Bu ne demek mi? Bu şu demek; İktidar partinin teşkilatları Seferberlik ilan etti.

Neden mi?
Çünkü bir aralar, Plaka kodundaki gibi Türkiye sıralamasında 17. Sırada yer alan Çanakkale’ yi yeniden bilinen konuma getirmek için.
Ne işi mi vardı 17. Sırada Çanakkale’ nin?
 Şöyle ki; Üye kaydı sayısında başarılı bir gidişat takip edilmiş ve Şehitler coğrafyası olarak da bilinen dünya kenti Çanakkale, üye bazında Genel merkezin takdirini almıştı.
‘Peki seferberlik anlatımı neden?’ Diye sorulacak olursa, buna da yanıt şu olabilir;
Genelde Hafta başı ilk gün yapılan Yürütme kurulunun önceye çekilmesi…
Bir deyişle hayırlı bir gece de denilebilir bu duruma. Çünkü Perşembe akşamı bir araya gelinip, durum özetlenmiş ve tedbir alınan dikkat çeken çalışmanın da startı verilmiş diye duydum.
‘Kimden mi?’
Bu kadar çok soruya alışkın değilim diye geçiştireceğim bir durum oluştuğundan, ‘Kuşlardan’ diyerek suali ‘es’ geçiyorum.
Peki, 17 den hangi sıraya çıkmış Çanakkale?
Bu sorunun da gelebileceğini varsayarak, 47 diyeyim kısaca.
47 Plaka kodu Mardin.
Bir aralar pek de konuşurduk Mardin gibi bir kaç ilimizi. Çanakkale’ nin yatırım yoksunluğunu, unutulmuşluğunu, dile getirirken, ‘Batı’nın Mardin’i, Hakkarisi’ denilirdi hatırlayacak olursak.
Hat ta; ‘Duble yolların bittiği nokta da başlayan kent’ de derlerdi Dünya kenti Çanakkalemiz için.
Bu anlatımlara en çok da 90’lı yıllarda kulak aşinalığımız vardı. Sonrasında da, Mevcut iktidarın Kabinesinden isimlerin Çanakkale ziyaretlerinde hep iş dünyasından duyardık bir tanımı.
Sayın başbakan Yıldırım’ ın, Ulaştırma Bakanı olarak kabinede görev aldığı yıllarda, İş Dünyasının temsilcileri de yarı şaka yarı ciddi ederdi o sözü.
‘Sayın bakanım. Otoyolların, duble yolların bittiği noktada başlayan yer Çanakkale’  şeklinde olan türünden.
Şimdi öyle mi ya…?
Yatırım cenneti halini almaya başladık. Hedef 2023 Türkiye’ si kapsamında, bir dönemler çok ca konuşulan, ve de yılan hikayesine dönen Çanakkale Boğaz köprüsü projesi buna en güzel örnek üstelik.
Malum, 2017’ nin 18 Mart tarihinde temeli atılacak bir yatırım kentimiz için. Dünyanın en büyük köprüsü de olacak bir projeyle Boğazın gerdanlığı.
Elbette İktidarın gözünden Çanakkale, Türkiye sıralamasında bir zamanlar bulunduğu noktada olmalı o nedenle.
47 ‘ne’ yaaaa…? 17 dururken….
Hayırlı bir gecede start verilip, Perşembe ‘ den alınmış seferberlik kararı ile sıra yükseltme operasyonu başlatılmış özetle.
Ne diyelim, hayırlı uğurlu olsun…
“Bir de bu arada, İl Teşkilatının olağan buluşmasında gündem maddesi olarak görüşülenler arasında, 1. Sırada görüşülen bir isim de duydum lakin, o’ nun sıra kaybından kaynaklı bir sıra maddesi olmadığı şüphesiz.
Üzerime, şu an vazife olan bir konu olmadığından neden 1. Madde olarak o ismin görüşüldüğünden bahsetmeyeceğim elbet.”
Dün,  e-postama düşen bir mailde; “ÇANAKKALE’Yİ TRAKYA’DAN AYRI DÜŞÜNEMEYİZ” başlığı altında, İktidarın Çanakkale vekili Av. Bülent Turan’ ın değerlendirmesini okudum.
‘Aa  yaşaa’ dedim. Yalan yok. Sonuçta bende Avrupa yakasında doğmuş büyümüş,  bir isimim beyaaa…
‘Trakyalı olsun çamurdan olsun’ diyenlerdenim Em de…
İktidar parti, yani AK Parti’ nin Grup Başkanvekili de olan Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan’ın Meclis’te ağırladığı misafirleriymiş Trakyalı olanlar.
