KKTC’den, Esenboğa’ya, oradan HAVAŞ’la hevesli hevesli Ankara’ya gelmek, ayların beklentisi içinde Başkent’e merhaba diyebilmek…

 

 

                                ANKARA’DAN  MERHABA !..

KKTC’den, Esenboğa’ya, oradan HAVAŞ’la hevesli hevesliAnkara’ya gelmek, ayların beklentisi içinde Başkent’emerhaba diyebilmek…

“Mart ayı dert ayı” denir ya, şimdi Ankara’da seçim ayı her taraf  bol bol başkan adaylarının afişleriyle, parti bayraklarıyla her gelip-geçene merhaba, bizimlesiniz değil mi? gibi söylemlerle, afişlerdeki pozlar; beni gör, bana oyunu ver, benden hizmet al, hizmet bizden, bizi oyalamadan OY sizden olsun der gibi. bakışlar seçmeni takip ediyor…

Adayların afişlerine bakınca güldüm-düşündüm; aynı partinin ,aynı düşüncenin adamları olanlar, ayrı ayrı partilerde olunca (çoğunu isim olarak, birkaçını da şahısolarak tanırım), zaman ve zemin kavramı, ideolojileri de mi değiştirdi diye düşünürüm, ben mi yanlış düşüncedeyim, diye eleştirel bakışla da kendimi yargılarım…

Belediye seçimleri için aday olamayanların, zıt görüşleriçindeki ayrı ayrı partilerden aday olmalarını da acaba seçim-sel-geçim-sel mi, aday olamayınca da küsüm-sel küreselleşme başladı gibi bir mesaj gönderme mi vardır, partilerine ?!..

Vatandaş ne diyor, acaba ? AVM’lere giden, alış-verişyaparken vatandaş fiyatları görünce, afişlerdekileri adaylarıafişe ediyorlar…

Seçimler, CUMHURİYET ülkesi için elbette önemlidir...

Siyasetçiler, seçim zamanı seçmenin ZAAFIN-dan hareket eder, ama seçmen de siyasetçinin geçmişteki davranışlarınıdeğerlendirir, kendindeki OY kavramının 4-5 yılda nasıl önem kazandığını arkadaşlarıyla kahvehanelerde, aile içinde, komşular arasında konuşurlar, dertlenirler, karar verirler, yeni adaylarının geçmişini tartışırlar, seçimden seçime adam yerine konulduklarını düşünür, adayların önceki iletişimini hatırlar, şimdiki yağlı-börekli tavırlarına bakarlar, ezilmişliklerini, çocuklarının veya kendilerininİŞE alınmayışlarındaki oyunlara, AĞABEY diye hitabın,nasıl ABİ-ye dönüştüğünü hatırlar…

Seçimlerde İTTİFAK (oy birliği) kavramı üzerinde duranların, ne oldu da birden ZITTIFAK-A (oy zıtlığına) dönüştüğünü, anlamak da zor… Partilerin, birbirinden aday çalmaları, bunu mubah saymaları da demokrasi gereği olaraksayılmalı mı ? bilemem, ama siyasi mizahlar sosyal medyada alabildiğince yoğun…

BELEDİYE

Arapça belediyye: isim İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt; uray, şehremaneti.  (TDK)

Belediye kavramını, belediye binası olarak görmeyin;

o binada oturan seçilmiş kişinin, halkın derdini kendi derdi bilen, vatandaşla her zaman yüz yüze gelen, halka hizmeti HÂKKA hizmet olarak kabul eden, eline geçen ilk fırsattakendi çıkarını düşünmeden, toplumsal çıkar ilişkisi içinde olan, doğru kişinin kanunlara-yönetmeliklere, tüzükleregöre halkın içindeki  kişiler arasında FARK yaratmadan, o memlekette kimlikli-kişilikli yönetici olacak başkanlara MERHABA diyelim…

Bizler, kendi gözlemlerimizle yaptığımız bu değerlendirmelerimizi, hem seçileceklerin hem seçeceklerindikkate alınacağını düşünelim; genel belediye seçimlerimizin ülkemize, toplumumuza HAYIRLI olmasını dileyelim…

Ankara’dan tüm okuyucularımıza, KKTC’ye SEVGİLER…