.

Biri vatandaşlık üzerine, biri ise yer atı kaynakları..
Ne kabulü, ne kaynağı ne vatandaşlığı demeyin hemen. Anlatacağım..
Önce, nebi deryadan söz edeyim. Akdeniz’den..  Yer altı dediğim, denizin altı aslında.
Muhripler eşliğinde süren bir çalışmamız var, hani gelişmelerini merakla takip ettiğimiz o mesele. Kıbrıs açıklarında, doğalgaz aramamız.
Bahsedeceğim kabul için, sanırım “Altı maddelik muhtıra, kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarını çiziyor.” İfadesi özetle kullanılabilir.
Başkent gündemine göz atar iken rastladım şu başlığa çok dikkat kesildim. Şöyle idi başlık;
“Libya ile Doğu Akdeniz Mutabakat Muhtırası kabul edildi“
Abonesi olduğumuz İHA’ nın bültenindeydi bu dikkatimi çeken haber. Başkentli meslektaşım Ahmet Umur Öztürk yazıyordu kabulü.
Kısa, lakin önemli gelişmeyi anlatır haber, şu satırlarla başlıyordu; “Libya Ulusal Hükümeti ile Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtırası kabul edildi.”
Egemenliğin, Kayıtsız Şartsız Milletin olduğunu savunan en büyük çatı altında, yani TBMM’ de kabul görüyordu Mutabakat Muhtırası.
Haberde yer bulan bir diğer anlatımda ise, “TBMM Genel Kurulunda Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtırası'nın onaylanmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi.
Görüşmelerin sonunda oylamaya geçildi. Oylamada Mutabakat Muhtırası kabul edildi. Altı maddelik muhtıra, kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarını çiziyor.” İfadeleriyle kamuoyuna duyuruluyordu kabul kararı.
Anlamı ortada. Bence çok önemli bir konu, sık ça gündemimize giren şu kıta sahanlığı.
Benzeri söylemlerle, yıllardır karşımıza çıkan Ege kıyılarımız ve biraz ötedeki adalar için 6 mil tartışmasına da bir çözüm bulunsa, daha bir keyif alacağız ya şu meseleden, o da ayrı bir konu.
 İşin uzmanı değilim ancak, kıta sahanlığı olunca birimlerince meselede edilen, her seferinde komşuya öfkelenip, ağzına geleni de söylemeden, edemeyenlerdenim vesselam.
Kabul gören Mutabakat Muhtırası için, bakalım ilk tepkiyi kiler verecek. O’nu da merak etmiyor değilim..
Neyse. Üzerime vazife olmayan, uzmanı da olamadığım konu için yorum yapıp, kimsenin sinirlerini bozmayayım. Döneyim diğer kabule.
Başkent gündeminin, bir diğer dikkatimi çeken başlığından söz edeyim.
“Bazı kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde kararname ile Türk vatandaşlığı Kanunu’nda Değişiklik yapılması hakkında kanun teklifi kabul edildi” şeklindeki, birazcık da uzunca başlık diyeyim.
 Yine, başkentli acar muhabirin haberiydi bahsedeceğim. Ahmet Umur Öztürk ‘ ün kaleminden  bir diğer kabul anlatımı.
Uzunca diyerek, kendimce manidar bir söz ettiğim o cümle ile başlıyordu haber. Yani şu cümle;
“Bazı kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türk vatandaşlığı Kanunu’nda Değişiklik Yapılması hakkında Kanun Teklifi kabul edildi.”
 TBMM Genel Kurulu’nda kabul gören Kanun Teklifi’nden söz edeyim şimdi.
Gene kurul’da görüşülen,  375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türk vatandaşlığı Kanunu’nda Değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifiydi kısacası.
Bu konu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması konusu görüşülüyordu TBMM’’ de.
Peki ya, kabul gören kanun teklifi ne..? Öncesinde, bazı kanunlar diye belirtilen kısımdan söz edeyim.
Misal;  Emniyet Teşkilat Kanunu’na ilişkin değişiklik yapılıyor oluşu. Yani, İkinci sınıf Emniyet müdürlerinin en az bekleme süresi iki yıla çıkartılıyordu..
Kendisine tevdi edilen görevleri fiilen hayatını hiçe sayarak üstün bir cesaret, feragat ve kahramanlıkla yerine getirdiği tespit edilen personele ise,  İçişleri Bakanı tarafından Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası verilebilecek oluşu.
Ayrıca, Emniyet ve asayişin gerektirdiği hallerde, Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri bakanı onayı ile polis çevik kuvvet birimleri ve ihtiyaç görülmesi halinde diğer emniyet hizmetleri sınıfı personel geçici olarak başka illerde görevlendirilebilecek olmaları.
