İnsanların, bazı devrelerde (cinsiyeti farketmez), sevdiği-beğendiği kişi veya kişileri kıskançlık hissine kapılmadan, hırslanmadan benimseyerek; bilgi bakımından, kişilik bakımından...

İnsanların, bazı devrelerde (cinsiyeti farketmez), sevdiği-beğendiği kişi veya kişileri kıskançlık hissine kapılmadan, hırslanmadan benimseyerek; bilgi bakımından, kişilik bakımından, meslek bakımından, kültürel yapısı bakımından, iş hayatı ve iş adamlığı bakımından MODEL aldığı, “onun gibi olmak, onun gibi yaşamak, onun gibi tanınmak, onun gibi değer bulmak istediği yaşlar vardır… Bu yaşlar bazen 15, bazen 20, bazen 30, bazen 40’lı yaşlardır. Hangi yaşlarda olursa, olsun; model aldığı kişinin yaşamındaki olumlu ve istikrarlı  davranışıyla ilgilidir….
Model almak için tanımak gerek, okumak gerek, dinlemek gerek, anlamak gerek, onu anlatmak gerek, davranışlarımızı, değerlerimizi onunla buluşturmak gerek, kısacası söylediklerini-yaptıklarını vesveseye düşmeden öznel olmadan, nesnel olarak anlamak gerek …
Birçok şairi ve yazarı küçük yaşlarda beğenir ve benimsersiniz, gençliğinizde başınızın üstünde tutarsınız... Sonra, tanıdıkça kanaatleriniz sarsılmaya başlar...Peki ne yapalım, “anlamak için yaşamak gerek”…?! 
 
Bu gün vereceğimiz örnek kişi de 91 yıldır hür ve bağımsızlığımızın simgesi olan İstiklâl Marşımızla tanıyıp her hafta başı ve sonunda içselleştirdiğimiz istiklâlimizin sembolü olan,
ülkemizde ve KKTC’de heyecanla söylediğimiz, özümsediğimiz İstilâl Marşımız’ın yazarı, Milli Mücadele eri, Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy’dur. 
 
