İnsan yaşadıkça öğreniyor..Doğrular kadar, yanlışları da birebir yaşayarak algılıyor, ayrıştırıyor..


Yaşam dediğin şey, doğ, büyü, yaşa, 'son' ?...
Evreleri tam olarak böyle olmasa da, mesela gelişme evresini de geçirmiş olsa da insan, hayat dedeğin kimine göre 50' den sonra da başlıyabiliyor..
Peki ya, 60'ı aşanlarımız, 70' i görenlerimiz, dahası, Allah daha uzun ömür versin de, 70'i aşanlarımız..
Sosyal medyada rastladım şu  paylaşıma..
Her bir satırı, baş sallayarak verilen onaylarla doluydu..  Şöyle de denilebilir; 'gerçekçi anlatımlar' 
Bir soru üzerine verilen yanatlar vardı paylaşımda.. Masal gibi bir hikaye de diyebiliriz bu durumda.
İçimizden birimiz, hikaye buya.. 60'ını aşıp 70'e yaklaşmakta olan arkadaşlarından birine sormuş..
"Azizim, kendinde ne gibi bir değişiklik hissediyosun bu sıralar?" diye..
Madde madde sıralanmış hisedilen değişiklikler..
Hikaye bu ya, soru üzerine 'Azizim' denilen kişi değişiklikleri kaleme almış birer birer..
Özenle sıralanmış değişiklikleri okudukça,  değişik bir keyif aldım diyebilirim..
Yaşandıkça öğrenilenler, ne de güzel kararlar aldırmış ve değişim başlamış insanda..
 İlk değişimi, şöyle anlatkış 'Azizim' diye hitap edilen Aziz kişi..
"Ailemi, kariyerimi ve pozisyonumu sevdiğim yılların ardından, şimdi eski arkadaşlarımı sevmeye başladım."
İnsanın içinde var olan sevginin, ne vakit harekete geçeceği bilinmez elbet.. Misal, ben nefes almayı da çok seviyorum..
Kendimce sevdiklerimi bir kenara bırakıp, eski arkadaşarını sevmeye başadığını itiraf eden Aziz'in  yanıt olarak sıraladığı maddelere döneyim şimdi..
Bir diğer yanıt, yani değişim gösterilen durum..
'Azizim' diye hitap edilerek, kendisine yönelen soruya   yanıt sunan Aziz, bir de şöyle demiş; "Bir atlas olmadığımın farkına vardım. Yüküm bana yeter.  Dünyayı omuzlarımda taşımam gerekmiyor artık..."
Heleki doğadan gelen mutluluklar sıralanarak gelen şu yanıt.. Buna da ayrıca bayıldım ben şahsen.
Yanıt şöyle, oluşan değişim üzerine.. "Meyve sebze satanlarla pazarlık yapmayı bıraktım.
Sonuçta, bir kaç kuruş fazla ödememle cebimde bir delik açılmayacağını biliyorum ama o bir kaç kuruş, belkide meyve sebze satıcısının,  kızının ya da oğlunun okul masraflarını ödemesine yardımcı olabilir." şeklinde geliyordu.. Yüreğine sağlık be Aziz...
Değişim yaşanılan bir diğer durumu ise, hikaye bu ya.. Aziz şöyle ifade ediyor;
"Taksi şoförüne ödeme yaptığımda, para üstünü almıyorum artık.
Ekstra para kazanmak, taksicinin yüzüne bir tebessüm getirebilir.. Ne de olsa benden çok daha fazla yoruluyor taksici."
Bu arada, bu değişim herkese şart.. 70' den evvel, belki de 15'li yaşlarımızda yaşanmalı bu değiş..
Konu mühim çünkü.. Hem de çok mühim.. 
"Yaşlılara, 'bu hikayeyi anlatmıştınız.' demeyi bir kenara bırakmalı insan.."
ORHAN BABA GELDİ ŞU AN AKLIMA.. Çünkü değişim yaşanılan konudan bahsedilir iken,  'Hatasız kul olmaz' dercesine ediliyordu adeta şimdi bu söz..
Kaleme alınan ifade hayli açık ve netti. "İnsanları hatalı olduklarında bile düzeltmemeyi öğrendim."
Yaşa be Aziz.. Hatasız kul olmaz ki zaten..
Ve, değişim gösterilen bu durum için, "Ne de olsa, herkesi mükemmel yapma sorumluluğu bana ait değil. Huzur mükemmeliyetten çok daha önemli." de,  diyordu Aziz..
Eli açık olabilmek.. Var iken, paylaşmak.. Ne güzel bir duygudur..
Bir diğer yanıt, hikaye bu ya "Cömertçe ve bolca iltifat ediyorum.
Ne de olsa, bu yalnızca karşımdakine değil, benim de ruh halime iyi geliyor." vurgusu ile geliyordu.
Hemen her gün, kediler ile buluşma saatim var. Hali ile, kil tüy.. Pantolan gömlek, üzerim kedi kılı dolu..Hiç umursamıyorum..
Azizim denilerek, soru yöneltilen Aziz' de umursamıyormuş, ne güzel.. Tebrikler Aziz..
Bu konuda, şöyle demiş kendileri;
"Giysilerimdeki kırışıklığı ya da bir lekeyi dert etmemeyi öğrendim. Sonuç itibariyle, kişilik görünüşten daha çok öne çıkar."
Öne çıkması gereken, kişinin vicdanı bir de..
Ne kadar vicdanlı kişi var, o kadar hayat güzel be Aziz..