Edirne İl Başkanı İlyas Akmeşe ve  Keşan İlçe Başkanı Hüseyin Boyalık’ lıy mış Başkentte olanlar.
Akmeşe ve Boyalık’a ziyaretlerinden dolayı teşekkür eden Çanakkale’ nin vekili Turan;
 “Çanakkale çok özel bir yer. Çünkü Çanakkale bütün Türkiye’nin ortak paydası” dedikten sonra, dünyanın da bildiği bu gerçek üzerinden vermiş okkalı mesajını.
Ve de demiş ki; “ Bu yüzden bütün illerimizle iletişimimizi sıkı tutuyoruz”
Öyle ya, Çanakkale Cumhuriyetin Ön Sözü’ nen de yazıldığı bir diyar. İrtibatı koparmamak gerek…
Sonrasında da ‘fakat’ demiş sayın vekil ve neden fakat dediğini açmış yine ‘fakat’ diyerek.
“Fakat Edirne ile ayrı bir ortak paydamız var o da Trakya.
Çanakkale’yi Trakya’dan ayrı düşünmemiz mümkün değil. Bir yarımız Trakya’da” diyerek.
İki elmanın yarısı gibiyiz coğrafya olarak beyaa.
Bir ayağı Avrupa, bir ayağı Asya’ da olan her ne kadar Çanakkalemiz ise de, böyle bir konumda olan ikinci şehir de malumunuz Büyük mega köy İstanbul…
Neyse ben yine, Bir yarımız Trakya sözü üzerinden noktalayayım dün gelen o detayı.
Sayın vekil Turan, makamında gerçekleşen o görüşmede, Edirne ve Çanakkale arasında karşılıklı işbirliği yapılabilecek konuların görüşüldüğünü anlatıp, ardından da geleceğe ilişkin bir tüyo vermiş aslında.
Ne diyelim “Aydi hayırlısı beyaaa…!”
Ayır lı mı oldu bilemedim bir vakadan da Aber aldık dün beyaaa.
Van iline ilişkin acele kamulaştırma ile Çanakkale Deniz Hudut Kapısı'nın kapatılmasını içeren Bakanlar Kurulu kararlarıydı bu ayırlı mı , ayır sız mı olduğunu bilemediğim karara ilişkin Aber…
Resmi Gazete'de yayımlanan o kararları özet geçerek veriyim siz verin artık gerçek kararı.
Van iline ilişkin acele kamulaştırma ile Çanakkale Deniz Hudut Kapısı'nın kapatılmasını içeren Bakanlar Kurulu kararlarının resmi gazetede yayımlandığını anlatır haber metnine göre,  Van'ın detayları vardı fakat, ben Çanakkale üzerine ilgimi ve de dikkatimi çeken karara kitlendim.
Türkiye'ye giriş ve çıkışlar için hudut kapısı olarak tayin edilen Çanakkale Deniz Hudut Kapısı'nın kapatılmasına ilişkin o karar, tam da şöyle dile getiriliyordu,  Başkentten gelen haber metininde;
“Resmi Gazete'de, Türkiye'ye giriş çıkış için hudut kapısı olarak tayini hakkındaki 4/2364 sayılı kararnamenin eki listesinde yer alan Çanakkale Deniz Hudut Kapısı'na ilişkin hükmün, İçişleri Bakanlığının ilgili yazısı üzerine 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kaldırıldığı bildirildi” denilerek.
Kapısız kaldık. Hem de Avrupa’ ya açılımın en önemli noktasında. Böyle olması iyide oldu. Çünkü bu kapatılan Kentin başının belasıydı.
Nasıl mı? Hatırlayacak olursak balık tutmamıza engeldi bu nokta.
                Kapatılan kapı için ilk akla gelen kepez limanı gibi gözükse de hayır hayır orası değil.
Çanakkale feribot iskelesinde, koltuk iskelesi olarak ta bilinen eskiden bakla gemilerinin yanaştığı iskelenin gümrük kapısı kapanmış. 2014 yılında 30 Mart yerel seçimleri öncesinde dönemin ulaştırma bakanı olan sayın başbakan Binali yıldırım gümrük kapısı bulunduğu gerekçesi ile, kıyı balıkçılarının olta avına müsaade verilmeyen bu iskelenin avlanmaya açılmasını bir telefonla çözmüştü. Sayın başbakan olta balıkçılarının her daim başına dert çıkaran bu kapıyı unutmamış olsa gerek ki sorunu kökten çözdürmüş.
Hayda hayırlısı. Balıkçının avlanmasına bundan böyle engel olacak gerekçe kalmadı.
Oh ne güzel…