Konuk yazarımız döktürmüş yine..

Konuk yazarımız döktürmüş yine.. Ellerine sağlık Mehmet ağabey.. Pek güzel sözler, manidar değerlendirmeler ve işin özetini dile getirmiş.. Vallahi hayran kaldım denilenlere..
Kayseri’den gündeme dair sözler edip, bizlerle paylaşan Gazeteci Mehmet Uzel, “SAHİDEN DE OLMADI BE HACI BABA..” dedirten yorumuyla pek bir ilgimi çekti.. Paylaşmadan edilemez sözleri yüzümde ayrı bir gülümseme ile okudum.. 
“DOLAR YÜKSELİNCE ZAM YAPAN,  EZAN OKUNDU MU CAMİİYE KOŞAN…!” demeye getiriyordu ki sözü, bence de pek bir haklı idi mesleki büyüğüm sayın Uzel..
Dillerseniz, gündeme özel başlığı ve çağrısı diyeyim önce.
Diyordu ki Mehmet ağabey;  “DOLAR DÜŞTÜ ÇEKİN ŞU ZAMLARINIZI...” 
Sonrada başlıyordu yazmaya. Şöyle ki; “Kendine has yorumu ile Ispaha Pazarın da dükkanı olan Hacı babam, dolar yükseldi diye zam yapan, ezan okundu mu hemen Camiye koşan esnaflardan çok şikayetçi. 
Bide müşterisine,’şimdi namazdan geliyorum’ yeminler gırla. Bizim saf insanımız da inanarak  5 TL olan bir şeyi 10 TL satıyor..
Özellikle temizlik malzemeleri ardından vatandaş kendini virüsten korumak kollamak adına hijyen ve sağlık ürünlerine yöneldi..
Her dönemde krizde ortaya çıkan o utanmaz, şerefsiz vatan haini fırsatçılar var ya.. İşte bu krizde de ortaya çıktılar..” hatırlatması ile..
Düşündüm de, aklıma neler geldi şimdi.. Biz de benzeri konulara tanıklık ettik.. Hani diyorum, cezalar kesilenler de vardı..
Salgının başladığı günlerde,  şimdilerde 50 tanesi 10 küsür liraya satılan maskelerin bir adedini,   5 - 10 ve hat ta 15 TL’ ye satanları hatırladık biz de değil mi şimdi..!
Çanakkale’de yıl 2004.. Hatırlayalım bunu da..  on kuruşluk mum, ihtiyacı olana 10 lira idi mesela.. Elektrikler kesilmişti, günlerce… Sokakta bırakın trafiğe çıkabilecek bir araç, yürümek dahi imkansızdı,  buz pistine dönüşen yollarda… Sayayım mı daha..!!!
İşte o günlerde, fırsatçılığın adı olmuştu Karakış.. Dolar’ dan değil, soğuk ve kardan dı vurgunun nedeni…
Bu konuda daha neler denilebilir de,. Hadi neyse…
Ben döneyim Mehmet ağabeyin dediklerine.. Kayseri’ den ses veriyordu usta kalem.. Belli ki, tükenmez kalemini haylice vuuyordu masanın üzerine.. tak tak tak… diye..
Şaka bir yana, sonrası sözleri de pek vurguluydu Mehmet ağabeyin. Diyordu ki mesela;
“Vatandaş alış-verişe çıktı..Çarşı-pazara,markete  giden vatandaş şok oldu..
Bu durumu fırsat bilen bazı uyanık esnaflar fiyatlarda aşırı artış uyguladı..Vatandaş bir şok daha yaşadı..
Vatandaşı gözleri denetime çıkacak olan birilerini aradı..”
Sahi, neredene denetmenler.. Benim Çanakkale’den bahsettiğim 2004 kışında, vurgunculuğa soyunanların karşısında, karla dolu sokaklarda dolaşan tek güç Emniyet Müdürlüğü personeli durmuştu.. Hem de dimdik.. Fırsatçılara aman vermemişti dönemin Çanakkale polisi.. Hepsine bir kez daha Allah razı olsun diyorum bendeniz.
