Boğaz medya Sosyal Medya Hesapları üzerinden Canlı olarak yayınlanan Güncel Programında Ogün İnal’ın sorularını yanıtlayan Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, eğitim sorunları ile ilgili  önemli tespitlerde bulundu. Hacımusaların en çarpıcı tespiti ise öğrencilerin Tarikatların Kucağına itildiğini belirtmesi oldu.  Hacımusalar “Bu artık yerel yönetimlere de sorumluluk olarak yüklenmeli. İl Milli Eğitim müdürlüklerine de sorumluluk olarak yüklenmeli. Bir kız çocuğu vakıflara, derneklere teslim edilmemeli. Milli eğitim bizim bu çocuklarımıza sahip çıkmalı. Öğrenciler güvenli bir  ortamda akıl ve bilimin eşliğinde, belli tarikatların yuvasına düşmeden çağdaş bir eğitim almalı” dedi.
Boğaz Medya Sosyal Medya Hesapları üzerinden yayınlanan Güncel Programına konuk olan Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, eğitimde yaşanan sorunları  aktardı. Koronavirüs süreci, öğretmen sıkıntıları, okulların durumu konuları ile ilgili Ogün İnal’ın sorularını yanıtlayan Hacımusalar, sıkıntıları da bir bir aktardı. Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, eğitim sorunlarını aktardığı programda “Geçmiş hükümetlerde göreve gelen her Milli Eğitim Bakanı bir şeyler yapacağını vadediyordu. Fakat Türkiye’ de son 20 yıldır  ülkeyi yöneten siyasi iradenin farklı bakanları  bir çok değişiklik yaptı. Eskiden olduğu gibi Milli Eğitim Bakanı olan her isim ‘Ben yeni bir eğitim politikası üreteceğim’ dedi. 20 yılda 8 Milli Eğitim Bakanı değişti, bu süreçte de 18 kez müfredat değişti. Aynı siyasi görüşün ülkeyi yönettiği dönemde, böyle acı bir tablo ile karşı karşıyayız. Peki aklımızda kalan kadarı ile neydi bu eğitimdeki yapılmak istenen değişiklikler? Okula başlama yaşı 72 aydan 60 aya indirilmişti. Bu değişiklik olmadı. Bir kaç yıl sonra ‘bu değişikli tutmadı’ dediler okula başlama yaşını tekrar 72 aya çıkardılar. Mesela ‘el yazısına geçiş yapılacak’ dediler, bir süre sonra ‘olmadı değiştirelim’ dediler ve tekrar düz yazıya geçtiler. Bir başka proje öğrenci ikamet ettiği en yakın okula gidecek dediler, buda olmadı uygulanmadı. ‘Her öğrenci yabancı dil öğrenecek’ dediler yine gerçekleşmedi. En büyük projelerden biride Fatih projesiydi. Herkese tablet dağıtacağız ki bu proje keşke olsaydı da tüm öğrencilerin tableti olsaydı.  Bu pandemi koşullarında öğrenciler için çok iyi olurdu. bu proje için ciddi bütçeler ayrıldı. Ciddi ödemeler yapıldı. Bütçeler nereye gitti, proje dahilindeki akıllı tahtalar ekipmanlar ne oldu? okullarda kıyıda köşede çürüyen bir proje oldu Fatih Projesi. Bilişim sınıfları denmişti buda gerçekleşmedi. Her yıl okul kitaplarının içeriği değişiyor. Bu çok ciddi bir maliyet” dedi.
