İnsan eti ağırdır derler.

Hayat şartları öyle ağırlaştı ki, sağ gözümüz sol gözümüze yük olmaya başladı.
AKP’nin iflasın eşiğine getirdiği Türk aile yapısı, sersefil vaziyettedir. 
Hayat pahalılığı, liyakatsiz işe alımlar, düşük ücret politikaları aile yapımıza öyle şiddetli darbeler vurmaya başladı ki neredeyse hiçbir ailede huzur kalmadı.
İşsizlik aldı başını gitti. Emeğin ve bilginin değeri kalmadı.
Hangi vasıfta olursan ol, asgari ücrete mahkûmsun ve hatta asgari ücretle iş buldum diye sevinenlerimiz bile var.  
Hep yazdım ve yazmaya devam edeceğim, TÜİK’in garip enflasyon hesaplamalarıyla hızla yoksullaştık. Hatta nerdeyse açlık sınırının altında bir hayata alıştırılıyoruz.
Kahvehaneler genciyle yaşlısıyla ağzına kadar dolu.
Yapacak işi olmayan insanlar yığınağı  ve sığınağı olan kahvehanelere girdiğinizde; huzursuz, mutsuz insan yüzleriyle karşılaşırsınız.
Düşük ücretli bir emekli, ömrünü tükettiği kahvede günde kaç çay içebilir ki? Mahalle arasında kahvede bile, bir bardak çay üç-dört lira. Bir simit altı lira.
Çanakkale gibi bir memlekette dün bir kilo az yağlı kıyma alayım dedim. Dört yüz lira ödedim. Kiraz mevsimi geldi geçiyor kilosu elli lira.
Bu durum biz vatandaşların halidir.
Bir de Sinan Oğan, Hulki Cevizoğlu ve adını unuttuğum jöleli gibilerin hayatı var.
Umutsuz hayat pahalılığı şartlarında, insanların bunaldığı bir anda milliyetçilik söylemleri ile milletten imza alan,  oy isteyen ve sonra da mücadelesini terk ederek mücadele ettiğini söylediği  AKP iktidarına kaynak olanlar var.
Cehennemim kapılarını kapamaya geldik de,  sonrada git AKP’ye yaman.
 
Sizin aklınız alıyor mu?
Benim almıyor.
Kaldı i Sinan Oğan’ın yaptığı saçma sapan iş aklın mantığın alacağı iş değildir.
Sinan Oğan, eline tutuşturulan kağıttan zar zor okuduğu açıklamayla AKP’yi, yani Erdoğan’ı desteklediğini açıkladı.
Anladık ki meğerse Sinan Oğan Türk Milliyetçiliğine külfet bir isimmiş.
Milliyetçiliğin öncüsü olduğunu iddia eden bir insan, hangi sebeple siyasi harakiri yapar ki?
Bir de Hulki Cevizoğlu var.
O da, milletvekili olma uğruna Atatürkçülüğe ve Türk milliyetçiliğine külfet olmuştur.
Ha bir de Şener Şen var. Kokmaz bulaşmaz haliyle bizim külfetimizdir.
Ama en çok şaşırdığım da Kadir İnanır, Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit gibi sanatçılardır.
Sanatçı dediğin, aydın dediğin, hayata eleştirel bakar. Muhalefet ruhludur.
Meğerse bizimkilerin hepsi tatlı su balığıymış.
 
Yala Yut İsmaillerimiz
Güldür güldür şovun çok hoş, ama sempatik bir karakteri var. Yala yut İsmail.
İşsiz güçsüz, bir baltaya sap olamamış, beleşçi, onun bunun sırtından geçinen, arsız yüzsüz bir tiptir Yala yut İsmail.
Hemen hemen hepimizin ailesinde ve çevresinde bu tiplemeden vardır. Ve ne yazık ki bunlardan kurtulmak mümkün değildir.
Birde siyasetin yancısı Yala Yut İsmailler vardır.
Siyasetçinin ağzından girer burnundan çıkar, nerede bir çıkarı varsa oraya yanaşır, kaynak olmadığı siyasetçi de yoktur.
Çanakkale’nin Yala Yut İsmailleri var mı?
Siyasi ikbal  ve kişisel çıkarları uğruna sahip olduğu değerleri bir kenara bırakarak şekil değiştirenler var?
 
Değerli dostlar;
28 Mayıs günü cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri var. Tercihinizi Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanınız.
Kullanınız ki; yirmi yıldır stres ve gerilimler içinde geçen günlük hayatımız normale dönsün.
Memlekette AKP olmazsa bu iş yürümez diyen nicelerinin olduğunu biliyoruz.
AKP iktidardan düşünce sanmayın ki devlette işler durur. Ekonomi batar.
Emin olunuz ki devletimiz çok daha tarafsız ve çok daha verimli olarak çalışacaktır.
Siyasal baskıdan kurtulan kolluk kuvvetlerimiz ve yargımız, kanunların kendilerine verdiği yetkiler  çerçevesinde hırsızların yolsuzların kanunsuzların rahat rahat  yakasına yapışacaktır.
Göçmen işgali
Ülkemiz, kaçak göçmenler tarafından hızla işgal edilmektedir. Bu hızlı ve kontrolsüz kaçak göçmen artışı, yakın gelecekte Türk milletinin başına bela olacaktır.
Dilini dişini bilmediğimiz insanların istilası karşısında Türk vatandaşı olarak can ve mal güvenliğimizin tehlikede olduğu endişesini taşıyorum. 
Tüm bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için,
Daha da zor günler yaşamamak için akıllı ve  düşünen,
Düşünme ve muhakeme yeteneği olan herkesi Kılıçdaroğlu’na oy vermeye davet ediyorum.
Sevgili gençler;
Oylarınızı Kılıçdaroğlu’na veriniz ki, işiniz olsun, aşınız olsun,
Okuma şansı yakalayın, özgü olun, evlenin.
Bu saye de de bizim gibi ihtiyarlar köşesine çekilip emekliliğinin tadını çıkarsın.
Unutmayın ki; demokrasiyi özümsemiş, adil ve özgür Türkiye hayli peşinde koşan Kılıçdaroğlu ve ekibini sizin için bir  şans ve can simididir.
Kendi kaderiniz kendi ellerinizdedir.
Oylarınızı, özgürlük sevdalısı Kılıçdaroğlu’na vermeniz, geleceğinize yaptığını en büyük yatırım olacaktır.