CHP’ li Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, referandum sonuçları üzerine öyle bir açıklamaya imza attı ki, ithamdan ziyade kesin hükümlü yaklaşımı ile bence en dikkat çeken çıkışın adı oldu.

 Neden mi böyle düşünüyorum? İşte nedeni;
YSK Halkın İradesine El Koyarak ‘Hayır’ Çıkan Sonucu ‘Evet’ e Çevirmiş ve Bu Seçimi Hukuk Dışı Aklamaya Çalışmaktadır” demek, başka bir şekilde düşünmeye mi iterdi?
YSK kararları üzerine değerlendirmede bulunan sayın vekil Öz; “Kanun emri sabittir. Mühürsüz bir zarf sandığa atılırsa geçersiz sayılır.
Yine bu konuda YSK eski başkanı Muammer Aydın,  “Mühürsüz oyların iptal edilmesi yasa gereğidir” diyor.
Hukukçular ile birlikte, kanun gerekçesi ile hazırladığımız itirazımızdaki talep seçim kanununa göre karar verilmesidir.
Fakat YSK itiraz dilekçemize yine içtihat yaparak karar vermiştir” diyordu.
YSK ’nın böyle bir yetkisinin olmadığına da dikkat çektiği o değerlendirmesinde sayın vekil;
“Kanunda açıkça “mühürsüz oylar geçersizdir” hükmü varken bizler yorum yaparak böyle bir itirazda bulunmuyoruz” vurgusuna da yer veriyordu.
Seçimin sonucundan çok, sonucunu etkileyen ve geçersiz sayılması gerektiği savunulan bu kullanılmış oylarla ilgili çıkışlar, muhtemel ki daha çok gelecek.
Bir yandan sokaklara taşan tepki, bir yandan ardı arkası kesilmeyen açıklamalar.
Canım Türkiye’mde gündem, sandıkla başladı, sonuçları ile sürüyor durumu.
“YSK dan bugüne kadar, hiçbir imtiyazlı karar isteğimiz olmadı” diyerek,  bugünde böyle bir taleplerinin bulunmadığına dikkat çeken CHP’ li Çanakkale Milletvekili Bülent Öz,  talep değil, itirazları olduğuna da dikkat çekiyordu.
Kısacası diyordu ki; “Bizim itirazımız yoruma kapalı ve kanunda açıkça sabit olan bir durum için, YSK ’nın imtiyazlı karar almasıdır”
Buraya kadar ardı ardına sıralı iddialar, bu kadar da değildi ve devam diyordu. Sayın vekil, diyebiliriz ki, ‘verip veriştiriyordu’
Sayın vekil Öz’ ün, ‘Verip veriştirme’ sine,  bir örnek verecek olursam; “YSK kanunları gereğini yerine getirmelidir, yoksa bu seçim meşruiyetini kaybeder” demesi, sanırım yeterli olacak.
Geçtiğimiz gün, sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın,  “Anayasa Mahkemesi'nin başvuru olması halinde bunun reddi dışında bir seçeneği yok” demesine ilişkin;
“Anayasa Mahkemesinin vermesi gereken kararı emrediyor. Kendilerini hukukun üstünde ve görev sınırlarını kendileri istedikleri gibi belirleyen hükümet halkı yanılttı,
YSK ’yı taraflı karar vermeye zorladı. Şimdide, Anayasa Mahkemesi’ nin ne karar vereceğini emrediyor” diye yorumlayıp, sözlerine değerlendirme getiriyordu sayın vekil Bülent Öz.
Sözleri dikkat çektiği kadar, kesin hükümlü söylemlerine odaklandığım o açıklamasında, Çanakkaleli vekil sayın Öz, şöyle ses veriyordu;
“Referandum sürecinde biz bu zihniyete ‘hayır’ demiştik. Şuan görüyoruz ki, daha seçimin ertesine alınan kararlar, bir kişinin isteği üzerinedir.
YSK’nın aldığı karar açıkça kanunlara aykırıdır”  
‘Söz sözü açar’ dediğimiz anlar olur ya, günlük hayata dair sohbetlerde. Tam da buna benzer bir an sanki yaşanıyordu, sayın vekil Bülent Öz’ imzası ile, dün e-posta adresime düşen e-mail’inde geçen şekliyle.
Ara başlıklarla aktarılıyordu değerlendirme. Ve iktidara yönelik okkalı bir iddia ile;  “Kanunsuzluk, Yönetim Şekilleri Olmuştur” deniliyordu.
Geçmişten bir örnekle kurulan cümlede, “2010 yılında düzenlenen 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunun 98. Maddesindeki değişiklikte ‘Mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır.' Kanun maddesi var” hatırlatmasında bulunan sayın vekil;
Yapılan değişiklikten sonra 2011 genel seçiminde, 2014 yerel seçiminde, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 2015 yılında yapılan 1 Haziran ve 1 Kasım seçiminde bu kurala uyan ve bu doğrultuda kararlar alan YSK Başkanı Sadi Güven’ in  bu seçimlerde adeta sonuca göre hazırlanmış açıklamayı yaptığını da iddia ediyordu.
‘Seçim bitti. Sandık gitti. Ne var ki, halen dahi sürüyor referandum hali.’ Biraz kafiyeli oldu sanırım bu anlatımım. Fakat öyle değil mi?
Neredeyse her güne özel bir gelişme. Ve o gelişme üzerine gelen değerlendirmelerle, gündem referandum sonrasına dönüşmedi mi?