Artık Biz Bile Bu Sistemleri Takip Edemiyoruz
Sürekli değişen sınav sistemlerine de değinen ve Eğitim Sendikası olarak kendilerinin bile bu snav sistemlerini takip etmekte zorlandıklarını belirten  Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar “Eğitim sistemimizde bir karar veriliyor sınıfta kalma yok diye. Sonra bir karar daha geliyor sınıfta kalma var diye. Böyle bir belirsizlik içerisinde eğitim öğretim politikası  sürdürülüyor. Tabi birde üniversiteye giriş sınavının isimler var. artık biz bile bu isimleri takip edemiyoruz. ÖSYM ÖSS oldu, YGS oldu, LYS oldu, YKS oldu, TYT oldu, oldu, oldu. Ben rehber öğretmenin gerçekten takip etmekte güçlük çekiyorum. 4 yıl sonraki planın bilemiyoruz onu da bırakalım 4 ay sonra eğitimde neler ile karşı karşıya kalacağımızı bilemez olduk. Ben rehber öğretmen olduğum için öğrencileri üniversite sınavına hazırlıyorum. Kısa süre önce bakan dedi ki ‘Barajı Kaldırıyoruz’  şimdiye kadar öğrenciler bu baraj üzerinden bir sınava giriyordu. Bunlar aklımızda kaşan yaşanmış olaylar” dedi.
 Uzaktan Eğitimde Ciddi Adaletsizlikler Oldu
Koronavirüs pandemisi ile başlayan salgın döneminde öğrencilerin uzaktan eğitime geçmesi ile ciddi problemlerin yaşandığını ve 6 milyona yakın öğrencinin derslere erişemediğini belirten Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar “pandeminin Türkiye’ye gelmesi ile birlikte eğitiminde uzaktan yapılması kararlaştırıldı. Uzaktan eğitimin ilk dönemlerinde çok büyük problemler çıktı. Uzaktan eğitim aynı zamanda eğitim eşitsizliğini de beraberinde getiri. Birden fazla çocuğu olan aileler, hatta 3 ve fazlası çocuğu olan ailelerin çocukları internet altyapısı ve televizyon tablet ve telefon olmamasından dolayı uzaktan eğitimden faydalanamadı. Bu da eğitimde fırsat eşitsizliğine neden oldu. Milli Eğitim Bakanlığının verdiği istatistik bilgiye göre 18 milyon öğrencimizin 12.5 milyonu cep telefonu ile geriye kalan kısmı da tablet ve bilgisayar ile uzaktan eğitime katılırken, 6 milyona yakın öğrenci EBA’ya yani uzaktan eğitime ulaşamadı.  UNESCO’nun verilerine göre 15-19 yaş arasındaki her 5 kız çocuğundan birisi hiçbir şekilde eğitime ulaşamadı ve normal eğitime dönüldükten sonraki süreçte tekrar okula dönemedi. Her 10 erkek çocuğundandı 1 tanesi aynı şekilde normal eğitime dönemedi. Yüz yüze eğitime geçildikten sonra yapılan üniversiteye giriş sınavında uzaktan eğitim alamayan öğrencilerde uzaktan eğitime ulaşan öğrenciler ile aynı sınava girdi. Burada çok ciddi adaletsizlik oldu dedi. 
430 Norm Fazlası Öğretmen Var
Öğretmenlerin Koronavirüs sürecinde yaşadığı zorluklara ve öğretmen açığına da değinerek, Eş Durumundan Dolayı Çanakkale’de bulunan ve Mülki İdari Amirlerin eşlerinin de aralarında bulunduğu 430 Norm öğretmenin  bulunduğunu belirten Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar “öğretmenlerimiz bu dönemde uzaktan eğitimde evlerinden öğrencileri ile internet vasıtası ile görüntülü olarak bir araya gelerek derslerini anlattılar. Bu süreçte öğretmenlerimiz gece mesai sonrasında da öğrencilere takıldıkları konular konusunda eğitim vererek, öğrencilerin ders ile ilgili yaşadığı eksiklikleri gidermeye çalıştılar. Bu nedenle tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Ayrıca öğretmenlerimiz filyasyon ekiplerinde de görev alarak çalıştı ve bazı öğretmenlerimiz Koronavirüs nedeni ile hayatlarını kaybettiler.  Öğretmen sayımız konusundada bilgiler vereyim. Çanakkale genelinde şu anda 5 bin 700 öğretmen görev yapıyor. Sözleşmeli öğretmenlerimiz ile bu sayı 5 bin 780 oluyor. İhtiyaç olarak Çanakkale 616 öğretmene ihtiyaç var. fakat 700 civarında da norm kadro fazlası öğretmen var. Bu norm fazlası öğretmen nereden kaynaklanıyor. Merkezde yada ilçelerde mülki amirlerin eşleri, yada eş durumundan kaynaklı. Çanakkale merkezde 430 norm fazlası öğretmen var. öğrneğin yönetici  olmuş. Yöneticilik görevi bitmiş il milli eğitim bünyesinde bu öğretmenler norm kadro fazlası olarak bekliyor. Eskiden bu öğretmenlere depo öğretmen denirdi. Hep diyoruz ya planlama olması gerekiyor diye. Milli eğitim bu konuda bir planlama yapmalı” dedi.
