bir aile reisinin yerine koyarak düşünün lütfen.
Bir veya iki çocuğunuz üniversitede okusa veya bu sene okul kazansa o dar bütçenizle çocuğunuzu nasıl okutacaksınız?
Kiraların alıp başını gittiği günlerde, diyelim ki Ankara’da İstanbul’da, İzmir’de veya Anadolu’nun ücra bir köşesindeki üniversiteyi kazanan çocuğunuzu, oğlunuzu kızınızı nasıl okumaya göndereceksiniz?
 Son altı ay için gözden çıkardığınız bir emeklinin üç otuz para ile zaten zar zor geçinirken, hangi parayla çocuğunu veya çocuklarını okuta bilir ki?
Siz, yoksul ailelerin çocuklarının hayallerinin olduğunu mu sanıyorsunuz?
Siz, çaresizlik ve gelecek kaygısı içinde kıvranan gençlerimizin ne acılar çektiğini düşünebiliyor musunuz?
Devletin parası, milletten toplanan vergileri gemisini yürüten kaptanlara, cebinde parası olanlara, devlete fahiş fiyattan kredi satanlara çeşitli işlem ve adlar altında boca edilirken, emeğinden ve alın terinden başka sermayesi olmayan yoksul halk yığınlarını açlığa ve sefalete sürüklediğinizin farkında mısınız?
Ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliğinin sebep olduğu her türlü toplumsal erozyonu sosyolojik olarak görmemek için ya kör olmak lazım, ya da kasıtlı olarak görmemek lazım. Çünkü bunca berbat durumu görüp de gelir dağılımında eşitliği sağlayamamanın başka türlü bir dedeni olamayacağını düşünüyorum. Açıkçası bu durumu aklım ve havsalam almıyor.
Fuhuş, hırsızlık, uyuşturucu, mafyacılık memlekette vatandaşları örümcek ağı gibi sarıp sarmalamaya başladığını görüyor musunuz?
Şimdi oturun da kendinizi  çocuğu üniversite kazanan bir anne baba yerine koyarak düşünün ve karar verin?
Yoksul bir aile çocuğunu nasıl okutacak?
 Çocuğunu okutsa nasıl geçimini sağlayacak lütfen iki elinizi başınızın arasına alarak düşününün.
Hiç olmazsa devlet öğrenci yurt sayısını artırmalıdır.
Yetersiz devlet yurtları nedeniyle üniversiteli  öğrencilerimiz ne yazık ki çeşit çeşit cemaat tarikat ve vakıfların yurtlarına mahkum olmakta ve birilerinin eleman sağlama merkezlerinde kalmaktadır.
İşte bunun en tehlikeli ve en acı örneği FETÖ yurtlarıdır.
Devlet asli görevini cemaat ve tarikatlara, vakıflara terk edemez etmemelidir.
 
Özel okullar
Devlet okullarından, eğitim siteminden memnun olmayan kimi aileler varlarını yoklarını ortaya koyarak  ana sınıfından itibaren çocuklarını özel okullara gönderiyorlar. Kimseye neden çocuğunu özel okulda okutuyorsun diyemem ama elbette ki gerekçeleri de vardır.
Şahsi düşüncem, en azından üniversiteye kadar çocukların devlet okullarında okutulmasıdır. Tabii ki kaliteli okul varsa.
Devlet tarafından her tarafa oldukça iyi imkanlara sahip güçlü İmam Hatip okulları açıldığı sürece, devletin daha güçlü olması gereken lise düzeyindeki okulların kalitesinden tavizler verildiği sürece özel okullar varlıklarını koruyacaklardır. İnsanlar çocuklarını normal liselerde okutmaya çalıştığı aşikardır.
Kendi yeğenimden biliyorum.
Kardeşim vakti zamanında çocuğunu normal bir liseye yazdırma olanağı bulamadığı için ya imam hatibe veya meslek lisesine vermek zorunda kalacaktı.
Normal liseye vermek istedi ancak böyle bir okul tercihinde evinden oldukça uzak bir okula gönderecekti. Mecburen evine yakın meslek lisesine çocuğunu kaydettirdi. Meslek liselerinin çoğunun halini de komedi skeçlerine konu olacak durumda diyebiliriz miyiz bilemedim?
Bugün bir özel okulda çocuk okutmanın maliyeti artık iyice ayyuka çıktı. Özel okullar iyice ticaret haneye dönmüş durumda.
