Çanakkale Kent Konseyi diyeceğim. Diyeceksiniz ki, ‘Yetti artık bu Kent konseyi’ Ne var ki, önceki gece yapılan bir sosyal paylaşı açıklamasında geçiyordu yine Kent Konseyi.

Tartışmalı seçim sürecine ilişkin önemli bir isim olunca açıklamanın sahibi, haliyle dikkat kesilmemek de olmuyor.

Tarih verilmeden ertelenen seçim öncesi adaylığını duyuran Av. Ali Furkan Oğuz, adaylıktan çekilidğini anlatıyordu kısa v enet açıklaması ile.

Ve diyordu ki; “Değerli dostlar, yoldaşlar;

 Gördüğüm lüzum üzerine, Çanakkale Kent Konseyi Başkan adaylığından çekiliyorum. Bu süreçte desteklerini esirgemeyen herkese sonsuz teşekkür ederim”

Net ve oldukça anlaşılır dı mesaj.

Çekiliyordu da, ardından da ‘Bu daha başlangıç ‘ diye de ekliyordu… 

Çevre savaşçısı olan hukukçu sayın Oğuz; “Kaz Dağları'ndan Cerattepe' ye yaşam, ekoloji ve hak mücadelesine devam. Bu daha başlangıç !” çıkışı ile , Saf’ ını gösteriyordu. Ne diyelim. Kendisine bu yolda başarılar.
T
arih beklemekten sıkılmış olmalı ki sayın Av. Ali Furkan Oğuz, adaylıktan çekilerek, ‘Ne haliniz varsa görün’ mü demiş? pek de anlayamadım vesselam…

SOSYAL MEDYA YIKILDI…

Mart ayı meclisine adeta öfke hakimdi. Hani derler ya, Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Nasıl dı o söz? Daha değişikti de , neyse…

Canlı canlı TV’ den yayınlanan Meclis çok izlenmiş olmalı ki, içeriğinde geçen bazı sert çıkışlar ve açıklamalar üzerine, gece boyu adeta değerlendirme yarışı gerçekleşti, yaşanılanlara ilişkin…

Çanakkale’ ye seslenişlerde; ‘ÇANAKKALE  KAMU OYUNA DUYURULUR’ başlığı ile gelen de vardı, başka başka anlatımlarla gelende.

Sosyal medyada adeta, ard arda paylaşılarda en çok da dikkat çekeni;

 “Bir siyasetçinin, hele bir de belediye başkanı’ nın, kente hizmet noktasında neler yapılabileceği kentte neler eksik, hangi projeleri Çanakkale’ ye kazandırabiliriz konusunda,  belediye meclisinde bunları konuşmasını beklerken,  bir bayana, hatta meclis’ te birlikte görev yaptığı meclis üyesi ve gurup başkan vekiline uslupsuz, hakaret vari sozlerle,  hatta ailesini hedef alabilecek kadar duşmesi” denilerek, dile getirilen tepkilerin anlatımıydı.

Dün sabahtan itibaren, cigara tüttürüp, çay yudumladığımız gözde mekanımızda, eskisi yenisi tanıdık pek çok siyasetçi ile, Mart Meclisine ilişkin, konuşulanlara, üsluba ve hatta saptamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunduk. Tabi ki aklımız yettiğince, dilimiz döndüğünce.

Fakat en iyi tespit de, eski siyasetçi agalardan geldi. Örnek mi? ‘Başkan vurdu. İktidar durdu’

Ve hatta ötesi de geldi. ‘O kadar laf karşısında, ‘terk edip Meclisi çıksalardı’ diye…

Tabi bunlar ilk etapta edilen, hani şok üzerine yapılabilecek davranışlar olurdu da, neyse…. 

Vatandaşlar pür dikkat izlemiş olmalı ki, Mecliste edilen sözleri, paylaşı üzerine paylaşı vardı sosyalden. Tepkiler dile getirilirken, KAMUOYUNUN "DİKKATİNE…" başlıkları ile geliyordu serzenişler.

 Birbirine ardına, muhtemelen kopyala yapıştır yapılarak paylaşılanlarda vardı; uzun uzun mesai harcanarak yazılanlarda.
AK Parti il Yönetim kurulu üyesi Şerafettin Uyanık, ilk tepkiyi veren siyasilerdendi o gece.

