HİÇ UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ..

Son sözleri; 'VATAN SAĞOLSUN” olan kahramanlar, Nurlar içinde uyuyun..

Dile kola, tam 81 denizcimizi şehit verdik, o korkunç deniz kazasında.

Kordona çıkıp, şöyle bir baktığımızda Nara Burnu’na, ilk aklımıza gelenler oluyor, 81 şehit denizcimiz.

İsveç bandralı Naboland iisimli şilep ile çarpışarak batan Dumlupınar Denizaltısı’ yla birlikte, 81 şehidimizin ailelerinin yürekleri de gömüldü boğazın derinliklerine.

Facianın yaşandığı o noktada, ayrı bir hüzün yaşanacak yine bu gün.. Dinmez acı bir kez daha akılara gelecek, dualar şehitlerimizin ruhlarına armağan edilecek. O tarifsiz acı, aslına bakar isek hiç aklımızdan çıkmıyor..

Son sözleri  "Vatan sağ olsun" olan o yiğit denizciler, bu ifadeyi Türk Milletinin hafızasına kazıdı, 1953 yılı Nisan’ında.

Tarih; 4 Nisan 1953'dü. İsveç bandralı Naboland şilebi ile çarpışması sonucu sulara gömülen, 81 denizcimize, demirden tabut olan Dumlupınar, o günün şartlarında tüm uğraşlara rağmen yüzeye çıkarılamamıştı.

Dumlupınar Denizaltısı'nda şehit düşen 81 denizci anısına düzenlenen törenlerde, hep duygu yüklü anlar yaşanır.. Tutamazsınız gözyaşlarınızı, sicim gibi süzülür o yaşlar.

Kurtarma çalışmaları için derinlere dalan bir dalgıcımız, Denizaltında, bir Mağbeti andırıyor diyere tarif etmişti Dumlupınar’ ı..

O GÜN EDİLEN, O ÇOK ANLAMLI SÖZLER

TCG Dumlupınar, 1953 yılında, 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece su üstünden seyrederken, saat 02: 10 sularında, Çanakkale boğazı Nara Burnu açıklarında Naboland isimli İsveç bandralı şilep ile çarpışmıştı.

Naboland, baş torpido dairesinin sancak tarafından Dumlupınar'a ağır hasar vermişti. Adeta, çiğnemişti Dumlupınar’ı, üzerinden hızla geçmişti.

Çarpışmanın şiddetiyle, Boğaz geçişi için dış güvertede bulunan Dumlupınar'ın 8 mürettebatı,  denize savrulmuştu o onlarda.

8 kişiden 2 si pervaneye takılarak, biri boğularak şehit düşmüştü.

Olay yerine ilk olarak Gümrük Motoru gelmiş, sağ kalan 5 kişiye hayat eli uzatılmıştı.

Denizaltı öylesine hızlı batmıştı ki, geminin içindeki 81 kişiden yalnızca 22'si kıç torpido dairesine sığınabilmişti.

Burada mahsur kalan 22 kahraman,  battı şamandırasını su yüzüne fırlattmayı başarmıştı,  böylelikle kurtarma ekipleri, onlarca metre diriliğe gömülen denizaltıdaki personel ile irtibat sağlamıştı.

Korkunç kazanın yaşandığı o geçenin elbette ki sabahı olmuş,  gün doğmuştu yeniden..

O gün ilk yaşanılanlar..

Güneşin doğmasıyla birlikte civarda dolaşan balıkçı tekneleri tarafından battı şamandırası görüldü. Gümrük Motoru derhal şamandıranın yanına geldi.

Gümrük Motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz,  şamandıradaki ahizeyi kaldırarak ve 'Alo' diyerek cevap bekledi.

Denizaltıdan cevap veren Astsubay Selami Özben; elektriğin kesik olduğunu, geminin sancak tarafına 15 derece yatık olduğunu, kıç torpido dairesinde 22 kişi oldukları bilgisini paylaştı, ‘alo’ diyen o sesle.

 Selim Yoludüz, Kurtaran gemisinin geleceğini söyledi, irtibat kurduğu Denizaltı personeline.

.Daha sonra ise Üsteğmen Suat Tezcan, aynı telefon vasıtasıyla Astsubay Selami ile irtibat kurdu.

Üsteğmen Suat Tezcan ile Astsubay Selami arasında şu konuşma tarihe geçti.

-Alo Dumlu…  diye başladı ve sonrası:

Ben Üsteğmen Suat...

-Evet efendim, ben Selami...

-Selami nasılsınız? Biz geldik, şimdi bana durumu anlat..

-Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı.

Bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik. Şimdi manevra dairesi suyla dolu...

-Kaç kişisiniz orada...?

-Diğer dairelerle irtibatınız var mı?

-Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.

-Merak etmeyin, Kurtaran geldi, biz buradayız.

-Efendim manometre 267 kadem gösteriyor, doğru mu?

-Selami, Kurtaran geldi. Şimdi kurtarma işlemine başlanıyor. Ben biraz sonra yine gelirim.

-Peki efendim...

Üsteğmen Suat bu konuşmayı rapor ettikten sonra, yeniden telefon başına gelerek aşağıdakilere moral vermek istedi;

-Alo Selami.-Evet Dumlu.-Selami nasılsınız?

-Efendim hava biraz fenalaştı.

-Moralinizi bozmayın. O hava size daha iki gün yeter. Sen çocukları yatır. Sigara içmeyin.

-Yok efendim hepsi yatıyor. Sigara da içmiyoruz. Işık da yok, karanlıktayız.

-İhtiyaç lambalarını kullanmayın, lazım olacak.

-Kullanmıyoruz, zaten birinin ışığı çok zayıfladı.

Bu konuşmanın ardından, Astsubay Selami, kurtarılma ümitlerinin olmadığını anladı.

Denizaltından duyulan son cümle, Astsubay Selami'nin "Vatan sağolsun" sözleri oldu.

Bir süre sonra denizaltıyla tekrar irtibat kurulmak istense de, Üsteğmen Suat seslenişlerine cevap alamadı.

Aşağıdan sadece bir takım gürültüler ve inilti sesleri duyuldu.

Çalışmalar esnasında, şamandıranın telefon kablosu kopunca, denizaltıdan bir daha haber alınamadı.

Denizaltıdan sadece çarpışma anında köprü üstünde bulunan Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu, Üsteğmen Kemal Ünver, Üsteğmen Haşan Yumuk, Astsubay Başçavuş Hüseyin İnkaya, Astsubay Başçavuş Hüseyin Akış kurtulmuştu.

İçlerinde Komodor Kurmay Albay Hakkı Burak'ın da bulunduğu 7 subay, 35 astsubay, 39 er olmak üzere, 81 denizcimiz şehit olmuştu..