Çanakkale’de Okul Öncesi Okullaşma Oranı Çok Düşük 
 Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar  “  Çanakkale’ de okul öncesinde okullaşma oranının yüksek olduğunu düşünüyordum. Şuanda 3-5 yaş grubunda okullaşma oranı %45 oranında. Bu rakam bayağı bir düşük. Çanakkale gibi aydın bir kentte bu oran okul öncesinde eksik. İlkokullarda okullaşma oranı %94, ortaokullarda %9, liselerde %93 gibi bir okullaşma oranı var. Ülkemizde %5’lik, %7’lik bir okula devam edemeyen öğrenci çok büyük bir oran. Bu durum 21. yüzyılı  yaşadığımız bir süreçte oturulup konuşulması gereken çok önemli bir konu .ben rehber öğretmenin örgün eğitimden o kadar çok açık liseye gelen öğrenci var ki. Bu öğrenciler yüz yüze eğitimden uzaklaşıyor. Bu çocukların ev ortamları, aile yaşamlarının ne olduğunu tam bilemiyoruz. Bu çocukların mutlaka yüz yüze eğitime gitmeleri için gerekli olanaklar sağlanmalı” dedi.
Öğrenciler Vakıf,  Tarikat Ve Derneklerin Kucağına İtilmemeli
Çanakkale’de özel okullarda çok ciddi bir özel okul artışının da olduğuna dikkat çeken Hacımuslar  “Çanakkale’de bildiğim kadarı ile 62 tane özel okul var. Çanakkale’de özel okullarda ciddi bir artış var. burada ekonomik durumu iyi olan kişiler bir şekilde özel okullara doğru kayıyor. Fırsat eşitsizliği derinleştiren durumlardan biriside bu durum.biz kamuyu desteklemek zorundayız. Biz bu fırsat eğitimini yaratmak durumundayız. Yurtlarda kalan öğrenci 850 civarında ortaokul ve liselerde. Bu öğrencilerin yaşam koşullarının çok iyi düzenlenmesi gerekiyor. Hala örneğin ilçelerin ve köylerde olan kız çocukları orada lise olmadığı için merkezde barına bileceği güvenli bir yurt ortamının sağlanması gerekiyor. Bu artık yerel yönetimlere de sorumluluk olarak yüklenmeli. İl Milli Eğitim müdürlüklerine de sorumluluk olarak yüklenmeli. Bir kız çocuğu vakıflara, derneklere teslim edilmemeli. Milli eğitim bizim bu çocuklarımıza sahip çıkmalı. Öğrenciler güvenli bir  ortamda akıl ve bilimin eşliğinde, belli tarikatların yuvasına düşmeden çağdaş bir eğitim almalı. Bu konular bizim için önceliklidir. Bu konuları sürekli takip ediyoruz. Aladağda bir yangın çıkmış 30 öğrenci bu yangında hayatını kaybetmişti. Eğitim sen olarak kız ve erkek öğrencilerimizin yaşadığı sorunların takipçisiyiz” dedi.
 
Cuma Deeren