Gözlerim dola dola okudum bu satırları.. Siz de, okuyunca anlayacaksanız; 'Ağlamak garanti yani...'

Gözlerim dola dola okudum bu satırları.. Siz de, okuyunca anlayacaksanız; "Ağlamak garanti yani..."
Çanakkale çocuğu farklıdır, nokta... Kızı da kullanır şu sözü mesela; "Naptı le Artlim ..."
Erkek halt etsin, bir  Çanakkale kızının yanında..
Şimdilerde, 'kız' , 'bayan' gibi tabirlere kızsa da yeni nesil; "Kadın denilecek" dese de vurgulu şekliyle, bizim için komşunun kızı,  mahalle çocuğu, Çanakkale kızı.. 
Tarih vermeyeceğim, çün kü dün gibi onu kaybedeli.. Kahkahası halen kulaklarımda.. Hey gidi kocae yürekli Ertan abi..
...   ...    ...
Boylu poslu, konuştu mu megafan misali.. Gürdü oldukça sesi.. Esprli idi aynı zamanda.. Okurdu, bilgi yüklüydü kendisi.
Takılırdım bazen; "Yürüyen Britanika" diye, atardı şen şakrak kahkahpısını, "ha, ha, ha,ha,ha,! diye..
...    ...    ...
SANILMASIN Kİ BU SATIRLAR, BİR SEVGİLİYE...
AĞABEY'E HİTABEN GELEN, İÇTEN, SAMİMİ,  DUYGU YÜKLÜ İFADELER...
ÇÜNKÜ BU YÜCE SEVGİNİN ADI; "AĞABEY..."
Çok oldu da o acı haberi aldığımız  günün üzerinden geçen süre, lakin dün gibi sanki..
Gazeteceliğe ilk başladığım günlerde tanıdım ben Artan abiyi.. 'Tuzlu bey' diye hitap ederdim,ne de hoşuna giderdi rahmetlinin.
Gülerdik, kahkaha ile o güldükçe bizde.. Ayrı bir pozitifliği vardı, her sohbete kattığı..
Günlerg eçti,. ahftalar da..Ayylar ayları kovaladı.. Uzunca bir üsre oldu o gideli..  
...     ...    ...
"SÜRE UZUN DA, ACI HEP AYNI BE ARTLİM... GEÇMEDİ, HEP AYNI ACÇI2 dern gib isanhki, biricik kız kardeşinin bu deikleri..
Tuzlu bey' in, koskoca muhtar kardeşi Ali gibi, bir de harbi dilikanlı, yüzde yüz  Çanakkale kızı, kız kardeşi Arzu'su vardır..
Adı Arzu; o bir Çankakale kızı, o bir bayan, o bir Z kuşağının tabiri ile kadın.. Fakat o aynı zamanda, bir anne..
Ağabeyini kaybettiğinde, çocuklarına sarıldı şüphesiz, Çankakele'sinden kilometrelerce uzakta yaşadığı İngiltere'de..
Yaşadığı acı büyüktü Arzu'nun.. Tarifi yok elbet.. Pek çoğumuzun yaşadığı benzer acılardan birini yaşadı anhsızın.. Temerli ayrılık yani.. 
Peki ya, dün yazdıkları..? Sanırsınız bu satırlar bir sevgiliye..
Sanırsınız, yaşanan tarifsiz bir aşk..
Yine sanırsınız, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı gibi bir hikaye..
Yok agacım yok.. Öyle değil bu hikaye.. Bu hikaye, sadece Çanakkale çocuklarınının hissetiğii türden bir sevginin hikayesi.. Kardeş sevgisi, ağabey özlemi ve dahası..
Ve işte o satırlar.. Ağlamak garanti.. Benim, otuz yıllık arkadaş abim, Tuzlu bey'e, biricik kız kardeşinden gelen satırlar..
 ...    ...    ...
"Tırnaklarım bu güne pençe ,bu güne siyahım yine.
Bu güne destursuz ,umrum olmadan günün canını yakma derdindeyim!
Gün’ün gününü bitirmek elimden olsun istiyorum. Senin kahkahanla oğlumu boğmak geliyor içimden!! 
Yaşamı kahretmek !! Ahhh keşke elimde olsada yapabilsem …
Keşke elimde olsa da yaşamadıklarımızı tamamlayabilsem, rafa kaldirsam eksikleri, toparlayabilsem Senden ve benden çalınan herşeyi, keşke, biri 'ya uyan' dese , ya da hic uyanma..!
Keşke kaldirabilsem seni uyuduğun yerden, kayalıklara gitsek, zulada 1 şişe şarap,karşida Kilitbahir kalesi, herşeyin eskidiği, unutulmaya yüz tuttuğu bir yerde, sadece biz ikimiz  olsak, hic eskimiyecekmişiz gibi, bam teline bassak o an da zamanın,orda dursa herşey.
Hiç konuşmasak ! Sadece ikimizin bildiği sırılsıklam bir özlem bu !
Sadece ikimizin bildiği tamamen kırık bir haykırış, sadece ikimizin görebildiği bir çığlık!
Hayatın zulasında birikmiş ne varsa hepsinden vazgecip kaçarcasına sana sığınmanın eşiğindeyim ve senden kalan sessizliğe..
Kırık bir kalple hayata devam etmenin hem günahını hem de yükünü yaşoyorum bu gün, bu yüzden ne olur beni affet!"
Böyle idi, bir Çanakkale kızının içinden geçen, sessiz ve de eşsiz feryat...
Sanmayın ki, bu sadece bir aşk.. Bu, bir aşkın da ötesinde, sadece sevenin anlayacağı bir feryat.. Giden ağabey, kalan ise kız gardaşş. K
Kaybedilen, tarifsiz bir acı yaşatsa da, öyle özleniyor ki , ne söz yetiyor anlatmaya, ne de feryat..
Ve bendeniz de diyorum ki şimdi, yine her zaman ki gibi; Rahmetin bol olsun arkadaş abim, nur içinde yat..