Sayın vekil Öz’ den gelen açıklamada; “Tekrar ifade ediyorum 16 Nisan günü oy sayımında yurt dışı seçmen oyları için uygulanan mühürsüz oylar geçersizdir kararı, yurt içi seçmen oyları için uygulanmıyor.
Aynı gün iki farklı skandal kararı alan YSK seçime gölge düşürmüştür. Vatandaşlarımızın ve bizlerin talebi, yangından mal kaçırır gibi seçimi aklama çabası göstermek yerine kanunlar gereği işlem yapmasıdır” diye geçen o bölüm, adeta yepyeni iddialar olarak karşımıza çıkıyordu.
Denilenleri yorumlamak, ya da şöyle desem daha doğru olacak; ‘özetlemek’ hayli güç bir hal aldı.
Her gün yeni bir gelişme, yeni gelişme üzerine söylenilenler, birbirine girmiş gibi görülse de,  aslında tek tepki, mühürsüz oylar meselesine.
Gündemi oldukça meşgul edecek gibi düşündüğüm bu durum, ne zaman nihayete kavuşur onu kestirmek zor ama, her gün yep yeni ve nut topu misali bir gündem maddesi olacağına ilişkin kararım net. Yani tepkimeler de gelmeye devam edecek; o da net…
Her yeni gelişme üzerine gelen, her yeni tepkime; muhtemel ki dur durak bilmeyecek.
Özetlemeye çalışırsak, ‘Gelişmeler üzerine değerlendirmelerin de ardı arkası kesilmeyecek’
Son olarak, yeni gelişme üzerine, yeni iddiayı dile getirecek olursam, sayın vekilin hayli sert bir söylemle dediğini, yani şu sözünü sayfamıza getirerek demek istediğimi anlatabilirim.
Şöyle diyor sayın vekil Öz, “İşlerine geldiği zaman Hukuk, işlerine gelmediği zaman Buyruk”
X                      X                        x
ANALİZLER BİR ÖNEMLİ STK’ DAN…
Gündem referandumla devam ediyor. Olası daha da sürecek diye bahsettiğim, şahsıma özel bir öngörü falan değil. Buna dair bir yeni örnek verecek olursam, dikkat çeken söylemlerle gelen referanduma dair STK analizleri diyebilirim.
Buna örnek olarak da, Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya’ nın yazılı açıklamasını verebilirim.
Gerçi sayın başkan, referandumdan önce, rengini açık etmiş isimlerdendi. Her ne kadar propaganda yasaklarına saatler kala, yani gazetelerin yayıma hazırlandığı vakte son dakika kala o renk bildirir çıkışı gelmiş olup, bir çok yerel basında o açıklamaları yer bulmamış olsa da, aklımızın bir köşesindeydi dedikleri.
Bu gün mesele o gün denilen değil elbet. Mesele, sonuçlar üzerine edilen sözde.
Sayın oda başkanı Kaya, “Yine kazanan Yüce Türk Milleti ve demokrasi olmuştur. Ülkenin geleceği hakkında son sözü Türk Milleti söylemiştir ve verilen karar demokrasinin en güzel örneğidir” diyerek, herkesin ettiği süslü lafları etmiş olsa da, sonrasındaki tespitlerini paylaşayım istedim.
Uzatmayacağım. Özet geçmeye çalışıp, sayın oda başkanı Kaya’ dan gelen sözleri vereceğim.
Diyor ki kendileri; “Türkiye’nin geleceği hakkında alınacak karar, yüce Türk Milleti’nin hakemliğine sunulmuştur.
 Milletimiz vatandaşlık görevini yaparak sandığa gitti ve ülkesi için en doğru olduğuna inandığı şekilde oyunu kullandı.
Sandıktan hangi karar çıkarsa çıksın bunun milletimizin kararı olduğunu vurgulamıştık.
16 Nisan halk oylamasında vatandaşlarımız istikrardan yana olmayı tercih etmiştir. Yapılan yatırımların arkasında durarak bu yatırımlarının devamını istemişlerdir. Geçmişinden dersler çıkaran halkımız, demokrasinin yanında olmuştur. Halkımız geleceğine sahip çıkmıştı. İstikrar ve güven için sistem değişikliğine “EVET” dedi. Milletimizin kararına saygı duyuyor ve teşekkür ediyoruz”
Bu kadar değil elbet denilenler. Daha sı da var da, çok uzayacak…
Bu gün, Çanakkale STK’ ları için sandık günü. Yani Kent Konseyi Seçimli Genel Kurulu günü.
Bir Başkanlık seçimini geride bıraktık, bir yeni Başkanlık seçimi için bu gün sandık günü.
Bakalım hele, sandık sonrası kim ne söz edecek?
Yeni sandık sonucu, Çanakkale’ ye umarım hayırlar getirir…
Referandum sonucu Değerlendirmesinden Bahsettiğim STK Başkanı Kaya’ nın, en çok dikkatimi çeken düşüncesinden bir alıntıyı da dile getirmek istedim.
Referandum sonucuna ilişkin, Şöyle diyor Ziraat Odası Başkanı, “Artık dünü geride bırakıp birlik olma zamanı. Hepimiz el ele verip tek bir güç olmamız gerekiyor. Geçmişteki hatalara takılı kalmayıp bir bütün halinde ilerlemeliyiz.
Aynı gemide ilerlediğimizi unutmayıp, iyi de olsa kötü de olsa mükâfatını veya cefasını birlikte çekeceğiz. Bu vatan hepimizin vatanı”
Bende bir söz edeyim, bu güne özel; ‘herkese iyi hafta sonları’