Pazarda işportacılık yaptığı zamanda, ‘Hadi canım’ dedirtmişti. Büyüksün Mehmedim…

Mehmedim diyorum, çünkü minicikti o’nu tanıdığımda. Çoğu zamanda öyle çağırırdık yanımıza. Babasının da biriciğiydi ayrıca…

Bir değer kişiliğin de adını taşıyordu Mehmet, ikinci adı ‘Menderes’ ile.
Bu güne, 80 milyona ikinci ders diye başlıyorum ya, bundan kimseler hayıflanmasın.
Günümüzde Memur olup, hayatını garantiye altına alanlar için ‘Devlete kapağı attı’ derler bilindiği üzere. Bilinen bir diğer gerçek de, elde imkan var iken bunu değerlendirmektir.

80 milyona ders verircesine, üstelik de ikinci kez Basının dikkatini çeken bir isim için aklıma düşenleri yazmaya kalkıştım bu gün. Tamamını dile getiremesem de…

Aslan yürekli Mehmet Menderes, %yüz alın teri ile ekmeğini taştan çıkarıyor kısacası. Bunlar sakıncasız dile getirebildiklerim. Dile getiremediklerimi de, varın tahmin edin artık.

Parayı bulursam, satın alacağım hayalini hep kurduğum Zoidak ‘a Mehmet Menderes’i ortak edeceğim. Mehmedim sana söz. Hele bi emekli olayım, sonrasında da çalışacağımdan, böylece de  çift maaşa kavuşacağımdan, o şişme botu kesinlikle alacağım. Buradan da söz vermiş olayım, ikimizin ortak bir Zodiak’ ı böylelikle olacak…

Yaz aylarında üç beş günlüğüne geldiğin Çanakkale tatilinde, Boğazın keyfini süreceksin.
Önceki gün dü Mehmet Menderes Üçpınarlar için kaleme alınan haberlerin, internet sayfalarına düştüğü anlar.
Ne yalan söyleyeyim, gözlerim doldu. Bir zamanların bakan çocuğu olmasına karşın, ekmeğini taştan çıkarıyor du
Mehmedim.

Haberlerin büyük bir kısmı da, ‘Babası bakandı, kendisi bakkal’ şeklinde kaleme alınmıştı.
Başkent’ ten gelen haberler, ‘Eski Çevre Bakanı Hamdi Üçpınarlar’ın üniversite mezunu oğlu kamu kurumlarında iş bulamayınca, bakkallık yapmaya başladı’ diye kaleme alınmıştı.

Birkaç yıl önce de pazarcılık yapıyordu Mehmet Menderes…
Yüzünde ‘utanmaz’ ifade ile üstelik… Bir de Gülümsüyordu kameralara…
Mutluydu alın teri ile ekmeğini çıkarmadan ve ders veriyordu adeta cümle aleme Mehmedim…
Doğru Yol Hükümetleri döneminde, Çevre Bakanlığı yapan babası Çanakkale Milletvekili Ahmet Hamdi Üçpınarlar' ın minik oğlu olarak tanımıştık biz Mehmet’i…

Yıllar geçip büyümüş olsa da Mehmet Menderes, halen bizim için minik Mehmet…
Üniversite bitirip, kurduğu kendine ait hayatı kolaylaştırmak için iş arayanlardan oldu Mehmet. Bulamadı elbet.
Kamu kurumlarına yaptığı iş başvurularından da olumlu cevap alamadığı için bakkal oldu bizim minik Mehmet. 

Şöyle bir geçmişe yolculuk yaptım da dün, 1993-1995 TBMM KİT Komisyonu Başkanlığı, 51. ve 52. hükümetlerde Çevre Bakanlığı, 19. ve 20. dönem Çanakkale Milletvekilliği görevlerinde bulunan babası Ahmet Hamdi Üçpınarlar' ın o günkü güç ve etkisi geldi aklıma.

Bir telefon ile bitiremeyeceği iş yok iken, sayın vekil Üçpınarlar’ ın, bu gün bir eski bakan çocuğu olarak anılan Mehmet Menderes’i,  Bakkal olmuş ve gül gibi geçiniyordu.
Mesele, Alın teri meselesiydi Üçpınarlar için. O da oluyordu. Aradım cep telefonundan  sayın bakanı. Tebrik ettim, aslan yürekli Menderes’i ni…

Sohbet eksilerden de geçti, bir dakika içinde.
Ve Sohbet Çanakkaleydi vesselam….    
Çanakkale için dikili taşları çoktu o günkü iktidarın. Barajlar, göletler, liman.
Haa bir de Üniversite… O Üniversitenin kuruluş gününü hatırlıyorum da, bir sat içinde alınmıştı kararı. Müjde öyle böyle anlamlı gelmemişti Çanakkale’ ye…
Kurulma kararını alanlardan dı aynı zamanda sayın Üçpınarlar. Tıpkı dönemin Çanakkale milletvekilleri, partilileri Süleyman Ayhan, Rahmi Özer ve Nevfel şahin gibi…
Bir bakan düşünün. Bu gün ise biricik oğlu bakkal.
Yaşadığı semtin bakkalı,  Mehmet Menderes Üçpınarlar… Bizim minik Mehmet…
O’ nun da iki satır sözü var elbet. Diyor ki bizim minik Mehmet;
"Biliyorsun ağabey, 2014 Uluslararası Ekonomi ve Halkla İlişkiler mezunuyum. 2014’te Bulgaristan’dan Türkiye’ye geldim. Sınavlara girmek için geldim”

Sonrasında da anlatıyor detayları. ‘Kamu kurumlarına yaptığım başvurulardan olumlu cevap gelmediği için,  esnaf oldum.
Başvurduğum yerlerden olumlu sonuç alamayınca, bir kankim,  okul arkadaşım burayı gösterdi. Kısıtlı imkânlarla bakkal’ı açtık. Ben mahalleliyi, mahalleli de beni seviyor”
Bir zamanların bakanı, siyasetçi babasının mesleğini olumlu karşıladığını da söylüyor bizim Mehmet.
Ve bir de diyor ki; “ Babam; ‘Kendi ayaklarının üzerinde dur. Helal para kazan. Mesele bu ‘ dedi. Bence de bütün mesele bu”
Bakkal olmak, bunun karşılığında da  zaman zaman, bir de bahşiş meselesi yaşadığını da anlattı bizim minik Mehmet…
Ne yapıyormuş biliyor musunuz, topladığı bahşişleri? Mahallede yardıma ihtiyacı olan insanlara veriyormuş.
Büyüksün Mehmedim, büyük…
Bir de, bir mesele var ki, onu da aktarmadan bitirmeyelim bu günü.
Mehmet diyor ki; “Müşterilerin çoğu bakan çocuğu olduğumu bilmiyor. Şimdi haber olduk, herkes öğrendi. Galiba yandık.
Bir teyze var, bakan çocuğu olduğumu bilen.  ‘seni görüyorum, üzülüyorum’ diyor. Kendi bakıcısını gönderiyor ekmek almaya. ‘teyze sorun yok, biz seve seve yapıyoruz’ diyorum…“
Mehmedin 80 milyona verdiği ‘ikinci Ders’ şimdilik bitti.