Soru kısaca şuydu; “NE OLDU YENİ HASTANE?”

Dedikodular üzerine yazdıklarımızın ardından yöneltmiştim bu soruyu. Ve de demiştim ki;
 “Yeni Çanakkale Devlet Hastanesi üzerine konuşulanlardan da bahsedeyim”
Sonra da, duyduklarımı ve de muhtemeldir ki herkesin kulağına çalınanlara değinerek;
“Adının Mehmet Akif Ersoy olduğunu duyduğum yeni Hastanemiz ne zaman açılacak?
Bu konu tam bir yılan hikayesine döndürülmeye çalışılıyor. Sokak dahil, bir çok topluma açık alanda;
“Hastane açılmıyor, çünkü su‘ yu yok muş…” şeklindeki sözleri duyar oldum ki, bunun karşılığında, “Hastaları su ile mi tedavi ediyorlarmış” şeklinde sevimli bir değerlendirmeye imza atmaya başladım.
Üretilen bazı söylemlerle yapılmak istenen ve de  amaçlanan şu, ‘gazeteciyiz ya, yazalım…’ neden açılmıyor hastane sorusuna yanıt arayalım.
İnsanlarımız sanıyorlar ki; gazeteciyiz ya, her şeyden haberimiz olacak. Öyle bir şey yok. Bu da ayrı bir gerçek.
Hastanenin neden açılamıyor oluşuna, ilgili ve yetkili büyüklerimiz bir yanıt verseler keşke de, dedikodu gazetesinin baskılarındaki manşetlerden çok, bir bilenin dedikleri manşet atılsa.
 Hastane su ile mi çalışıyor sahi?
Doktor, hemşire, teknisyen, hasta bakıcı vesaire kadro sıkıntısı yok ise, sahi sıkıntı ne?” diye yazmıştım.
Dün, yani yazımın yayımlandığı tarihte Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekterliği imzalı mailin, e-posta adresime geldiğini görünce; “Aha, yanıt mı bu mu yoksa?” diye meraklanmıştım.
Fakat nafile bir meraka gark olmuşum. Yazılanlar, daha da önemli bir konu üzerineymiş meğer.
Ne miydi o daha önemli olan? Muhtemel ki,  ben gibi herkesin Kavrulduğu bu doğal durum…
Yani bunaltan, yakıp kavuran Yaz sıcakları.
Gerçekleri görecek olursak, bu durum hakikaten önemli bir konu.
Böyle olduğuna kanaat getirmeme yardımcı olan, belki de verilen bu başlık;
“YAZ SICAKLARINA DİKKAT…”
Neden dikkat etmeliyiz? Çünkü, sıcağın etkili olduğu sokağa bakarken bir anda bulanık gördüğümüz anlar, sadece sıcak havalarda hep meydana gelen görüntü hali olmayabilir.
Bilinç bulanıklaşıyor ve baygınlık hali hasıl olabiliyor,  olabilirmiş…
Ben konuyu sulandırmadan, sözü  Çanakkale Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzm.Dr.Kerim Yeşildağ’a bırakayım.
Yaz aylarında artan aşırı sıcaklardan kaynaklı oluşabilecek hastalıklara dikkat çekiliyordu bu açıklamada.
Deniliyordu ki; “Yaz sıcaklığının iyice hissedildiği şu günlerde,  Sıcaklığın artması ile birlikte ishalden kalp hastalıklarına, güneş çarpmasından ayak mantarına kadar pek çok hastalık sağlığımızı olumsuz etkiliyor”
Peki ya, sıcak havalarda sağlıklı kalmak için önerilenler ne?
Bu konu için özellikle dikkat edilmesi gereken başlık şu; “Bilinç bulanıklığından komaya kadar gidebiliyor…” diye gelen çıkış ve buna ilişkin de dile getirilen detaylar.
Güneş veya sıcak çarpması, güneş altında uzun süre kalma sonucu, vücut ısısını ayarlayan mekanizmaların bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir durum olarak dile getirilen bahsettiğim açıklamada;
“Havanın sıcaklığı kadar yüksek nem oranı da bu tablonun oluşma riskini artırıyor.
Güneş çarpmasının en önemli sebebi, vücudun kendi ısısını koruma mekanizması olan terlemeyi yeterince gerçekleştirememesi.
Bu durum, genellikle nem oranı yüzde 60’ların üzerine çıktığında meydana geliyor” uyarısı ile veriliyordu.
Bu gün nem oranının hangi düzeye geleceğini tahmin bile edemeyince, ben sözü uzman ismin dedikleri ile sürdüreyim.
Sayın Genel Sekreter şöyle devam ediyordu;
“Ter bezleri deri yüzeyine tuzlu bir salgı, yani ter gönderiyor ve bu hemen buharlaşarak derinin ısı yitirmesini sağlıyor.
Eğer vücut yeterince terleyemezse güneş çarpması ortaya çıkıyor.”
Neymiş, terlemezsek çarpılırız. Kime? Elbette güneşe…
Yazı dilimin bu denli gevşemesinin nedeni de sanırım aşırı sıcaklar. Bendenizi de idare edin artık. Tek Sorumlu doğal yaşam.
Neyse, ben yine döneyim uzmandan gelen ayrıntılara;
“Sıcaklarda aşırı terleme sonucu fazla miktarda sıvı ve elektrolit kayıpları sonucunda da vücut sıcaklığı yükselmeye başlıyor.
 
