.


“Gezi olmasın !” derken, provokatörlük ile suçlayanlar vardı. “Pardon ne demiştiniz!”
Alın size provokatör…!
Ben değildim gezi parkı eylemlerinde koordinasyon kadrosunda görev alan. 
Sosyal medya üzerinden planlı şekilde germe çalışmalarına katılan.
Ve de,  sloganlar üreten, hashtag’ ler  açan..
Şimdi bakıyorum da, nöbet mahallinde sözde görev sunulan, sözde oluşan komite ce görevlendirilenler.
Çok sıkı araştırmaya gerek de yok aslında. Sosyal medya veriyor yanıtı. Kim olduklarını, kendilerini tanımlayan isimle anlatıyor birileri. Yani; merak edilen soruya bu anlamda cevap veriyor. Neyse uzatmayayım…! Bana ne ki…?   
Görülen köyden söz etmek, olacağı görmek olarak algılanmaz elbette. Müneccim de değilim üstelik, o birileri gibi…
Bağıra bağıra geleni fark etmek, birilerine göre provokatörlük ise, eyvallah… Benim de işim bu. Sezmek…
Tarihi bilmek, tarihte yaşanılanları hatırlamak, ister istemez insanda sezgiyi arttırıyor bir tık. Başkalarının sezgisinde bir tık azalma var ise, o da benim sorunum değil elbet.
Denildi ki Alman parmağı var bu işte. Denildi ki, o vakıf…  Hatırlayın söylenilenleri, öngörüyle dile gelenleri.  Hani şu Hamlemitoğlu cinayetine ismi karışan vakıf… 
Bir de unutmadan; Muhtemeldir ki, uçakla gelip, çay randevusu alan isimler de bu işin içinde. 
O’ nlar dan da söz edeceğim de, isim hafızası bende hayli gayri nizami… 
İyisi mi isim vermeyeyim şimdi bu ismi. Bu arada, bir yetkili tarafından o ismin geçenlerde telaffuz edildiğinden de söz etmeyeceğim şimdi. Meraklanmasınlar birileri yanniiii…
Yanni arama motorundan da baktım, google amcadan da sordum, adres hep aynı. 
Üstelik kişiler ve haliyle isimler de… Adres hep aynı yanniiii…
İşin içinde onlar olur da, TV kanalları olmaz mı hani…? Olmaz mı! olur elbet… Oldu da yanniii…
Birileri germe peşindeydi günlerdir, onların emrinde de teknoloji…  Hayli lüks tuvaletten tutunda, daha nicesi.
Yurt dışından gelen TV muhabirleri, görevleri ise Çanakkale’yi karalama projesi.
 Biz kordonda, açılış saati mesaiye bağlanmışlara edelim, o’ra da öyle mi ya…?  Kakabüs… Sifonu var, musluğundan akan suyu, peçetesi, havlu mendili. Aynası hatta… Parası mı? Vallahi kiralanmış da, kimden, kaç para ya, onu ben bilmem. O’nu bilen bilir. Tosun Paşa… 
Ne ala memleket tüm İmkanlar emrinde, dönüştürüver istediğin şekline…
Allahtan Zaferin günü bu gün. ANAFARTALAR ZAFERİ’NİN YIL DÖNÜMÜ…açacaktım bayramlık ağzımı… Verip veriştirecektim de, bayram sonrası artık.
Bundan sonraki mesai ve enerimizi, yine Çanakkale hayrına kullanmaya ant’ lan dık, biline….
Hep söylüyoruz, “bizim için: mesele Çanakkale ise, gerisi teferruattır..”  diye. Ya anlamıyorlar, ya da anlamak istemiyorlar. Ya da; işlerine gelmiyor meselemiz. 
Çanakkale olunca meselemiz, inatla anlatmaya, inatla aktarmaya, inatla yazmaya biz yeminliyiz kardeşim…
Ne başka Çanakkale var bizim için, kalbimize gömdüğümüz tarifsiz sevgisiyle Aşık olduğumuz…
 Ne de Çanakkalem niyetine seveceğimiz başka bir şehrimiz
 Var sa yok sa, üstelik de inadına Çanakkale kardeşim… 
Çok şükür 7 göbekten bağlıyız bu Aziz Şehrimize. Toprağına, suyuna, ayrı bir sevdamız var. Mış gibi, miş gibi yapmadan seviyoruz biz Çanakkalemizi.
253 bin Kefensiz Çanakkale aslanı, kahraman Şehidi toprağına emanet almış bu coğrafyanın, yaşayanıydık 7 göbekten dün…! 
Bundan sonra da Rabbim ömür verdikçe devam edeceğiz çok şükür…!.
Derdimiz, sevdamız, meselemiz Çanakkale olunca, ne şer’den, ne de sel’den evellallah…
Yalansız, dolansız, abartısız, doğru neyse peşinde olacağız..Doğruları yazmaya devam yanniiii… 
Açmayayım diyorum da bayramlık ağzımı, tutamıyorum yine de. 
Yaşatmaya çalıştıkları, sahnelemeye uğraştıkları tiyatroyu biliyor, görüyoruz. 
Üstelik; Senaryolarını değiştirseler de, çok şükür anlıyoruz.
Süreci başından buyana hatırında tutan,  gelişmeleri tarih tarih anımsayan…
Üstelik; Atılan imzalardan tutun da, sonrasında gelişenleri, geliştirilenleri de unutmuyoruz mesela.
Üst akıl ile hareketlendirilenleri de çok şükür biliyor ve görüyoruz. 
Takibi mi…? Maalesef ki, o’da işimiz olsaydı, takibini de yapardık. Vakit yok, o’nca üst akıl emir erini takip etmeye…
Çanakkalem için bir tek ‘dileğim’ var : “ Sen HUZUR Yüklü Ol Yeter…”
Bayram bugün. Zafer günü. ANAFARTALAR ZAFERİ’ nin yıl dönümü.
 “Nere de kalmıştık?” diye sormadan, devam elbet gündemden söz etmeye. 
Yaşanılabilir tek Şehir Çanakkale ve onu hak eden Çanakkaleli, Haydin Aziz Millet Görüşmek üzere…