.

Bir siyasetçi düşünün. Hem de Milletvekili. Ziyarete geldiği adreste, siyasetin ‘s’  si konuşulmuyor.
Bu ifadem üzerine, sanırım, ‘Olur mu öyle şey?’ diye sordunuz içinizden..
Lakin, doğru okudunuz yazdıklarımı.  Dediğim gibi, siyasetin  ‘s’ si geçmedi sohbette…
Amacına ulaşılacağına inanılan Harekat’ tı ziyaretteki sohbetin konusu. Haklıydık çünkü Milletçe, haklı olduğunu bildiğimiz davamızda.
Davamız; kahrolası terörün kökünü kazımaktı yılardır. Mücadele buydu uğruna can verdiğimiz Türkiyemde.
Binlerce Aslan parçasının terörü bitirmek adına süren mücadeleler esnasında Şehit düştüğü cennet vatanda, sayıları parmakla sayılır kadar azalan terör destekçileri bir yana, 80 Milyonu geçkin nüfuslu ülkemizde, Milletimizin tüm duaları, kökleri korusun diyedir bu hainlerin…
Birileri olacak belki yine, gelecek süreçte de.. Hainlerin yandaşlarına,  İşbirlikçileri diyeceğiz, ya da destekçiler. Kısacası, bitmeyecek belki bunların lanet olası kökleri. Misal, Ayrık otu gibi..
Bunlardı konuştuklarımız, yarım mı desem, bir saat mi… hayli hararetli sohbet sırasında kullanılan  ifadelerle geçen..
Eski vekildi ziyarete gelenimiz, Çanakkaleli siyasetçi Ayhan Gider..Dahası yoktu ifadelerin. Dualarla geçenleri vardı denilenlerin. Hatta, Fetih Suresinden bir bölüm..
Çanakkale Ruhu ile konuştuk, yarım mı desem bir mi..! Dakikaların önemi de yoktu aslında, sonuçta birdi duaların nedeni… 
Bir siyasetçi düşünün, ‘s’ sini konuşmayan siyasetin. Mesele siyaset ötesiydi çünkü, Milli davamızdı aslında mesele. Kökü kesinlikle kurutulması gereken, kahrolası terördü mesele.
Bitmesi, üstelik bir daha başlamamak üzere kapanması gereken bir konuydu kısacası ülkemiz için terör meselesi..
Mehmetçiklerin kalbiyle, aynı anda atarcasına atıyordu kalplerimiz sanki. Öylesine derindi konuştuklarımız. Verdiğimiz Çanakkale’ deki   kahramanlık örnekleri de vardı, iki üç ifade arasında geçen.. 104 yıl önce yazılan Çanakkale destanıydı bazen de konuştuklarımız.  
Yine, yinelenen Çanakkale ruhuydu yani şimdiki mesele. Yeniden değil, daim canlı kalan Çanakkale ruhuyla ediliyordu yani tüm sözler. 
Mehmetçiğin kayıtsız şartsız destekçisiyiz diye dile gelen ifadelerin nedenini, halen dahi hainlikte sınır tanımayanlara tekrar etmek gerektiğindeki ısrarcılığımız dışında, siyasetin ‘s’ sini dahi konuşmadık kısacası.
 Bu arada ısrarla tekrar etmemiz gereken bir cümleyi, tekrar etmeden edemeyeceğim, izninizle..
Diyeceğim ki naçizane; “Mehmetçiğin, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla yürüttüğü ‘Barış Pınarı Harekatı’ nda, Milletçe hepimizin vereceği desteğe ihtiyacı var.
Silah arkadaşı olmayacağız vereceğimiz destekle Mehmedin.. Fakat Mehmetler bilecek ki, 80 Milyonluk Türkiye’nin kalbi onlarla atıyor. Mehmetler bilecek ki, anlık değil ettiğimiz dualar. , Harekatın sonuna kadar, üstelik aralıksız edilecek onları Muzaffer edecek dualar. Mehmedin en büyük yar daşı, gar daşı  olacak Fatihalar….”
Çanakkale ruhuyla atan yüreklerimiz, sizlerin hep yanında, bilesiniz Mehmetçiklerimiz...