 Son yıllarda sıkça işittiğimiz bir diğer hitap şekli.  Baş polis..
Baş Polis memurları ve kıdemli baş polis memurları arasında yapılacak yazılı/sözlü sınavlarda başarılı olanların, Polis Akademisi Başkanlığınca düzenlenecek ilk derece amirlik eğitimini tamamlayanların Komiser yardımcılığına atanabilecek olmaları.
Uzun yıllar polis muhabiri olarak görev yaptığımdan, Emniyet ile alakalı bir gelişme olduğunda, kendimi konunun içinden bir türlü çıkaramadım doğrudur. Anlatmaya gerek yok, yazdıklarımdan da anlamışsınızdır her halde..
Meslek hastalığı bizde bazı durumlar. Misal, bir metne göz atar iken hızlıca okumamız gibi.
Habere odaklanmıştım ki, ‘Çardak’ ismini gördüm. “Aha, Lapseki Çardak mı yok sa?” demişim kendi kendime. Sonra  yavaşça göz attım metne ve anladım ki, Çardak, bizim çardak değil imiş..
“Denizli'nin Acıpayam, Bozkurt ve Çardak”  şeklindeki cümleden kaynaklıymış Lapseki Çardak tepkimin nedeni.
O cümleden de söz edeyim iyisi mi.. Malatya'nın Arguvan, Doğanyol ve Pütürge, Elazığ'ın Sivrice ile Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçelerinde yaşanan depremlerden zarar gören vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla düzenleme yapılıyor olmasından öz ediliyordu ayrıca, bahsettiğim bu haberde.  
Polis, adliye muhabiri olup da, Jandarma ve diğer güvenlik güçlerine ilişkin sözler geçince, dikkat kesilmemek olur mu hiç? Olmaz elbet. Olmadı da zaten.
Bahsettiğim kabulde, Jandarma Genel Komutanlığı emrinde görevli er ve erbaşların harçlıklarının ödenmesine ilişkin birinci ve ikinci derecede kalkınmada öncelikli yörelerde ödeme yapılacak birliklerin tespitinin yetkisi İçişleri Bakanlığına verileceği de geçiyordu.
 Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesindeki sözleşmeli personel de komutanlığın personeli arasında sayılacak. Bu kapsamdaki sözleşmeli personelin tabi oldukları mevzuatın belirtilmesi ve diğer tüm personel gibi tayın bedeli alabilmesi amacıyla düzenleme yapılacağı da..
 Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline nakdi tazminat ve ödüllerin dışında madalya da verilebilmesine ilişkin düzenleme de yapılacakmış. Sahil Güvenlikçilere, bu müjdeyi yerelden vermiş olayım…
 Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı sosyal tesislere ilişkin düzenleme de gündemde..
Ayrıca, Komutanlık, bu kapsamda vardiya yatakhaneleri, eğitim ve kongre merkezleri, sosyal tesisler, gazinolar, moral eğitim merkezleri ve kantinler kurabileceklermiş.
 Pilotaj eğitimini bitirenlerin yükümlülüklerine ilişkin kararlar da var. Bahsedeyim mi..? süre, 6 yıla uzatılacakmış.
Vatandaşlık konusuna, nihayet gelebildim. Öyle ya, vatandaşlık öyle çabucak olmaz. Bahsetmesi de, hemencecik olmaz diye düşündüm
Kabul gören ve başta bahsettiğim detay şöyle;
”Vize veya ikamet süresi sona eren ve durumları yetkili makamlarca tespit edilmeden önce Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunup hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancılara idari para cezalarını ödemiş olmaları ve bakanlıkça belirlenen süreleri aşmamış olmaları halinde Türkiye’ye gidiş kararı alınmayabilir.
 Hakkında sınır dışı etme kararı bulunan, kaçma ve kaybolma riski bulunanlar 48 saat içinde geri gönderme merkezlerine götürülecek.
 Sınır dışı edilecek yabancıların parası sınır dışı seyahat masraflarının tamamına yetiyorsa, bu tutar yabancıdan karşılanacak. Masrafları karşılamaması halinde Genel Müdürlükçe karşılanacak ve yabancının mevcut parası belirlenecek miktar haricinde Hazine’ye irat olarak kaydedilecek.”
Bu son bölümden, daha da  bahsetmek geliyor içimden. Neden mi? Nedeni, sığınmacılar için, bu güne değin türlü türlü iddialarla dillendirilenler..
Diyorlardı ya birileri sürekli; Hani, biz onları vatandaş edecektik..! Anlayana elbet bu değerlendirmem.. Kısa keseyim, kafa ütülemeyeyim. Haydin hoşça kalın..