Her yılki anormal fiyat artışları bu şekilde devam ederse, sanırım birçok özel okul iflas edecektir.
Özel okulların çoğunun atanamayan  genç öğretmenlerin üzerinde ucuz iş gücü şeklinde yürütüldüğünü de biliyoruz.
Devletin eğitimde eşitliğin sağlanması şarttır.
Özel üniversiteler için bir şey diyemem ama anasınıfından lise sona karar devlet tüm çocuklarımıza kaliteli temel eğitim vermek zorundadır. Bu sosyal devlet olmanın gereğidir.
Özel okullar kapatılmalıdır. Devlet kendi kalitesini ve eğitimini milli olarak gençlerimize vermelidir.
İnsanlar çocuklarını özel okula göndermesinin elbette ki bir diğer önemli nedeni çalışan anne baba olmalarından dolayıdır. Tam zamanlı ve güvenlikli okullar kategorisinde hizmet veren özel okullar, ne yazık ki aşırı fiyat artışlarıyla velileri ve aileleri de aşırı derece zor duruma düşürmektedir.
Her anne ve baba çocukların için yapmayacağı fedakârlık yoktur.
Devletimizde bir anne baba edasıyla, vatandaşları olan çocuklarımıza kol kanat germelidir.
 
Ne olacak bu muhalefetin hali?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin muhalefetini ne hale getirdiğini görüyorsunuz değil mi? Yanına aldığı her parti adeta yan gelmiş yatmıştır.  İYİ bir ortaklık kurduğu İYİ Parti yerine AKP çıktısı partilerle yol yürümesinin bedelini hem chp hem de İYİ Parti ağır şekilde ödemektedir.
Ahmet Davutoğlu "En son tercihim seçime CHP listelerinden girmekti. İYİ Parti’ye teklif götürdüm, ‘Bu sağ seçmen CHP’ye oy vermez beraber olalım’ dedim."  Ama anladığım kadarıyla  İYİ Parti bu teklifi reddedip Davutoğlu’na kapıyı gösterince, bence son yılların yan en safı ya da en cini Kemal Kılıçdaroğlu “seçim kazanacağım cumhurbaşkanı olacağım” diye Davutoğlugillere CHP sıralarından seçim kazandırdı.
Şu anda 2023 seçimlerinin en büyük acısını ve yıkımını yaşayan iki parti vardır. CHP ve İYİ Parti.
İYİ Parti hızla toparlanma sürecine girerken CHP için aynı şeyi söyleyemem.
Gördüğüm şu;
CHP ve İYİ Partide ağzı dolu dolu laf yapan bol miktarda siyasetçi yer almaktadır ve ne yazık ki onlar sadece günü ve kendini kurtarma peşinde olanlardır. Düşük donanımlı siyasetçiler parti ideolojilerini benimse, özümseme gibi bir siyasal derinlikleri yoktur. Çoğu mevsimlik dönemsel siyasilerdir.
İşte bunun en son örneği İYİ Partili bir milletvekilinin Eskişehir’de yaptığı siyasi derinlikten yoksun oportünist açıklamasıdır. AKP ve MHP ile iş birliği yaparak seçim kazanmayı bir başarı görecek kadar ideoloji yoksunudur. İYİ Parti bu açıklamayı unutturmak için çok mücadele etmek zorunda kalacaktır.
Gerek CHP ve gerekse İYİ Parti liderleri, partisinin ve yönetici kadrolarının, partilerinin kuruluş felsefesine  ve ideolojisine bağlı kalmalarını sağlamak üzere yanlarına partilerinin siyasal, felsefi ve ideolojik değerlerini özümsemiş akil adamlar kadrosu kurmalıdır. Aksi taktirde partileri sürekli olarak yanlış beyanatlar üzerinden halkı kuşkuya sevk ederek, partinin tabanda kuvvetlenmesine engel olacaklardır.
CHP ve İYİ Parti liderleri etraflarına müzmin siyasileri ve ağzı laf yapan siyasetçileri toplayarak bir yere varamazlar, başarı da elde edemezler. Mevsimli siyasetçiler yerine en azından bir kaç tane strateji ve siyaset bilen ve ülke şartlarını okuyan anlayan, ideolojik çizgileri korumayı bilen derin düşünceli akil insanları yanlarına almalıdır.
Aksi taktirde milletin önüne umut olarak çıkıp da milleti oyamamalıdırlar.