Hakkari’de validir, Süloğlun’da kaymakam. Şarkışla’da hemşiredir, Iğdır’da uzman çavuş.

Hakkari’de validir, Süloğlun’da kaymakam.
Şarkışla’da hemşiredir, Iğdır’da uzman çavuş.
Balıkesir’de tarım il müdürüdür, Beşiktaş’ta memur.
Vezirköprü’de astsubaydır, Beşiri’de jandarma bölük komutanı.
Van’da savcıdır, Zonguldak’ta hâkim.
Bursa’da vali yarımcısıdır, Amasya’da tapu memuru.
İzmir’de gardiyandır, Hatay’da nüfus memuru.
İstanbul’da ordu komutanıdır, Çankaya’da cumhurbaşkanı.
Kızılay’da genelkurmay başkanıdır, Gölcük’te öğretmen.
Çanakkale’de müze müdürüdür, Erzurum’da komiser.
Ankara’da hükümettir, Japonya’da büyükelçi.
Hudutlarda Mehmetçiktir, Şırnak’ta emniyet müdür.
Kayseri’de ormancıdır, Konya’da karayolları memuru.
Ardahan’da postacıdır ,Eskişehir’de makinist…
Edirne’de imam, Sinop’ta cerrahtır.
Kahramanmaraş’ta, Elazığ’da, İzmir’de, Düzce’de, Gölcük’te, Hatay’da, Adıyaman’da, yani her depremde göçük altında kalan halktır.
Aslında devlet dediğin Türk Milletin ta kendisidir. 
 
Vatan neresidir? 
Misak-i Millide sınırları çizilen yurttur.
Türk kimdir?
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne yedi bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk