İnsan kimi zaman üzüntüden, kimi zaman da sevinçten ağlar. Rabbim, her vakit sevinçten ağlayanlardan eylesin bizleri..


 
 
"Ağla açılırsın.." sözünü, genelde büyük üzüntü yaşayanlar için kullanan bir milletiz..
 
Gerçekten de öyle olur.. Ağlar insan, açılır...
 
Kederden ağlar bazen de insan.. Olur olmadık yere de kederlenmek ister, ağlayıp rahatlamak, açılmak için..
 
Rahatlamak v eaçılmanın başka yolları da var, lakin bu aralar pahalıapatlar..
Bir kadeh, yanında peynir, haydari, acılı ezme.. Totalde büyük rakam, yani masraflı iş..
 
Pekçoğumuzun aklına gelmez bazı yaşanmışlar.. Misal; benim aklımdan çıkmayanlardan biri..
 
Yaşadığım şehrin merkezine, Yedi, olmadı sekiz yüz metre uzaklıkta bir Nokta..

Nara burnu.. Tarih, 1954 ... Karabsir gün, 81 Denizcimiz ile birlikte sulara gömülen Dumlupınar..  4 Nisan' da, eve dönüş yolundaki denizcilerimiz.
 
Nato tatbikatı icra edilmiş, donanma unsurları Gölcük limanına seyir halinde..
 
Gece karanlık, zifir karanlık hemde.. Denizaltı  filosu, aralıklarla geçiş yapıyor..
 
Aralıklar var savaş gemileri ve denizaltılarımız arasında. 
 
Gece karanlık..   Zifiri karanlık.. İsveç bandralı Nabolant şilebinin çarpması sonucu batan denizaltımız Dumlupınar..
 
Hikaye hazin mi hazin, anısına türküler bile yakılmış.. "Ahbir Ataş Ver"
 
İçilecek son cigaralar için istenilen ateşten söz ediliyor bu noktada..
 
Ağlamak istediğim anda okuduğum satırlar.. Yüzdü yüz gerçekten edilymiş öszler..
 
Kederlendiğim anda, açıp okuyorum bu satırları.. Şükrediyorum sonra halime..
 
İhtiyaç hasıl olduğunda, aklınızda olsun derim..  Ağlamak garanti bu satırları okuyunca..
 
80 küsür metre derinliğe gömülmüş, hareketsiz şekilde dipte yatan denizaltımız.. 81 vatan evladı var içinde..
 
Kimi komutan, kimi mehmetçik.. Şehit olanlarımız... 
 
Denizaltımızın battı şamandırısa satıha çıkmış..  İrtibat kurulacak, şamandıra üzerindeki ahize kaldırılınca, metrelerce derinde, çaresizlik içinde, dış üdnya ile  irtibat kurulmayı bekleyen Dumlupınar mürettebatı ile..
 
Öyle de oluyor zaten.. Kurtarma işlemleri için ahrekete geçen Deniz kuvvetleri unsunları, olay yerinde.. Şamandıranın başında.
 
Ve konuşulanlar.. O gün tarihi ile not edilen ifadeler
 
"Alo Dumlu..."
 
— Evet, Dumlu.
 
— Ben Üsteğmen Suat.
 
— Evet, efendim ben Selami
 
— Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
 
— Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
 
— Kaç kişisiniz orada?
 
— 22 kişiyiz.
 
— Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
 
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
 
— Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
 
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
 
— Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim.
 
— Peki efendim...
 
öZETLE YAŞANILAN ŞU...
 
Denizaltındaki subay, astsubay ve erlerin tümüne korkunç gerçek söylendi; kendilerini su yüzüne çıkaramayacaklarını buna imkân olmadığı bildirildi.
 
Artık kendilerine başta söylenen “gerekmedikçe konuşmayın ve sigara içmeyin '' telkininin yerine;
 
 “konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve isterlerse sigara da içebilirler '' denildi.
 
Bunu duyan kahraman denizcilerimizin son sözleri “Sizler sağ olun! Vatan sağ olsun! '' oldu.
 
O andan itibaren oksijen bitinceye kadar 72 saat hayatta kaldılar ve “Ah, bir ataş ver cigaramı yakayım, sen sallan gel ben boyuna bakayım… '' türküsünü söyleyerek büyük bir tevekkülle son nefeslerini verdiler.
 
Son sözleri “Vatan Sağ Olsun! '' diyerek şehit olan 81 denizcimiz bugün Çanakkale Boğazının derinliklerinde ebedi uykularındalar.
 
Bence, bir kez daha milyonlarca kez şükür halimize..
 
Dünya biliyor ki; Vatan sağ ve biz o kahramanlarımıza hep minnettarız..
 
Ağladım yine,  sanki kana kana..Ağladım ve açıldım yine..