ÇIKARLI – ÇAKARLI dünya…

“Güce tapmak !” Deyimleşmiş bir basit cümle, ama, anlamı derin, verimi irin, güncelliği ve işlevselliği güncel ve öncel cümle… Yüklemi tapmak, sürekliliği tapınmak, nesnesi GÜÇ, öznesi şahıs zamirinin tüm çekimleri (ben-sen-o, biz-siz-onlar)…
Tapmak fiilinin dini boyutunu açmak-tartışmak; İNANCI sarsar-ruh derinliğini, ruh huzurunu sorgulatarak, bozar, o da bizi aşar… Biz güncel somut boyutunu ele alırsak, etrafımızdaki ruh bozukluğu içinde, inanç zayıflığı yaşayanları da sıkar…
Önce yap-yaptır, sonra savaş ilân et, boz-bozdur… Çocukların oyun siyaseti, büyüklerin koyun siyasetiyle  ne kadar benzerlik içinde. ?!..
Zaafiyeti (irade zayıflığını), siyaset-ticaret unsuru yapanlar, sosyal medya siyasetçileri, ciddi bunalımın yaşandığı bir zamanda, komedyenlikten -devlet adamlığına çıkanla, devlet adamlığından- komedyenliğe düşenleri yorumlamak kolay olmasa gerek…?!
Son 11 gündür yaşananları, dünden-bugüne GÜCE taptırarak getirenlerin, dünyayı yaşanmaz kılmalarında kimlerin payı kimlerin çayı, kimlerin suyu, kimlerin koyu, kimlerin huyu var, dersiniz…!?
Savaş’ın en kötü yanını şu veciz söz özetlemez mi ?..
Barışta oğullar babalarını, Savaşta babalar oğullarını gömerler…”  (Krezüs)
Hem suçlu hem güçlü olmak, söyleminin bizim anlatımımız da yerinde kullanıldığında   kişisel hayatla, toplumsal hayatta önemli bir söylemdir…
Dünyanın yaratılışından beri, tüm ülkeler önce “insanı mutlu etmek, huzur içinde yaşatmak” isterken,  yöneticilerin HIRSLARI bir zaman sonra yapılanları yıkıyor, hem kendi halkına hem başka coğrafyanın halkına onulmayacak zararlar veriyor, insanlık sorgulanıyor, coğrafyalar, daralıyor, insanlar yok olurken,  HIRSLAR sade kahve içiyor, bir de üzerine PURO yakıyor, bir KEYFEDİLİYOR ki !...
Covid-19’u etken kılanlar, savaş etkenliği içinde insanları mı seyreltiyor, dersiniz ?!...
İlk yaratılan insan olan ADEM’den bu yana kimse ADAM olmuyor, -mış gibi davranarak, malı götürüp-halı serip üzerinde oturduğu yerden kötü kokular yayıyor… Hz.Havva adıyla yaratılan ilk kadınımızdan bu yana doğurganlık devam ediyor, daha sonra doğanlar yok ediliyor…?!?
Olanlara üzülüyorum, ölenlere üzülüyorum,  açıkçası bu dünyada herkesin birbirine hava atarak, toplumsal ilişkilerde insanların, coğrafi yakınlıkta devletlerin, YAP_BOZ-larına, insani ilişkilerde hem HUZUR deyip hem de HUZURU-kusur sayan zihinsel sahtekârlıklarına BOZULUYORUM…
İDEAL mi önemli, insan mı önemli ?! İdeali oluşturan insan, ideali uğruna dövüştürülen insan, dövüştürülürken ölen-öldüren, öldürten insan; İDEAL denen kavramı kirleten yine insan… Bu insanın İNSİCAMINA (düzgünlüğüne-tutarlılığına) bakmak gerekir o zaman !?...
İşte, burada seçmen denen, bir türlü seçmesini beceremeyen İNSAN-CIK-LARA da gönül koymak hakkımız değil mi ?!..
Savaş kelimesinin sözlük anlamına baktığımızda;
            “ a) Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek, giriştikleri silahlı mücadele, harp.
               b) Mücadele, kavga, dövüş.
               c) Birşeyi ortadan kaldırmak, tesirsiz hale getirmek için yapılan çalışma, alınan tedbir.” (TDK)
           
Sözlük anlamlarının bu olmasına karşılık; bir şairimizin şu iki mısraındaki tadı bulmak mümkün mü? :
           
“ Gök mavi, başak sarışın
               Tadı ne güzel barışın !..”
                                                                 A. N. Asya
 
Günlük hayatımızda çok sık kullandığımız bu kelime (savaş), isterdik ki, hep basit anlamıyla kalsın.
 
Savaş; eşittir ölüm, sefalet, korku, ıstırap, güvensizlik, yersizlik, gelecek için umutsuzluk demek olduğuna göre; çocuklar için bu ne anlam taşımaktadır?
Haftaya Çocuk ve Savaş konusu üzerinde beraber tartışmak, için önce SEVGİ, sonra SEVGİ ve yine SEVGİ diyerek, noktalayalım… 
SEVGİSİZ büyüyenlerin, ülkeleri ve dünyamızı ne hale getirdiklerini DÜŞÜNMEK dileğiyle, içten gelen gerçek SEVGİLERİMİZ, güzel dualarımız var, SİZLERE ve tüm insanlığa !..

                                                                                            06.03.2022
                                                                                            Dr. Hayrettin Parlakyıldız
                                                                                            Kıbrıs İLİM Üniversitesi / Girne
                                                                                         E-posta: hparlakyildiz@mynet.com