 “Her ay yapılan belediye meclisi toplantılarına bakın sürekli olarak, Ak Parti grup başkan vekilimiz belediye meclis üyesi sayın Tülay Ömercioğlu’na,  CHP meclisi üyeleri ve belediye başkanı ülgür Gökhan tarafından sözlü taciz ve saldırıda bulunmaktadır” iddiası ile gelen o açıklama;

“Her sözlerinde laiklik ve kadına şiddet diye bağıran CHP’ li ler. söz konusu kadın Ak partili olunca saldırıyı kendinde hak ve doğru bulmaktadır” şeklinde bir iddiası ile sesleniyordu.

Devamında da; “Belediye Başkanı ülgür Gökhan’ ı, burada yapmış olduğu çirkin sözlerinden dolayı kınıyorum” diyordu.
Mart geldi pir geldi. Hava da malum birden soğudu. Siyaset ise bir anda kızıl kıyamet…

BÖYLE FIRTINALI GEÇECEĞİ,

 KİMİN AKLINA GELİRDİ…?

İçinde bulunduğumuz ve birebir hissettiğimiz haftanın önemine binaen, CHP Çanakkale Milletvekilleri Av. Muharrem Erkek ve Bülent Öz,  Deprem Haftası kapsamında hazırlamış oldukları Meclis Araştırma Önergesini, TBMM Başkanlığına sunmuşlar.

Ayvacık'ta yaşanan depremlerin ve genel olarak depremler sonrasında alınması gereken önlemlerin araştırılmasını talep etmişler. İsabet olmuş diyeceğim, olmayacak..

Önergede, “İnsanların kontrolü dışında gerçekleşen, can ve mal kaybına neden olan doğal afetler, genellikle kısa sürede büyük yıkımlara neden olmaktadır” anlatımı vardı.

Bunu görünce, ‘yani’ diyesim geldi. Neyse benim ne dediğim çok da önemli değil. Asıl istenilen ve TBMM’ ye sunulan ne?
Döneyim önergeye; “Son dönemde yaşanan depremlere ilişkin Çanakkale ilimiz önemli bir örnektir.

Ayvacık ilçemizde etkisini daha çok hissettiren sarsıntıların sayısı, Ayvacık ilçesi Gülpınar köyü açıklarında 6 Şubat 2017 tarihinde meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki depremden sonra bir hafta içerisinde 800'ü geçmiştir. 12 Şubat gününe kadar 1-2 arası şiddette 423, 2-3 arası şiddette 298, 3-4 arası şiddette 70, 4-5 arası şiddette 11 ve 5-6 arası şiddette 5 deprem meydana gelmiştir. Yaşanan bu kadar çok sayıdaki deprem, yurttaşlarımızda korku ve paniğe neden olmuştur” anlatımına ek, sayın vekiller Çanakkale'de yaşanan depremler sonrası bölgeye yaptıkları ziyaretlerden de söz ediyorlardı.

Edindikleri izlenimler ve sürekli gelen haberler doğrultusunda; iklim koşullarının olumsuzluğu, havaların soğuk olması, yağmur ve hatta kar yağışının gerçekleşmesi yaşamı zorlaştırdığını da eklemişlerdi önergeye.

Bu önergede asıl ilgimi çeken, nedenlerin araştırılması şeklindeki kısımdı ki, bunun nedeni ne kim; ‘şudur’ diyebilir, ben de hakikaten merak ettim.

Önergenin son bölümündeydi bahsettiğim bu kısım.

Deniyordu ki; “Bölgedeki depremlerin nedenlerine ilişkin kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi, bu depremlerin tekrar edip etmeyeceği noktasında önemli olmuştur”

Şimdi benim aklıma gelen, bir yetkilinin de aklına gelir de, “Bu doğal afet, adı üzerinde. Allah tan yani… “ denilirse ne yaparız?

Özetleyip ne dendiğini aktarayım. O bölüm tam da şöyle idi;

“Ayvacık ilçesi ve köylerinde hasara neden olan Çanakkale depremlerinin nedenlerinin araştırılması; yakın zamanda Çanakkale'de yaşanan depremler başta olmak üzere, diğer depremlerde edinilen deneyimler ışığında, yaşanma olasılığı uzmanlarca dile getirilen depremlere dair önlemler alınması, bu konuda dünya örneklerinin incelenmesi ve konunun uzmanlarının görüşlerine başvurulması amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz”

Hadi hayırlısı. Bir el atılır bu işe de çözüm olmasa da, rahatlatan bir adım atılır da, bizde her gece her gece, üç buçuk halinde olmayız.