Biri bitmeden bir diğerini başlatır durumun detaylarını okuyunca, ‘Bir bu eksikti…’ demeden geçemedim.

Referandumda, oy pusulaları üzerine tartışmalar günlerdir süre dursun, bu kez ortaya atılan bir iddia ile gözler yine YSK’ ya çevrildi.
Türkiye’de yaşamak kadar, gündemine ayak uydurmakta zor derlerdi de inanmazdım. Hakikaten öyle imiş.
İmiş dedim fark edildi ise. İbiş ile karıştırılmasın ‘imiş’ eki.
Karıştırılmasın diyorum. Çünkü o sözü en son edenin hali malum.
Neyse, ne diyecektim ne dedim. Hay Allah bana…
Konunun cıvığını çıkarmadan, döneyim o tuhaf iddia ve buna bağlı kaleme alınan soru önergesine.
CHP’ li Çanakkale Milletvekili sayın Bülent Öz’ ün imzasını taşıyan soru önergesine neden iddia,  sanıyorum ki referandum sonuçlarına ilişkin günlerdir edilen sözlerin devam etmesine yol açacak türden.
 Sayın vekil imzalı soru önergesinde, YSK Başkanlığı’na,  FETÖ aracılıyla seçildiği iddia edilen bir isimden bahsediliyordu. Başkan Sadi Güven’ den.
Kısacası, ‘BU OLAY DOĞRU MU?’ deniliyordu.
Geçmişten bir tarih detayı yer bulan, soru önergesine ilişkin detaylarda, Vekil Öz’ ün Danışmanlarından Basına servis edilen açıklamada, Çanakkale Milletvekili Bülent Öz’ ün, 11. 11. 2016 tarihinde, Başbakan sayın Binali Yıldırım tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği sorularına yanıt alamamasından bahsedilip, ardından da  yazılı ve görsel medyada çıkmış haberlerde geçen, YSK Başkanı Sadi Güven ’in FETÖ tarafından YSK başkanlığına seçtirildiği iddiası geçiyordu.
 
Alın bir yeni gündem maddesi daha. Sanıyorum, mevcut gündem yetmezmiş gibi, yeni maddeler üretmek için birileri ortaya bir şey atıyor, sonra uğraş da uğraş. Denilebilir, bir deli kuyuya atar taş misali.
 
Sayın vekil, gündemde birden yer tutan o iddia üzerine, 21 Nisan tarihli soru önergesini, sayın Başbakan Binali Yıldırım tarafından yazılı olarak cevaplandırılması talebiyle, TBMM Bşaknılğa sunmuş.
 
Önergenin içeriği nasıl mı?. Kısaca anlatmaya çalışacağım.
 
Ben dahil, bir çok meslektaşımın e-posta adresine gönderilen, Soru önergesinin detaylı açıklamasında, sayın vekil Öz imzalı anlatımlar şöyle geçiyordu;
 
“Yüksek Seçim Kurulunun yürüttüğü seçim işleri son zamanlarda tartışma konusu olmuştur. YSK ’nın aldığı kararları eleştiren dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, 2014 yerel seçimlerinden sonra yaptığı açıklamada;
 
 ‘YSK da üç paralel üye var. Fitneyi yukarıdan aşağıya sarkıtıyorlar.
 
Bunu görmemek için dünyada her şeyden bihaber olmak lazım’ sözlerini ifade etmişti”
 
Bu kadarda değildi sayın vekil Öz’ ün sözleri. Diyordu ki; “Gelinen süreçte 15 Temmuz darbe girişimi sonrası on binlerce kamu görevlisi Kanun Hükmünde Kararname ile FETÖ ile ilişkilendirilip ihraç edildi veya açığa alındı. Fakat, 15 Temmuz sürecinde sadece 7 kişi YSK’ da ki görevinden uzaklaştırıldı şeklinde bilgiler, kamuoyunun da bildikleri”
 
CHP’ li Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, soru önergesine ilişkin, geçmiş tarihte yönelttiği sorulardan bahsederek;  
 
“Neredeyse devletin bütün kurum ve kuruluşlarına yerleştirilen FETÖ terör örgütü unsurlarından, Yüksek Seçim Kurulu gibi ülke seçim işlerini yürüten en kritik konumdaki kurumda sadece yedi kişi mi tespit edilebilmiştir?” diyerek,  o tarihteki ilk sorusunu hatırlatıyordu.
 
Ardından da, dikkat çeken bir başka çıkışa imza attığı açıklamasında; “Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ nun sözlerinde bahsettiği, 3 paralel üye, bu KHK ile görevinden uzaklaştırılan 7 kişi içinde yer alıyor mu?” Diye sorduğunu,   kamuoyunun ve halkın aydınlatılmasını istediğini anımsatıyordu.
 
Geçmişten örneklerle, Başbakan Binali Yıldırım ’ın cevaplandırması için verdiği soru önergesine,  Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’ nin, 75104166-610-819 sayılı önerge cevabında, “Bakanlar Kurulu tarafından 21.07.2016 tarihinden itibaren OHAL ilan edilmiştir. OHAL yetkisi kullanılarak bir dizi KHK yürürlüğe konulmuştur. Tedbirler ve soruşturmalar titizlikle yürütülmekte ve kamuoyu ile paylaşılmaktadır” yanıtını aldığına da dikkat çekiyordu CHP’ li vekil Bülent Öz.
 