 Güneş çarpmasının en önemli belirtisi, vücudun kendi ısısını ayarlama mekanizması bozulduğu için ateşin   40-41 derecelere yükselmesi”
 
Yani, böyle bir durum yaşıyor olmuşsanız, ‘yaz nezlesi oldum’ diye düşünmemeliymişiz. Ben yanlış mı anladım? Öyle ise, malum hava sıcak. Bence yine bendenizi idare edin.
 
Varsayalım güneş çarptı. Dha neler mi var sırada?
 
Gelen açıklamada bu konuya ilişkin de bir aktarım vardı elbet.
 
Aynen de şöyle; “Bunun yanı sıra baş ağrısı ve dönmesi, bulantı, terleyememe, şuur bulanıklığı, kalp hızında artma, kol ve bacaklarda kramplar, hatta komaya kadar gidebilen ciddi klinik tablolar gelişebiliyor”
 
BU BÖLÜME AMAN DİKKAT…
 
Bahsettiğim  sıcaklara ilişkin uyarılar içinde, “Riskli gruplara özel önlemler alınmalı” çıkışı da vardı.

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr Yeşildağ, bu konuda şu uyarıda bulunuyordu;
 
“Özellikle yüksek tansiyon, diyabet, kronik böbrek yetmezliği olanlar, kanser hastaları, aşırı kilolu bireyler, psikiyatrik rahatsızlığı olanlar, 65 yaş üstü kişiler, 5 yaş altı çocuklar ve hamilelerin sıcak yaz aylarında çok daha dikkatli olması gerekmektedir”
 
Yaz’a özel bir düzenleme konusundan da bahsedilen bu açıklamada dikkat kesildiğim diğer bir ayrıntı da, Tansiyon hastalarına ilişkindi.
Öyle çok tanıdığım var ki, ister istemez erakla dile getirilenleri okudum.
Biliyorum ki, çoğumuzun da bir yakını Tansiyon rahatsızı. O halde, buraya da dikkat;
“Tansiyon ilacına yaz düzenlemesi yapılmalı” diyen sayın Genel Sekreter Uzm. Dr. Yeşildağ, ardından da özetle sesleniyordu.
“Aşırı sıcaklar ve yüksek nem tansiyon hastalarını olumsuz etkileyebileceğinden, yaz aylarında kullanılan tansiyon ilaçlarının dozları da sıcaklara göre ayarlanmalı, ilaçlara yaz düzenlemesi yapılmalıdır”
Denilenlerin dahası da var. Lakin, yaz düzenlemesinin gerekliliğini bilip, ilgililerin derhal doktorlarına gitmelerini dile getirerek, konuyu dağıtmamaya özen gösteriyorum.
Sıcak uyarıları saymakla bitmeyecek kadar uzun. Ve sıcak hepimizin ortak sorunu.
Hele hele bir konu var ki, ondan da bahsetmeden edemeyeceğim.
Acı ama gerçek. En az sıcak kadar hepimize yakın bir önemli durum. O yüzden de  hepimiz için geçerli bir uyarı bu.
“Sıcakta inme riski yüksek”


Bu konuda sayın Genel Sekreter, “Sıcak havalar, özellikle 50 yaşın üzerindeki yüksek tansiyon hastalarında beyin kanaması riskini de artırmaktadır.
Sıcakla birlikte artan vücut ısısı; özellikle sinir hasarının eşlik ettiği diyabetik hastalarda, idrar söktürücü tansiyon düşürücü ilaç alanlarda ve yeterince sıvı tüketmeyen hastalarda tansiyonun ciddi oranda düşmesine neden olabilir” diyordu.
Ben de bir soruyu yeniden dile getirmek istiyorum. Sanıyorum ki sıcaklar bir süre sonra mevsim normallerine inecek.
Peki ya bizim yeni hastane ne olacak?
Yılan hikayesi hali devam mı edecek?,yoksa bu hastanenin yapımı düşüncesi hasıl iken, inşat için bölgeyi uygun görmeyen ve görev değişikliği olunca temeli atılan Hastane için, duyduğuma göre, “Ben burayı uygun görmemiştim” dediği de iddia edilen Sayın bakan Akdağ’ ın bir başka planı mı var?
Su’ yu yok diye açılmadığı öne sürülen ve tamamıyla hizmete hazır olan bu güzel binanın yakınındaki Artezyen kuyunun içerdiği su,  yapılan  tahliller sonucunda  ihtiyacı gidermeye yeter iken,  hakikaten gereken mi yapılmamış?
Sıcaklar bunaltıcı, sanırım bu denli soru yüklü olmamın nedeni de bu sıcaklar.
Yine bendenizi İdare edin artık…