Dünyanın üç günlük olduğunu bile bile,neden acamısızız hayata ve hayata dahil olmuş yaşamlara?!..

Doğa da hayatın bir parçası, doğadan faydalanan tüm canlılar da bu hayatın istesek de istemesek de çok değerli birer ferdi. Üç günlük dünya görüşüne ve gerektiği durumda dile gelenbu ifadeye dediğimiz, onayladığmıızdır..   "AYNEN"  der geçeriz..  
Türlü nedenlerden dolayı, doğa katledilir iken, ormanlar çıkan yangınlarla yok olur iken, kuraklık her seferinde şikayet konumuz olmuş iken, var mısınız?!..  Her evin salonnuda, pencere kenarında, balkonda bir oksijen üretim merkezi kurmaya?!..
'Nasıl olacak?' diye sorduğunuzu işitir gibiyim şu an.. Anlatayım mı nasıl olacağını..
Ben de yeni öğrendim...Hayli basit imiş.. Tek zorlu tarafı, bir orman gezintisine çıkmak.. Bulabilirseniz çevrenizde bir orman, neden olmasın değilmi bir orman gezintisi?!..
 Şaka şaka, O kadar da değil.. Fakat,gittikçe azalıyor, bu da bir gerçek.. Ormanlara ulaşmak  nerede ise şans işi..
Gelelim ne yapacağımıza!.. Yaşama da nezaket, doğaya da...
Orman buldunuz ve gezinti sırasında yer de bir kozalak gördünüz.. (Şansınız var sa tabii!)
Hemen alın onu.. Sahip çıkın o kozalağa..
Yeni öğrendiğim bilgi şu ifadeler ile kaleme alınmıştı.. Aynen aktaracağım sizlere..
Sosyal medya paylaşımında, şöyle deniliyordu; "Bir çam kozalağını; 1. Ormana gidin ve bulun.
2. Sadece küçük bir kısmı toprakta olacak şekilde saksıya koyun.
3. Hergün çok az miktarda sulayın, suyu çok olursa kozalak çürüyebilir.
4. Bir süre sonra minicik bir ağaç doğacak.
5. Tebrikler, oksijen üretimi başladı ve kendi evinizde minik bir ormanınız olacak artık."
Bu kadar basit işte.. Evde bir oksjien merkezi kurmak..
Kısacası azizim; Siz doğaya bir şey yapın, o da size nimetlerini sunsun...
Doğaya nezaket şart elbet.. İnsana da nezaketli davranma önemlidir..
Bir bilen ağabeyimin dediği gibi; "Nezaket hayatın armağanıdır^"
Tam da bu noktada, doğadan da söz ediyordu bir bilen.. diyordu ki
"Doğaya bakarken bizde neyin eksik olduğuna dikkat edin: Nezaket ve zarafet noksanlığı...
Kaba saba hayatın içinden nezaket çıkarabilmek güçtür.
Nezaketle yaşamak asilce bir çabanın ürünüdür.
Doğaya dikkatle bakın, önce zarafeti görürsünüz. Eğer nezaketle bakabilirseniz!...
Bir flamingoyu zarif gösteren sadece uzun boynu ve bacakları değildir.
Onları kullanma biçimidir. Ne de naziktir o canlı, adeta bastığı toprağa zarar vermemek için davranıyor gibidir.
Hayatın kaba saba halleri içinde nezaketle yaşayanlara yanaşın.
Geri kalan her şey zarafetle akacaktır."
Düşününce şöyle hallice, insanın aklına neler gelmiyor ki, doğaya ve yaşama nezaketli olmanın  öneminedair.. Değil mi amma?!..
Bazı canlılar, toprağa basar iken çekiniyor sanki..
Zarar vereceğim korkusu sergiliyor o anlarda.. Örnek verdik ya, Filamingo dedik ya az evvel..
Gözümüzün önüne, öyle nazik yürüyen canlıları getirelim mesela.. Kediler de öyle, köpekler de.. heleki, o minik serçeler.. sekiyorlar, toprak anaya dokunmaktan korkarcasına, o na zarar vereceğini sanarcasına, seke seke yürüyorlar zeminde.
Gözlemleyip çevreyi, yaşama dahil olmuş canlıların daha nice  inceliklerine tanık olabiliriz bence..
Doğa ile başbaşa kaldıkça insan, doğanın attığı avaz avaz çığlığı da işitebiliyor zamanla..
Bir başka bakıyor hayata.. İşittikçe kulakları yardım çığlığını, daha bir seviyor yaban hayatı.. Evcilleşmiş  dostları, sayayım mı daha?!..
Oksijen üretim merkezi kurmakla atalım ilk adımı.. Sonrası kendiliğinden gelecek, benden söylemesi.. İçgüdüleriniz sayesinde, ayrı bir mutluluk yaşayacaksınız.
Ne para ne pul ile elde edilebilecek bir mutluluğun içinde bulacaksınız kendinizi.. Tekrar ediyorum: 'Benden sadece söylemesi..'
Bu arada, kimimiz Ceylan der, kimimiz Karaca.. Bir tür geyik türüdür aslında..
Sık sık doğa ile baş başa kaldığınız anlarda onlara da rastlayacaksınız.. Her ne kadar ormanlar azalsa da çevremizde, onların yaşayabildiği alanlar çok şükür ki halen var Çanakkale’ de..
Bir Ceylanın, otladığı anları bir görseniz.. Tabiat ananın bu güzel canlısını bir izleseniz, Ormanların çiçeği olduğunu, ormanların bir süsü olduğunu dahi iyi anlayacaksınız..
İnsan hayran kalıyor o an, ortak yaşam alanımızın birer parçası yaban hayatına..