Model kişi, 20 Aralık 1873’te doğmuş, 27 Aralık 1936 aramızdan ayrılmış olan Mehmet Âkif Ersoy’dur…
ÂKİF olmak kolay mı. herkes Âkif olabilir mi ?... Âkif gibi düşünmek, Âkif  gibi yaşamak, Âkif gibi mücadele adamı olmak, bu zamanda mümkün mü, mümkünse çıkar çevrelerini, paylaşmayı bilmeyen bireysel ruhları PARA kavramından uzakta tutmak nasıl olacak, bunlara karşı nasıl göğüs gerilecek ?!?... Burada kas gücüne mi, zihin gücüne mi ihtiyaç duyulacak ?...
İşte, burada:
Mehmet Âkif’i anlamak; geçmişi tanımak, dinî, ahlâkî ve medenî vasıflarımızı öğrenmek; Türk milletini yeryüzünden kaldırmak isteyen düşmanlarımızı bilmek ve daha önemlisi neler yapmamız gerektiğini, çağdaş medeni teknik seviyeye nasıl çıkacağımızı anlamak demektir.
Millî ve manevî kültürün geçmişten geleceğe intikali, bir bakıma “köprü” görevi yapan “abidevî şahsiyetlerle” olmaktadır. Kendi benliğinden uzaklaşan bir toplumda, millî şuur dinamiğini faaliyete geçiren bu abidevî karakterler, tarihî tecrübe ve birikimlerin toplandığı bir noktadan saçılan heyecandır. Bunu unutmadan, yukarıdaki söylemlerimizde yer alan irdelememiz, yerine oturacak, model alma, alınan modelle bütünleşme kendiliğinden oluşacaktır…
Millilik kavramı, zamanın getirdiği şartlarda Âkif’i mücadele adamlığında örnek hale getirmiş, Arapça’yı, Farsça’yı ve Fransızca’yı çok iyi bilen, yerine göre kullanan, İslâm’ı ve insanı iyi bütünleştiren şairimizi tanımaya, sizleri vecize (özdeyiş) haline gelen sözleriyle buluşturup, vefatının 86. yılında anmak, anarken, tekrar yaşamak-yaşatmak istedik…
MEHMETÇİK” i ateşlere ve ölümlere atan en kudretli sebep, onun Allah’a karşı olan inancı ve bitimsiz imanıdır.
Elbette ki Âkif yalnız Çanakkale’de değil; Âkif, Süleymaniye Kürsüsü’nde; Âkif, Fatih Kürsüsü’nde; Âkif, Asım’da; Âkif, Millî Mücadele’de; Âkif, İstiklâl Marşı’nda …
Mehmet Âkif, inancından ve imanından bir şey kaybetmiyordu. Türk Ordusuna ve  Milletine inancı tamdı.
VECİZ ÖZLERİ:
1. “Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem, dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım…
2. Konuşmak bir mânâ ise susmak bin bir mânâ. Herkes konuşmasına konuşur, lâkin sükût yürekli olana !..
3. Medeniyet dediğin açmaksa BEDENİNİN her yerini… Desene, HAYVANLAR SENDEN daha MEDENİ !?..
4. Artık İKİYÜZLÜLERİ sevmeye başladım, çünkü yaşadıkça YİRMİ YÜZLÜ insanlar görmeye başladım…
5. Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla…
6. Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mi hakikat mahşer…
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada!  Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; sade bir HADİSE var ortada: VAHŞETLER denk !?..
7. Bir zamanlar biz de MİLLET, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya MİLLİYET nedir öğretmişiz…!?
8. Cehennem de olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz, bu yol ki hak yoludur dönmek bilmez yürürüz…
9. ŞARKA bakmaz, GARBI bilmez, EDEPTEN yok payesi, bir KIZARMAZ YÜZ, bir YAŞARMAZ göz bütün SERMAYESİ !?..
10. İz bırakanlarla senin aranda basit bir FARK var sadece: Onlar ömür boyu GAYRET ediyorlar; sen ömür boyu HAYRET ediyorsun...
11. Ne ibrettir KIZARMAK bilmeyen çehren, bırak kardeşim TAHSİLİ; git önce EDEP, HAYÂ öğren !
12. Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri gelir her şeyden ÖNCE. Vaat etmeseydi Allah CENNETİ, o’na bile etmezlerdi SECDE
13. “Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!”
14. Yumuşak huylu isem kim demiş uysal KOYUNUM; kesilir belki ama ÇEKMEYE gelmez BOYNUM !..
15. Üç buçuk soysuzun ardından ZAĞARLIK yapamam; hele HAK namına HAKSIZLIĞA, ölsem tapamam…
16. Tek hakikat var, evet, bellediğim dünyadan, ELLİ, ALTMIŞ sene gezdimse de, şaşkın şaşkın: Hepimiz kendimizin, bağrı yanık, ÂŞIKIYIZ; sade, i’lanı çekilmez bu acaib aşkın!”
17. Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır. FAZİLET hissi insanlarda Allah korkusundandır”
18. “Bize çağ dışı diyorlar doğrudur; çağlar açtık, çağlar kapattık. Çağlar bizden geri”
19. “İki üç BALTA ayırmaz bizi MAZİMİZDEN. Ağacın kökü mademki DERİNDİR cidden, dalı kopmuş, ne olur gövdesi gitmiş, ne zarar o, bakarsın, yine üstündeki EDVARI (çağlar-devirler) yarar, yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza; yine bir vaha serer kavrulan imanımıza”
20. “24 saatten birini Hakk’a vermeyene insan denilir mi?!..”
https://listelist.com/mehmet-akif-ersoyun-sozleri/
İnsanda yok ise EDEP, neylesin medrese, mektep… Okusa, âlim olsa; yine merkep yine merkep !..
Neden, azmin bu kadar süreksiz, SEN Mİ yoksa, davan mı YÜREKSİZ…!?
Kişiliğimizde Âkif’i, sözümüzde erliği, arkamızda Osmanlılığı, önümüzde Atatürk’ü, genel idealimizdeki İNSANLIĞI yaşamak dileğiyle…
Merhum Mehmet Âkif’imizi, aramızdan ayrılışının 86. Yılınd,  ayrıca tüm değerlerimizi saygıyla-sevgiyle ve rahmetle-minnetle anıyoruz…
Girne’den SEVGİLERLE !...
 
25.12.2022  Dr.Hayrettin Parlakyıldız  Kıbrıs İLİM Üniversitesi hparlakyildiz@mynet.com