Ve dönüyorum, Kayseri’den ses veren isme, tükenmez kalemini tak tak tak diye masanın üzerine vura vura ş denilenleri yazana..
“Ama nafile kimsecikler yoktu ortada.. Zaten Kayseri’de de ‘Kör tuttuğunu öpmeye devam ediyordu’…
Alış verişlerde fahiş fiyatlar yüzünden zaman zaman tartışmalar da yaşandı..Vatandaş gene tek başınaydı..
Şimdi soruyorum her şeye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’mı koşacak..!!!
Nerede o denetim yapması gerekenler..Yan gel yat ayağında mı?
Evine akşam gelen..Fahiş fiyata canı ve cebi yanan Vatandaşın sesi olmaya devam edeceğim  fırsatçı esnafa ahlak dersi veren Hacı Babamın yanındayım…Ahlak varsa o dersi alırlar....
Namaz 5 vakit, ahlak 24 saat farz..Korona Virüs denildi..Maske 10 katına çıktı..Nedir bu ya..
Temizlik ürünleri bir anda fiyatı füze gibi yükseltildi..
Deprem oldu ev sahipleri kirayı 5 katına çıkardı..
Ramazanda da fiyatlar fırlıyor..Namaz 5 vakit,ahlak 24 saat lazım..Müslüman bir ülkede yaşıyoruz..” anlatımı ile, pek dikkat çekici ifadeler kullanıyordu  Mehmet Uzel..
Sözleri bir noktada, noktalanıyordu ebet.. Diyordu ki, noktayı atmadan evvel:
“ Hacı Babamın sözleri…Tokat gibi indi enselerine..’Namuslu esnafa hiç bir sözümüz yok..Ama Virüs mü, fırsatçılar mı daha hızlı yayılıyor bilemedik.. Korana Virüs geliyor maske 5 katına çıkıyor,15 TL ik kolonya oluyor 55 TL,makarna 3 katına çıkıyor..Deprem oluyor ev sahibini ağzını dolduruyor istiyor…Sorsan hepimiz müslümanız.. Ama gel gör ki,namaz 5 vakit,ahlak 24 saat farz..’… “
Bir çarpıcı başlık daha açıyordu  gazeteci Uzel..” SAVAŞ MI VAR ARKADAŞLAR..” vurgusu yaparak. Ve ekliyordu sonra da, tam da şöyle;
“Bir şey daha var tabii..O da bizim millet..Yani esnaf ve marketlere hatta bakliyatçılara hücum edenler..Savaş da bile yapılmayacak stok yapmaya kalkışanlar..Rafları indirecek kadar gözü dönmüş aç gözlüler..Kasada kuyruk oluşturanlar..Neymiş tedbirmiş..Kimse kusura bakmasın ama mutlaka söylemeliyim,”yesinler sizin tedbiriniz”..Bu ülkede ne yokluklar yaşandı..
Devlet, gerekli açıklamaları yapıyor,önlemleri alıyor..Dünyayı kasıp kavuran ölümcül virüsün elbette sonu gelecek..Önemli kısa bir dönem için hekimlerin uyarılarına titizlikle uyulması,toplumun panik havasından uzaklaşmasıdır..Eğer bu uyarıları ciddiye alıyor,kişisel bakımınızı ve temizliğinizi aksatmıyorsanız zaten olağan yaşam sürüyor…
Bu konuda ben İl Ticaret ve Sanayi Müdürlüğü elemanlarını,belediyelerin zabıta memurlarını göreve davet ediyorum…Lütfen piyasayı ve stokçuları denetlesinler..”
Nokta atmadan evvel, çağrısı net geliyordu Mehmet ağabeyin. Şöyle diyordu yani;
“Çekin zammınızı… Bu halk her şeyin en güzeline layık..”