CHP’ li vekil Bülent Öz, tüm bu dediklerine ek olarak da, sitem dolu sözlerle şöyle diyordu;
“Hükümetin, kamuoyu ve halkımız ile KHK sonuçları ve gerekçelerini paylaşılmadığı ve 11.11.2016 tarihli 7/8790 esas sayılı numaralı soru önergemize gerekli cevapları alamadığım gerçeğinde ve medyada yer alan YSK Başkanı Sadi Güven ’in Cemaat desteği ile başkan seçildiği iddiasına göre, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması için yeni bir soru önergesi vermem,  kamuoyu ve halkımızın bilgilendirmesi için önemli hale gelmiştir”
 
Medyada yer alan iddialar üzerine,  hazırlandığını belirtitği önergeye yönelik de sözleri vardı sayın vekil Öz’ ün. Diyordu ki;
“Medya’ da yer alan iddiada, YSK teamüllerine göre en kıdemli Yargıtay temsilcisinin yani Halim Aşaner ’in başkan olması beklenirken, 24 Ocak 2013’te Yüksek Seçim Kuruluna Üye olarak seçilen Sadi Güven ’in aynı gün YSK başkanı olması, 
AK Partinin cemaate bizden “Ne İstedi De Vermedik” diyen anlayışla, YSK üyelerini seçmiş olabileceği sorusunu tekrar akıllara getirmektedir”
 
Özetleyecek olursam, okuduklarımdan anladığım şu; “İddia üzerine bir de yorum gelmiş”
 
Neyse, ben sözlerle devam edeyim. Sayın vekil Öz; “Sayın Süleyman Soylu’ nun bu 3 kişiyi açıklamaması ve soruşturma yapmaması akıllardaki soru işaretlerini doğrular niteliktedir” diyerek de, düşündüğümü açıkladığım yorum mevzunsunda adeta bendenizi haklı çıkarmış. Bu da benim yorumum…
 
Dönelim, sonu önergesine ilişkin sayın vekil Öz imzalı açıklama metninde yer bulan diğer anlatımlara. Deniliyordu ki;
“Çanakkale Milletvekili Bülent Öz’ ün sorularına verilen alakasız cevaplar ve medya yer alan YSK’ya yönelik eleştiri ve şüpheler bağlamında Başbakan Binali Yıldırım ’ın yanıtlamasını istediği sorular;
 
1- Yazılı bir kural bulunmamakla beraber YSK teamüllerine göre en kıdemli Yargıtay temsilcisi olan Halim Aşaner’in başkan olması beklenirken, YSK üyeliğine seçilen Sadi Güven ’in aynı gün Başkan seçilmesinin gerekçesi nedir?
FETÖ ile mücadele kapsamında Sadi Güven hakkında bir soruşturma yapılmış mıdır? Veya devam eden bir soruşturma var mıdır?
 
2- YSK üyeleri belirlenirken herhangi bir cemaat ile ilişkisi olup olmadığı araştırılmış mıdır?
 
3-  Yüksek Seçim Kurulu gibi ülke seçim işlerini yürüten en kritik konumdaki kurumda FETÖ ile ilişkili sadece 7 kişi mi tespit edilebilmiştir? Görevden alınan 7 kişinin görevleri nelerdi? Bu kapsamda her geçen gün medyadan takip ettiğimiz kendini gizlemiş ve yeni tespit edilen FETÖ mensupları açığa alınıp, ihraç ediliyorken, YSK’ya yönelik devam eden bir soruşturma söz konusu mudur?
 
4-  İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU ’nun 2014 Nisan ayında ifade ettiği 3 paralel üye açığa alınan bu 7 kişi arasında mıdır? Bu 3 kişi hala görevindeyse haklarında soruşturma talimatı verilmiş midir?”
 
Son olarak, önergeye ilişkin vekil Öz’ den gelen değerlendirmeden de bahsedeyim. Milletvekili Bülent Öz; “Milletvekilleri olarak verdiğimiz soru önergeleri ile kamuoyu ve halkımızın bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
11.11.2016 tarihinde verdiğim soru önergesine verilen alakasız cevaplar, kamuoyunu ve halkı bilgilendirmediği gibi medyada yer alan iddialar, akıllardaki soru işaretlerini arttırmaktadır. Başbakan tarafından yanıtlanması için verdiğim yeni soru önergem ile kamuoyu ve halkımızın bilgilendirilmesini bekliyorum” diyordu.
Bu güne dönüp, biraz da kendimden bahsederek güne son vereyim.
Öyle ya, kendim dışında herkes için bir çaba harcar durumdayım diğer meslektaşlarım gibi.
Bana gelince, ‘Ben de bu aralar acayip beklentiler içindeyim lakin; bir türlü beklediklerim gelmediği gibi, beklentilerimin de geleceği yok”
Haydin hoşçakalın…