.


Gündemin tartışma konusuna dönüşen sözlerin sahibi,  Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç oldu. Hatırlatmayayım o sözleri. Lakin, şunu da demeden ‘Kim ki onlar?’ sorusuna nasıl yanıt aranılır. O nedenle, bir şeyden söz etmek gerekiyor.
Katıldığı TV programında,  kendisini eleştirdiği için AK Parti Grup Başkanvekili Av. Turan’a yüklenen Bülent Arıınç’ a, acaba kimler şikayete gitmiş? ‘Milletvekili Turan’ı alın İstanbul’a’ diye… şikayetçi olmuşlar. Vallahi merak etmemek elde değil.
Acaba diyorum içimden; gidenler, hep dillenen o isimler miydi? Hani şu, AK Parti içindeki ‘AKP’liler…!
Bir tık ötesi başka bir söylemde, Truva atları olarak da isimlendirilenler miydi acaba sözü edilen şikayete gidenler?
Kimsenin yaptığı yanına kazanç olarak kalmaz. Böyle der atalarımız. Gün gelir, o isimler de bir gün açık edilir elbet. O vakit, ben gibi meraklananların, merağı da giderilir.
Kısacası, beklemek gerek.. Beklemek ve görmek, ya da şöyle mi demeliyim; görmek ve de işitmek için, kesinlikle beklemek gerek..!
İstihbarat denilen şey,  aslında bilginin paylaştıkça çoğalması. Bu konuda bilgisi olanlar, paylaştıkça, istihbarat çoğalır, Şikayetçilerin ipliği de bir şekilde, Pazar hali.
Hazır Pazar demiş iken, yarın Pazar. Pazar günü de belli ki bu bahsettiklerimiz konuşulacak kamuoyunda. Pek çok düşünce, akılda oluşan tezlerle yoğrulacak. İsimler sıralanacak belki de. Yani sıralanan isimlerin yer buluğdu liste uzayacak.
Siyaset, kısacası zor zanaat. Yaranmak zordur derler, ne vakit konu açılsa. Haliyle, hep işitmişimdir bu sözü, eski siyasetçilerden, politikanın kurtlarından.
 Pazar gününün mutlak konusu, bu gün de konuştuklarımız olacak. Değerlendirmeler gelecek okkalı sözlerle.
Biranda gündemin tartışılanı denilenlere, ortak imzalarla gelen bir açıklama vardı dün gelen.
Topluca atılan imzalar, Milletvekili Turan’a destek içindi kısacası.
Bu noktada, benim de kendime has bir sözüm olacak. Şöyle diyeceğim misal: “Ben zaten Turancıyım…’ Lakin, aklınıza düşen türden ‘Turan’ cı değil. Turan benim için, farklı bir anlam.
Anlayan anlamıştır, Turancıyım çıkışımı. Anlamayana da şu dakikadan sonra zaten  davul zurna, daha da az.
 Sayın vekil Turan;  “Dün çıkmış bir ağabeyimiz, yok Ahmet Türk'ün terörle ilgisi yokmuş. Hadi oradan yahu.” demiş ve fitillenmişti sert ifadeler, tehditkar söylemler.
AK Partinin önemli isimlerinden Arınç, bizim vekil için önce;  “Bülent Turan, benim sana bir ağabeyin olarak tavsiyem budur. Boyundan büyük işlere karışma.” şeklindeki ifadeleri sarf ediyor, ardından, da  Çanakkale Merkez Sağ’ının Turan’ı sahiplenmesine neden olan şu sözü ediyordu;“Sana yazık olur. Herkes haddini bilsin.”
İşitenin aklında; ‘Bu sözler, tehditkarlık değil de nedir?’ sorusunun oluşmasına yetiyordu bu ifade. Haliyle de, bir anda oluşuverenin adıydı;  Vekil Turan’a, KALE Gibi,  Çanakkaleli destek. 
Çanakkale siyasetinde, merkez sağ partilerin iktidar dönemlerinde adı efsaneye çıkmışlardan tutunda, halen adı ‘Siyasetçidir..’ denilerek anılan  isimler bir yana, bir de İktidar partinin Belediye Başkanları ses verdi Turan’a ithafen tehditkar sözler karşısında, destek için.
Hem de açık destek. . Biga Belediye Başkanı Bülent ERDOĞAN, Ezine Belediye Başkanı Güray YÜKSEL, Lapseki Belediye Başkanı Eyüp YILMAZ, Yenice Belediye Başkanı Veysel ACAR, Karabiga Belediye Başkanı Ahmet ELBİ, Gümüşçay Belediye Başkanı Adnan PASTIRMACI, Terzialan Belediye Başkanı Tuncay GÖYMEN, Geyikli Belediye Başkanı Mevlüt ORUÇOĞLU, Evreşe Belediye Başkanı Ali Kamil SOYUAK, Kalkım Belediye Başkanı İbrahim TAŞKIN
Netti edilen sözler, okkalıydı sunulan örnekler. Ata sözleri de geçti içinde, ata yadigarı sağlam düşünceler de… Ruh vardı birde, sarsılmaz, hiçbir vakit yıkılmaz Çanakkale ruhu..
Kısaca, şöyle denilebilir di; “ORTAK ÇIKIŞ, ORTAK İMZA, SONUNA KADAR DESTEK İÇİN BİZİM VEKİL TURAN’A”
Kaleme alınan açıklama için, sanırım şöyle denilebili; “Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Arınç’ın HDP’li Ahmet Türk ile ilgili açıklamasına tepki veren, Milletvekili Turan’a ithafen Arınçtan gelen sözlere,  Ak Partili Belediye Başkanları’ nca değerlendirme geldi”
Baştan da bahsettim ya, açık açık sözünü edenler;  Biga, Lapseki, Yenice, Karabiga, Gümüşçay, Terzialan, Geyikli, Evreşe ve Kalkım Belediye Başkanlarıydı.
Verdikleri örnek de çok dikkat çeken türdendi. Diyorlardı ki;
“ Dervişe sormuşlar : ‘Bir adam senin hakkında konuştu’
Dervişte demiş ki : ‘Kendi sayfasıdır istediği gibi doldurur’
Velhasıl deriz ki: “Onlar boş sayfasını doldursun, biz işimize bakalım…’”
Sonra da, Milletvekili Turan’ın, işini aşk ile yapan, aşk ile çalışan, görevde olduğu süre içerisinde herkesin milletvekili olan ve hiçbir zaman ayrım yapmayan bir insan olduğuna vurgu yapıyordu Çanakkaleli başkanlar.
Özetti aslında dile gelenler. ‘Yekten’ di ayrıca. Deniliyordu ki; Milli birlik ve beraberlik ülküsü ile hizmet eden insandan bahsediyoruz. Bülent Turan.
 Lakin benim aklımda, halen kim di ki o şikayetçiler. Bu kdar yekten dile gelenler gibi, şikayetçiler de acaba diyebilirler mi, ‘Bizdik…?’
Var mıdır acaba böylesi yürekliler..!
Şikayet, basittir. Beğen beğenme edilir. Şikayet, çalışan için de gelir, çalışmayan için de. Şikayet, insanın olduğu her yerdedir özetle.
Çanakkale için, Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarına imza atmış bir isim olduğunu defaten dile getirdiğim vekil Turan’ ın işi zor vesselam. Zor sözü az kalır aslında, ultra zor…
Bir adımı 40 gün sırtında taşı, bir gün yoruldum de bırak, işitmediğin söz kalmazdır ya, bu işte siyasette, yazık ki,   böylesidir  vesselam…!