Doktor başkan iki kelime ile öyle bir özet geçmiş ki, sanıyorum Çanakkale yaşayanı bir çoğumuzun da duygularına tercüman olmuş.
Ne mi o iki kelime? ‘Hortçu- Zortçu’
Sinir kat sayıları gibi, şekerleri yükselen isimleri de adeta anlatmış bu iki kelime.
Biliyor ve tanık da oluyoruz ki; Pek çok durumda, emrindeki personele de hart hurt’u çok sevenleri ebedi anımsayacak bu Çanakkale…
Bir değişim üzerine söze başlayıp, adeta iğneyi de her zaman eleştiride bulunduğu konulara karşı yaptığı gibi, önce kendine batıran türden tavrını yine göstermiş Doktor başkan.
Doktor, Doktor? Kim mi bu doktor?
Türkiye’ nin en büyük Beldesi, Kepez’ in CHP’ li Belediye Başkanı elbet. Yani; Dr. Ömer Faruk Mutan.
Sayın Başkan, adeta çık bir mektup yazıp, mektubunu da çağın en hızlı haberleşme yöntemini kullanıp postalamış.
Hayli ilginç sözlerle ilerleyen mektup; “Değerli CHP’ li arkadaşlarım!!!!” hitabı ile başlıyor.
Oysa ki, eskilerden hatırlıyorum da, girişleri bir başka türden de yapardık.
Eski mektupları dile getirmek değil amacım. Eski kırık camlara da dikkat çekme niyetinde ise hiç değilim.
Niyetim ne mi? Doktor Başkanın hayli dikkat çeken sözlerle bezeli açık mektubunu elden geldiğince açmak…
Gelelim o mektuba; “Bu tüzük öyle bir tüzük ki ötekileştirici, kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir tüzük.” Anlıtımı ile başlayan cümleler, sonra bir hatırlatma vurgusu ile sürüyor;
“Yine öyle ki grup oluşturup, yemeklere davet ettiriyor, bu grubun içinden İl, İlçe Başkan adayları, Belediye başkan adayları ve hatta Milletvekili adayları çıkarıp düzenlenen yemeklerde lansman yapılıyor. “ anlatımı adından da söze ‘bir’ nokta vuruluyor.
Sorgulayan, benzetme yapılan ve hatta sözü bir yere getirmek istenen durum hasıl gibi görülse de, mektup aslında veriyor, veriştiriyor.
Doktor başkanın açık mektubunun devamında gelen bu soruya haliyle dikkat;
“Peki bu tip oluşumlar örgütün bütününü kucaklıyor mu?”
Bana sorulsa, ‘Hayır’ derdim. Hayır’ tan kastım, bir süre önce sandık başındaki seçim durumunu anlatır eylem sözü değil.
Neden ‘Hayır’ dediğime gelince, hoş sohbet masalarda, her kes yok ki. Sadece birileri. Örgütten birileri de, birbirleriyle en azından birlikte kadeh tokuşturmak istemez mi?
Tabi benim yanıtıma tıpa tıp aynı sözle kendi yanıtı veren doktor Başkan, benim aklıma düşeni dile getirmese de, şöyle dile getiriyor önce sorup, ardından da verdiği yanıtını;
“Tabii ki Hayır. Maalesef daha ortada seçim kelimesi yokken, ya da yolun başındayken örgütün yarısından fazlasını ötekileştirici, ayrıştırıcı, yok sayıcı, en önemlisi küstürücü ve güç kaybedici biçimde seçim yoluna çıkarıyor. “
Sanki, bu sözleriyle;; ‘Seçim için sahada buluşma öncesinde, seçilecekler hep birlikte hoş vakit. Saha da kiler zaten mecbur çalışmaya’
Belki ben yanlış algıladım denilmek istenileni. Ancak bu da bir yorum…
Sonra geliyor, ‘he bravo’ dediğim o söze;
“Hort-Zort cu, dışlayıcı, itici, kakıcı bu tüzük demokratik bir sürece evrilmez ise bu kavgalar devam edecektir.
Temel amacımız en azından çarşaf listeyle siyasi parti ve seçim yasasını bir parça yumuşatarak kardeşlik, sevgi, saygı ve hoşgörünün inşası noktasında Çarşaf Liste!!! Çarşaf Liste!!! Çarşaf Liste!!! Diyoruz.”
Türkiye’ nin en büyük beldesinin, (tanıdığımdan söylüyorum) hayli çılgın başkanı, açık mektubunun satırlarının devamında;
“Eğer bu olmazsa fiili (defakto) bir durum yaratacağız rengi ne olursa olsun bloklaşan listeleri delik-deşik yapmak için merkez ilçede 3-5 kişi, ilde 8-10 kişiyi anahtar listelerde hayata geçireceğiz.
Listeleri delik- deşik edeceğiz. Yine tekrarlıyorum… Çarşaf Liste!!! Çarşaf Liste!!! Çarşaf Liste!!!”
Diyerek, adeta hodri meydan da çekiyordu…
Sayın Başkanın açık mektubunu okuyup, anında yanıt veren satırlar da dikkatimi çekti.
Bu bölüme, şu başlığı verebilirim; ‘PEKİ YA YORUMLAR…’
Paşazadeler den ilk yorum da, “Başkan sen başkanlığını bil.. bunu da üyelere bırak. Özgür irade ile millet ne kullanacağını, kime oy vereceğini çok iyi bilir...
Siyasi kariyerini parti içi seçimlerde harcama..
Genel başkanın sizlerle son toplantıda, mevcut belediye başkanları parti ici seçimlere karışmamasını söylemedi mi?” hatırlatması ile geliyordu.
Sonrasında gelen sözler, Pek tekin olmamış bel ki ama;
“ Siyasetin pis bir yöntem olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak yinede herkes bir iş bulmak için güçlü siyasi partilere gidip kayıt oluyor.
Halbuki, siyasiler seçilenler olduğundan, onları kendi hallerine bırakıp, görev sürelerinde onları dikkatlice izleyip…” şeklinde devam eden sözleri ile adeta Türkiye klasiğini de dile getiriyordu
Doktor Başkan Mutan’ ın, açık mektubuna; ‘Çarşaf liste iyidir.’ Tek cümlelik yanıt da yok değildi.
Tekin olmayan sözlerle, yorumunu sürdüren ve hayli renkli cümlelerle devam eden, açık mektubun okuyucusu;
“Delege ve üye oyları ile siyaset çok absurt bir yöntem. 8 yıldır Barbaros mahallesindeyim.
Daha bir gün ,ne bir delege, ne bir CHP’ li üye, ‘ne yaparsın, nasıl yaşarsın, var mı bir sorun?’
Diyeni görmedim işte belli bir oyun üzerine çıkamamamızın nedeni budur ve bu yüzden kaybediyoruz Halka inin HALKA.......” sözleri ile yine hayli bilinen, ne var ki bir türlü çözülemeyen kronik vaka hale, reçete yazıyordu.
Yazılı Reçeteye, katılıyorum vesselam…