Rıdvan UZ siyasi çalışmalara katılıp halkın ne düşündüğünü, gençlerin neden yakındığını yakından takip ediyorum.

Çardak’ta yetmişini devirmiş amcamızın memleket ve gençler için heyecan dolu isteklerini dinliyorum.
“Siyaseti gençlere bırakın, açın gençlerin önünü. Yaşlı başlı insanların ne heyecanı olurda, neyin peşinde düşer? Hepimiz sabunluğuz. Milletvekilleri genç olmalı. Gençler öne çıkmalı.” Diyordu.
Yerden göğe kadar haklıydı. Artık ülkenin geleceği genç dimağlara teslim edilmeliydi.
Yaşını başını almış, ununu eleyip eleğini duvara asmış insanlar yapacak iş bulamadığı için milletvekili olmamalı, siyasetin kilit noktalarını işgal etmemeli.
Yaşlı siyasetçilerden yakınan amcamıza Çanakkale’nin İYİ Parti milletvekili adaylarının oldukça genç olduğu anlatılınca çok mutlu oluyor.
Ama gelin görün ki; Bir çok gencimiz AKP iktidarı döneminde işi kaybetme korkusu, kovuşturmaya uğrama endişesi, parasızlık, işsizlik, düşük hayat şartları gibi br çok nedenden dolayı siyasetten uzak durmayı tercih ediyor. Çok istese de siyasetin içine giremiyor.
Lâpseki sanayiyi sitesi ziyaretinde birçok işyeri sahibi çırak bulamamanın sıkıntısını yaşadığını söylüyor.
Dil bilen kamu yönetimi ve siyasal mezunu bir genç marketçilik yapmaya çalıştığını anlattı.
Bir başka gencin geleceğe dair çok endişelerini ve umutsuzluğunu üzüntü ile dinledik.
Gözlerinden zekâ fışkıran, özgüvenli bir gencimiz Rıdvan Uz beye dertlenmeye başladı.
Binlerce, on binlerce, yüzbinlerce gencimiz gibi ülkesinden umudunu kestiğini ve ilk fırsatta yurtdışına gitmek istediğini ısrarla ifade etti.
Genç adama biraz moral ve umut vermek için baş görüştüm.
Bir emekli bir işçinin evladıydı. Arkasına sığınacağı sadece babasının olduğu belliydi. Konuştukça anladım ki bu delikanlı sıradan biri de değildi.
Biri bilgisayar mühendisliği olmak üzere üç üniversiteyi neredeyse aynı zamanda bitirmekteydi. Yanlış anlamadıysam altı veya yedi yabancı dil bildiğini söylüyordu.
Genç adam haksız mıydı?
Elbette ki hayır.
AKP iktidarları, yıllar içinde uyguladığı yanlış ekonomik politikalarla milleti yoksulluğa sürüklerken, işe almada liyakat yerine torpilliyi ve yandaşı seçmesi tüm gençleri mutsuzluğa sevk etmişti. Başarılı gençler işsizliğe ve çaresizliğe mahkûm oluyordu.
Zaten yüz binlerce genç çoktan ülkemizi terk etmemiş miydi?
Bir insan, hele de bir genç; neden vatanını terk etmeyi göze alarak başka bir ülkeye gitmek isterdi ki?
Her şeye rağmen genç adama 14 Mayıs genel seçimlerinin sonucunu beklemesi gerektiğini, büyük olasılıkla yeni bir iktidarın ülkeyi yöneteceğini anlattım.
Gençlerin üzerlerine çöken umutsuzluk bulutlarının ve torpil belasının yok olacağını, yok olmasa bile en azında asgari düzeye ineceğine inandırmaya çalıştım.
Çünkü Atatürk’ün kurduğu muhteşem Türkiye, artık yüz yaşındaydı ve kolay kolay  yıkılmayacağını kanıtlamıştı.
Hem devlet adamlarımız ve hem de halkımız AKP iktidarında devlet ve toplum düzeninde nelerin aksadığını ve nelerin ihmal edildiğini ve nelerin yapılmaması gerektiğini  fazlası ve eksiği ile görmüştü.
Genç adama söylediğim her şeyi içtenlikle ve samimiyetleydi.
İYİ Parti ve CHP kadrolarının, Meral Akşener’in, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal  Kılıçdaroğlu’nun devleti yöneteceğini, hiç kimsenin torpil veya iltimasla bir başkasının her türden hakkını gasp edemeyeceğini düşündüğümü ifade ederken hiçbir huzursuzluk da duymadım.
Kendi telefon numaramı verdim ve benimle teması kaybetmemesini, ne zaman ararsa elimden gelen her türlü desteği vermeye çalışacağım belittim.
Genel bir değerlendirme olarak ifade etmeliyim ki bugüne kadar gezdiğimiz Çanakkale il merkezinde, ilçe ve beldelerde halkın İYİ Partiye karşı çok büyük bir teveccühünün olduğunu gördüm.
14 Mayıs seçimlerinde İYİ Parti büyük bir sürpriz yapabilecek potansiyele sahip.
14 Mayıs seçimlerinde olasılıkla gençler kendi geleceklerine sahip çıkmak için öncelikle İYİ Parti’ye ve ardından da CHP’ye yönelecektir.
Muharrem İnce artık bir karar vermeli, seçimlere sayılı günler kala Kılıçdaroğlu lehine adaylıktan çekilmelidir. Aksi taktirde Türk Siyasetinde ebediyen silinip gidecektir.